*Izabella*
"İyiyim. Sakin ol." dedi Adrian yüzünü buruşturup doğrulurken.
Endişeyle ona bakarken kısa bir süre önce ölüm döşeğinde olan Adrian'ın şimdi karşımda olması garip geliyordu. Ve şimdi tekrar yaralanmıştı.
"Bir şey oldu mu?" dedim korkuyla ona bakarken. Bu halime tebessüm etti.
"Hayır."
Adrian'ın gözlerine bakarken o bana yaklaşıyordu. Dudağımın kenarı kıvrılırken onun da benden farkı yoktu.
Tam dudaklarımızı birleştirecekti ki sertçe açılan kapıyla küfrederek geri çekildi.
Bakışlarımız kapıya dönerken gelen Zoe'yu görmemle sıkıntılı bir nefes verdim. Madison'ın da içlerinde bulunduğu dirilen toplulukta Zoe da vardı maalesef.
Yüzüme soğuk bir ifade yerleştirdim ve Adrian'ın desteğiyle ayağa kalktım.
Soğuk yüz ifademle Zoe'yu karşılaşmıştım.
Ayağa kalkıp salonun ortasına ilerlediğimde Zoe salonun kapısına yaslanmış iğrenç bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
Kızıla çalan saçlarını alttan topuz yapıp kahküllerini düzleştirmişti. Kırmızı ruj ise o berbat gülümsemeye vesile olan dudaklarını kaplamıştı.
Onun mavi gözlerine yüzümdeki alaycıl gülümsemeyle baktığım sırada yanımda duran Amy her zamanki soğuk sesiyle konuştu.
"İyi orospu lafın üstüne gelirmiş diye duymuştum. Sence de öyle değil mi Izabella?" dedi.
İçten bir kahkaha attığımda gözüm babama takılmıştı. Hayretle annesine bakıyordu.
Josh ise destek olmak ister gibi annemin yanındaydı.
Nina da şaşkındı. Tabii ki onun şaşkınlığı umrumda değildi.
"Duyduğun o söz Zoe için yazılmış kesinlikle."
Benim bu keyifli sesime karşılık Zoe yüz ifadesi bozmamış ve konuşmuştu.
"Melezlerin, safkanlara tehlike oluşturduğunu düşündüğümüz için Safkan Birliği adında geniş çaplı bir topluluğumuz var." Derin bir nefes aldı ve elini tokalaşmak istercesine uzattı. "Ben Safkan Birliği Sözcüsü Zoe Hill."
İşte bunu beklemiyordum. Söylediği şeyle buz kestiğimde omzumda bir el hissettim.
Toprak kokusu...
Adrian bana destek olmak istiyormuşçasına yanımda duruyordu.
Şaşkınlığı atlatamadığım için cevap bile veremezken Amy bu şaşkınlığı hepimizden önce atlatmış olacak ki konuşmaya başladı.
"O halde ben de kendimi takdim edeyim." dedi Amy gülümserken, bir adım öne çıktı.
"Senin kalbine kazığı saplamış olan Amy Bell."
Zoe'nun yüzündeki gülümseme silinirken Amy'nin iyi yerden vurduğunu anlamıştım.
Kendimi toparladım ve araya girmeye karar verdim.
"Sanırım bu defa o şeref bana ait olacak."
Amy bu dediğime gülerken diğerleri ise bizi izliyordu.
Sahi, ben neden şu anda Zoe'yu öldürmüyordum?
Vampir hızıyla onu dış kapının yanındaki duvara yapıştırdığımda yerlerimizi değiştirerek boğazıma doladığı eliyle beni yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz | Karanlık Ruh
VampireGeceden nefret etmemin sebebi buydu belki. Kabuslar... Uykularımı işgal eden, bir zehir gibi acı çektiren kabuslardı. Gecenin siyahlığına olan aşkımı engelleyen de buydu. Gündüzün maviliğine olan aşkımı alevlendiren de buydu. Kabuslar hayatımı ele g...