|34.Bölüm|

8.1K 514 58
                                    

İyi okumalar💕

"Bundan sonrası ona bağlı İzabella. Üzgünüm ama kazıktaki büyülü zehir gerçekten çok güçlüydü."

Adrian'ın yanındaki sandalyeye oturduğumda odada kimse kalmamıştı.

"Biliyor musun? Üvey kardeşimi saklamana kızmadım. Çünkü duydum Adrian. Bana söylemek istediğini duydum."

Güldüm. Ama bu ağlamaklı bir gülüştü.

"Nina'nın annem olmadığını öğrendiğimde, bu zamana kadar yalanlar içinde büyüdüğümü öğrendiğimde yanımdaydın. Şimdi gitmen..." Gözümden akan yaşı dildim. "Çok saçma."

Bakışlarımı duvardan çekerek yüzüne çıkardım.

"Korkuyorum, tamam mı? Babama bunlar olsa umursamazdım. Bu çok değişik bir his."

Yüzünü inceledim.

Gözlerinin altı morarmış, yüzü daha beyaz bir renge bürünmüştü.

Dudakları normal rengini tam olarak kaybetmemişti. Normal rengine birazcık morluk eklenmişti.

Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken ufak bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Adrian sana ihtiyacım var. Gitme."

Sesimden akan çaresizlik umrumda değildi.

Geri çekildim ve sandalyeye oturdum.

Elimi eline uzattım.

Kafamı arkamdaki duvara yasladım ve karşıdaki duvara bakmaya başladım.

Sevdiklerimi kaybetmek artık normal bir şey gibiydi. Doğduğum anda kaybetmeye başlamıştım. Ama bu rutin haline gelse de verdiği acı azalmak yerine artıyordu.

Adrian'ın öksürmeye başlamasıyla uyandım.

Telaşla ona bakarken ağzından süzülen kan, kanımın donmasına neden oldu.

"Anne!" diye bağırdım.

Adrian'ın gözleri aralanırken bakışları yorgundu.

"Hayır, hayır!"

"Bella..."

Bakışları gibi yorgun olan sesi kulağıma ulaşırken onu susturdum.

"Konuşmayı kes. Annem geliyor."

Erica hızla kapıyı açtı.

Adrian'ı ağzından akan kanla görünce şaşırsa da koşarak geldi.

"Çok güçlü bir zehir."

"Olmaz. Kurtar onu!"

  Ellerini Adrian'ın başının iki yanına bastırdı. Adrian olanları kavrayamıyormuş gibi duruyordu.

"Konsantre olmam gerek İzabella. Git buradan."

Başımı onaylamazca salladım. Bana bakmadan konuştu.

"Git dedim!"

Titreyen bedenimi birkaç adım atarak geri çektim.

Dolan gözlerimi kırpıştırdım.

Kapıya doğru geri adımlar atarken bakışlarım Adrian'ın kapanan gözlerine odaklanmıştı.

Kapı kolunu indirdim ve arkamı dönerek dışarı çıktım.

Ona destek olmam lazımdı ancak bu halde ne ona yararım olurdu ne kendime.

Büyü yapamıyordum. Bir işe yaramazdım.

Ölümsüz | Karanlık RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin