|30.Bölüm|

8.8K 559 746
                                    

İyi okumalar💓

*

"Evet, bana yardım etmen lazım."

Bana dikkatlice baktı. Bu garip bakışın ardından huysuzca konuştu.

"Pekala, Karanlık Ruh. Ama uyanamazsan-"

Gözlerim kırmızıya dönerken tehditkar bir sesle konuştum.

"Uyanacağım. Eğer uyanamazsam senin için geri geleceğim ve o zaman sen de uyuyacaksın."

Söylediğim şeyin altındaki tehditi sezmiş olacaktı ki donuk gözlerime baktı.

"Pekala, ancak her şeyin bir bedeli vardır."

Kaşlarımı çattım. Bence ben bu bedeli ödemiştim. Kardeşimi kaybetmekle, babamı kaybetmekle, annemi kaybederek doğmayla, yalan bir hayatla...

"O piç herif kardeşimi öldürdü! Daha ne bedelinden bahsediyorsun!?"

  Ellerimle boğazını kavradığımda beni sakinleştirmek istercesine konuştu.

"Bana ödemeyeceksin. Ölüm Uykusu güçlü bir büyü ve bunun için bir şey feda etmen lazım. Fedakarlık, bedelin temelidir kızım."

Boğazını yavaşça bıraktım ve düşündüm. Neyi feda edebilirdim ki?

"Bedel ne?"

"Onu sana büyü gösterecek. Bedeli yalnızca onu ödeyecek kişi bilebilir."

Bıkkınca gözlerimi devirdim.

"Ölüm Büyüsü yapılmadan önce bedeli öğreneceksin."

Başımı onaylarcasına salladım. Pek güvenilir biri gibi durmasa bile bir büyücü bulmuştum.

"Peki. Bu büyü ne zaman olacak?"

Önündeki kitaba baktı. "Uzun bir süre sanırım. Malzemeler zor bulunuyor."

"O zaman malzemeleri bulmana ben de yardım edeceğim."

Bana şaşkınlıkla baktı. Onu umursamadan yanına geçtim ve Ölüm Büyüsü yazan sayfadaki malzemelere baktım. Yazı o kadar garipti ki hiçbir şey anlayamamıştım.

"Tabii malzemelerin ne olduğunu anlayabilirsem."

Söylediğim şey üzerine tek bir söz bile söylemeden bir kalem ve eski bir kağıt aldı. Merak ediyordum, bu kağıt 16 yüzyıldan mı kalmaydı?

Kağıda yazdığı şeylere bir göz attım. Bunları nasıl bulabilirdim?  Hem de günlükleri ararken!

"Bunlardan herhangi birini bulduğun zaman bana haber ver. Bulunması zor olan malzemeler yalnızca bunlar."

Onu başımı sallayarak onayladım ve bu eski, tozlu dükkandan dışarı çıktım. Hangi büyücü eski bir antika dükkanı açardı? Pekala, bu soru saçmaydı. Şu anda Amy'nin ne yaptığını düşünüyordum.

Büyücü aramak için Luke'un yanından ayrılacağım sırada bulunduğum yerin konumunu Amy'ye mesaj olarak atmıştım. Luke'u o halde görünce neler hissettiği, ne yaşadığı beni meraktan öldürüyordu.

Telefonumu açtığım zaman 25 tane cevapsız çağrı olduğunu fark ettim. Dükkana girerken telefonumu sessize almıştım.

Arayanlara bakınca bunların Amy, Adrian ve George'dan olduğunu gördüm. Hiçbiriyle konuşmak istemiyordum. Adrian dışında.

Adrian'ın numarasının üstüme tıkladım ve sokakta uyuşuk adımlarla ilerlerken açmasını beklemeye başladım.

"Alo! İzabella neredesin?"

Ölümsüz | Karanlık RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin