39 ¿

66.1K 4.9K 1K
                                    







*


"Evet ?" Telefonumu yerden alırken yüzüm kıpkırmızıydı.

"Ben," kaşlarını kaldırdı.

Yardım ?

" Ne diyorsun sen ya ?" Yanından geçmek için sola yöneldim. Sola yürüdü. " Kaçamazsın Alya." Dedi.

"Ha sen fotoğrafı diyorsun. " dedim yeni anlamış gibi yaparak. " Röportaj için gerekli. " kaşlarını çattı.

"Ne röportajı?"

Evet ne röportajı Nehir Erel?

"Yağmur'la şey yapacağız işte. Ödev hazırlıyor bende seninle evim yakın diye falan yapacağım ."

Alkış alırım.

Böyle süper yalan görülmedi.

Hadi kabul edin.

Lütfen.

"Ne ile ilgili?"

"Sen kişisel hayatın."

Kaşlarını çattı. "Sen?"

"Hı ben beğenemedin mi?" beni baştan aşağıya süzdü.

"Yo beğendim de,"

"O zaman yarın gelirim. Görüşürüz." yanında ışık hızıyla çıkıp marketten çıktım. Bu sefer baya kötü faka basmıştım.

*



"İlk soru, neden antrenör olmayı kabul ettiniz?" elini çenesinin altına koyup düşünürmüş gibi mırıltılar çıkardı.

"Bir tür terapi diyebiliriz. Kendimi daha iyi hissedeceğimi düşündüm. Şimdi bana şu kolunun altında ki kurabiyeleri ver." kurabiye kutusunu arkama doğru sakladım. "Bitince," dedim. Annemle birlikte kabul ettiği için kurabiye yapmıştım.

Altını çizerim.

Tamamen annemin başının altından kalkıyor bu işler.

"İdare edeceğiz, peki peki."

"Öhm. Sevgilin var mı? Ne?! Yok pardon. Bu değil bu soru değil ben sormadım bunu yağmur yazmış yanlışl- ne gülüyorsun sen ya?" Alper kafasını iki yana sallayarak güldü.

"Sevgilim yok." dediğinde alt dudağımı ısırdım.

Sorulara baktığımda Yağmur 'un çoğunu değiştirdiğini görünce terlemeye başladım. Çünkü bu sefer sahiden aklıma ne yalan geliyordu ne de söylediklerime uyduracak bir kılıf.

Allah ne verdiyse gidiyoruz.

"Şey, soruyorum o zaman." Hadi der gibi baktı. "Soruyorum." kaşları kalktı. "Şey, Ülke dışında bir kulüple anlaştın. Gelipte milli takıma katılmayı düşünmüyor musun?"

"Bilmiyorum. Eğer istediğim gibi olursa her şey olabilir ama önceliğim o klüp, o kulüple bir de başka bir şeyler var." geriye yaslandım. Kutu rahatsız etse de umursamadım.

"Tıkandın herhalde." dediğinde içimden, öyle valla desemde dışımdan "Yoruldum." dedim. On beş dakikadır burdaydık ve laf sokmaktan anca başlamıştık. "Ben sıkıldım bu kadar yeter sonra şey yaparız." dedim.

"Şey demek alışkanlık olmuş." dedi. Hoşnut durmuyordu. Peh, banane.

Elimi arkama uzatıp kurabiye kutusunu alıp ona uzattım. Kurabiye kutusunu çekince bırakmadım. Sinsi bir şekilde gülüp bir an da tüm gücüyle kutuyu çekince oturduğum tekerlikli sandalye ile birlikte ona çarptım. Sırıtarak kutuyu alırken karnından kendimi geriye doğru ittim. "Acaba soruyorum hayvan mısın?"

Yazıyor... (Depresif Kız) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin