Selam millet!
Biliyorum bu sefer uzun beklediniz ama inanın kendime de vakit ayırmam gerekiyor. Bilen bilir sınavdan daha yeni çıktım benjcmsjcmskds
İyi okumalar.
*
"Daha hızlı, hadi bakalım." Amy atışlarını hızlandırıp oyuna tempo verdiğinde değişen pozisyonum artık smaçör olduğu için yerden yükselip smaç basmak için hareketlendim. Haftaya bugün maçımız vardı. Çok sıkı çalışıyorduk. Herkes kendine çok dikkat ediyordu. Eğer bir sakatlık yaşarsak Agustin bizi öldüreceğinin sinyallerini vermişti.
Bana doğru gelen topa bir iki adım attığımda Sophie'de birkaç adım arkaya gelip topa zıpladı. Bende aynı anda öne doğru atıldığım için çarpıştık. Yere düştüğümüzde ben onun altında kalmıştım.
"Alya iyi misin?"
Amy üzerimden Sophie'yi çekip önümde diz çöktü. "İyiyim," dedim acıyan bileğimi tutup okşarken. "Dikkatli olmalısın. Bir de kaptansın. Amatör değilsin. Yerin orası değildi farkında mısın?" diyerek Sophie'ye çıkıştı Amy.
"Üzgünüm Alya." dedi Sophie. Agustin yanımıza gelip düdüğünü çaldı. "Gidin dinlenin. Dökülüyorsunuz. Bu takım mı dünyanın en iyi takımı olmaya aday?" sahte bir şekilde güldü. "Kendinizi kandırmayın.""Ve bom!" dedi Amy. Oflayarak bileğime baktım. Sophie ayakta durmuş bana öylece bakıyordu. Ona ne var dercesine baktığımda omuz silkip arkasını döndü ve uzaklaştı.
Amy 'nin uzattığı eli tutup ayağa kalktım."Evet Alya Erel."
"İsmimi ve soyadımı düzgün teleffuz et." omzuma vurup güldü.
"İyi misin bebeğim?" Kafa salladım. "Günlerdir antrenman yapıyorsun. Kaç hafta oldu üç mü?" Omuz silktim. O günden sonra üç hafta geçmişti. Alper ben ağlarken bana sarılmış daha sonra kollarımızı ayırmış ve bir şey demeden öylece geri otele dönmüştük. Sonra zaten herkes takımının yurduna geri dönmüştü. Bir hafta önce de maçları olduğu için gitmişlerdi. Sophie'de üç haftadır bana bakıp duruyordu ama genel olarak çok sessizdi."Üç hafta." Dedim durgunca ama iyiydim. Üzgündüm ama içimdekileri söylemek iyi gelmişti. "Onlar geleli de bir ay olmak üzere." Dedi Amy uzakta kızlarla oturan Sophie'ye bakarak. Kolunu omzuma attı. "İyi ol. Sen iyi bir kızsın. Hem bence şansını başkasıyla da deneyebilirsin."
"Şans aramıyorum ama belki de şans vermeyi öğrenmeliyim."
Bana sıkıca sarıldı.
İnsanlara kötü davrandığım söylenirdi. Söylenenleri umursamadığımı düşünürdüm. Şimdi anladım ki aslında hep bir köşede durmuş ve ben kendim hakkında sürekli kötü düşünmüşüm. Ne kendimi sevmişim, ne de benimsemişim.
Yabani Alya.
Gülümsemeyen Alya.
Kavgacı Alya.
Kim benim hakkımda iyi bir şey söylerdi ki?
Beni seven birisi olduysa da, gözlerim, saçlarım ve yüzüm için severlerdi, tanışsalar beni sevmezlerdi çünkü gerçek Alya kendisi için umutsuz. Umutsuz insanlar yitirmiştir bazı şeyleri. Benim gülümsememi yitirdiğim gibi. Yanıma gelenler korkarlar. Onlarında gülümsemelerini çalacağım diye uzak dururlar.
İnanç.
İnanç yoksa yoksun.
"Gelsene onları izleyelim." bileğimi ovdum. Revire gitsem iyi olacaktı. "Futbol ilgimi çekmiyor." dedim yalanla. Normalde Beşiktaş 'a ölüp biterdim. Maçlarını kaçırmazdım. Burda hiç içimden gelipte başka takımların maçlarını izlememiştim. Şu an idman yapan erkekler de umrumda değildi o yüzden. Yurtları bu kadar yakın yapmalarını sevmiyordum ama LL olaya hepimiz kardeşiz gözüyle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazıyor... (Depresif Kız)
Short Story11-B grubuna eklendiniz. +9054: Alya gruptan çıkma. Önemli bir konu var. Siz : Özelden yaz. Gruptan ayrıldınız. +9054 yazıyor... +9054: Sen voleybol takımında bu sene kaptansın. O gruba yeni antrenörü aldık. O yüzden çıkma. Siz : Gerekli mi? ...