İyi okumalar♡*
"Gitmem gerekiyor." diye fısıldadım karşımdaki kız bana dolu gözleriyle bakarken.
Benim de gözlerim dolmuştu.
Burada bir parçam eksik gibiydi. Her yer kurtların köpek kokusuyla kaplıydı. Kurt yanım da olsa bile vampir tarafım ağır basıyordu.
Kahverengi gözleri vardı. Beline kadar gelen uzun dalgalı kahverengi saçları vardı. Esmer teni de eklenince bir mankene benziyordu. Tabii kısa boyunu saymazsak. Gözleri dolan yaşlar nedeniyle parlıyordu.
"Üzgünüm. Seni bu halde gönderemem." dediği sırada benimle ilgilenen bir adamı fark ettim. Nasıl daha önce dikkat etmemiştim?
"Ben iyiyim." dedim ısrarla. Bu halde ne kadar dikkate alırlardı beni bilmiyordum. Dönüştüğüm için olsa gerek üzerimde ağır bir yorgunluk vardı.
Tepemde dikilen adam huysuzca homurdandı. Sarı saçı, buğday rengi teni ve koyu kahverengi gözleri vardı. Boyu benden 30 santimetre kadar uzundu. Vücudu fazla kaslıydı. Bu olağanüstü varlıkların ortak özelliğiydi zaten.
"İyi olduğun için suratın bembeyaz değil mi?"
Gözlerimi devirmeden edemedim. Suratımın vampir olduğum için beyaz olduğunu söyleyip onu bozmak yerine hiçbir şey söylememeyi tercih etmiştim.
Burnumdan akan sıvıyla elimi bununla götürdüm ve küfretmeden edemedim. Kanıyordu. Ağzımdan kan akmadığına şükretmem lazımdı sanırım.
Çok enerji harcadığımda oluyordu bunlar genelde. Ve dönüşürken büyük enerji harcamıştım. Dönüşümü hayal meyal hatırlasam da kurt halimle ilgili ne yazık ki hiçbir şey hatırlamıyordum.
"İyi misin?" dedi kız ve oğlan telaşla.
Elimi sorum yok dercesine kaldırdım.
"Sürekli oluyor. Bir peçete verseniz yeter." dediğimde sarışın adam peçete uzatmıştı. Peçeteyi alıp burnuma götürdüm.
Kadın, sandalyede oturup ellerine baktı. Gözünden akan yaşı ince parmaklarıyla sildi. Kaşları çatılmıştı. Aklına gelen şey ne ise onu üzmüştü belli ki.
"Ne oldu?" dedim. Bu meraktan çok destek vermek ister gibi bir soruydu.
Bakışlarını ellerinden kaydırmadan titrek bir sesle konuştu.
"Erica Miller. Onu tanıyordum." dediğinde onu daha dikkatli dinlemeye başladım.
Annemin döndüğünden haberi yok muydu?
"Arkadaşımdı. Tabii Aidan değişmeye başlayıncaya kadar."
Babamın aklıma gelmesiyle peşe geyi kenara attım. Gitmem gerekiyordu.
"Babam... Gitmem gerek." dedim telaşla. Ama tepemde dikilen kurt beni iterek tekrar yatırdı. "Dinlendikten sonra zaten biz bırakacağız eve."
Başımı geriye attım.
Annemi kaybetmek istemiyordum. Rüyamda gördüklerim...
Babam anneme yakınlaşıyordu. Ve ikisi tekrar birlikte oluyordu. Annem mutlu olduğu için sesimi çıkarmasam bile babam annemi tekrar öldürüyordu.
Gözümden akan yaşları sildim. Bu rüya değildi. Kabustu.
"Annem geri döndü." dedim bir anda.
Konuya hızlı mı girmiştim? Bence hızlı olması daha iyiydi. Alıştıra alıştıra söylemek saçma gibi geliyordu bu durumda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz | Karanlık Ruh
VampireGeceden nefret etmemin sebebi buydu belki. Kabuslar... Uykularımı işgal eden, bir zehir gibi acı çektiren kabuslardı. Gecenin siyahlığına olan aşkımı engelleyen de buydu. Gündüzün maviliğine olan aşkımı alevlendiren de buydu. Kabuslar hayatımı ele g...