|28.Bölüm|

9.8K 610 523
                                    


Her ne kadar basit bir seçim gibi dursa bile ben Ölüm Uykusundayken bedenim ele geçirilip sonsuzluk kadar uzun bir süre bu uykuda bulunabilirdim.

"Bilemiyorum." diye mırıldandım.

"Bağlantı giderek zayıflıyor. Karar verdiğin zaman benimle iletişime geç. Nasıl yapacağını biliyorsun." dedi.

Elleri, ellerimi bırakınca tüm bu beyazlığı, korkunç karanlık kapladı...

*Luke'tan*

Karanlık sokaklar arasında ilerlerken üzerine garip garip yazıların bulunduğu bu sokak bana garip gelmeye başlamıştı.

Elbette bunları tahmin ederek gelmiştim. Ancak bu kadar garip olması...

  Duvardaki yazıları incelerken bunların ne anlama geldiğini az çok anlamıştım. Karanlık Büyüydü bunlar. Kara Büyülerdi.

Elimi duvara yazılmış küçük yazıların üzerine değdirdiğim zaman elektrik çarpmış gibi bir his tüm bedenimi kapladı. Elimi hızla geri çekerken bunun basit bir Kara Büyü değil, Kara Büyünün ise yaramasını sağlayan bir aracı olduğunu anlamam kısa sürmemişti.

Kara Büyü yapılıyordu. Ya da yapılacaktı. Veya yapılmıştı...

Büyücülerin, kurtların ve vampirlerin şu an ki hedefinin Karanlık Ruh olduğunu düşünürsek bunun bizim lehimize mi yoksa aleyhimize mi yapılan bir büyü olduğunu anlayamamıştım.

Büyünün yazılı olduğu duvar ile temas etmemeye çalışarak yazan kelimeleri okurken bunları daha önce görmemiş olmam sinirimi bozsa bile birkaç anlam çıkarmıştım.

"Vay, vay ve vay." diyen bir ses kulaklarıma ulaşınca hızla geri çekildim. Başımı sağ tarafıma çevirince boş ara sokağın başında duran bir adamın bana gülerek baktığını gördüm.

Yaşı henüz 50'lerde duran, grileşmeye başlamış saçlara sahip, uzun boylu bu adamın gülümsemesi samimiyetten çok tehlike barındırıyordu.

Onun bu gülümsemesi her ne kadar tehlikeli olsa bile beni korkuttuğu söylenemezdi. Kara Büyü yapacak kadar güçlü olsa bile, giderek sayısı azalan mor gözlü büyücülerden olmadığı anlaşılıyordu.

  "Ne istiyorsun?" diye sordum, sesim en az onun gülümsemesi kadar tehlikeli çıkmıştı.

Yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan konuşmaya başladı.

"Karanlık Büyülerimi fark eden bir çocuğun işini bitirmem gerek." dedi, bir adım geri gittim. O güçlerini bana sergilerken bense ona karşı koyacak bir büyü hazırlıyor olacaktım.

Ellerini kaldırıp benim de yükselmemi beklerken ona karşı koyuyordum.

Ben yerimden bir santimetre bile hareket etmeyince bu defa o geriye doğru bir adım attı.

Büyüsünü geri çekmesiyle beni zorlayan o güç gitmiş, derin bir nefesi ciğerlerime çekmiştim.

"Bu büyüyü bozamayacaksın." dedi ve hızla ellerini öne uzatarak birkaç kelime mırıldandı.

Bir anda yaklaşık 3 metre uzağımda beliren yaratıklara baktım. Animasyon filmlerindeki ana karakterin düşmanı olan korkunç canavarlara benziyordu. Animasyon filminden çok korku filminden fırlamış gibi duruyordu aslında...

Kanlanmış ve aynı anda farklı noktalara bakabilen gözleri, her nefes alıp verdiğinde çıkan gri duman, ağzının kapalı olmasına rağmen kendini belli eden sivri dişleri, ağından akan salyası, uzun ve sivri siyah tırnakları, her an buharlaşacak gibi duran kirli, soluk yeşil derisi ve uzun bacakları onun normal bir canlı olmadığını bağırıyordu.

Ölümsüz | Karanlık RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin