51 ¿

51.4K 4.6K 1.4K
                                    



Merhaba (::

İyi okumalar.


Bavula son olarak annemlere aldığım hediyeleri koyduğumda yere oturdum. Bavula donuk donuk bakarken aklıma gelen anılarla parmaklarımı göz çukurlarıma bastırdım. Böyle bitmemeliydik.

Aklıma bir an da ağladığım zaman beni karın içine yatırıp yüzümü sildiği an geldi.

Onun için ağlamıştım.

Onun için gülmüştüm.

Markete gittiğimde karşılaşmıştık. Yağmur bana resmini atmıştı.  Yakalanmıştım.

Onunla röportaj yapmıştım.

Birlikte sinemaya gitmiştik.

Lunaparka gitmiştik.

Bana hep iyi davranmıştı.

Aptaldım. Yumruklarımı sıkıp bavulu ittim. Yavaşça yerden kalkıp derin bir nefes aldım. Bavulu kapatıp telefonumu elime aldım. Yatağıma oturduğumda sosyal medya hesaplarımdan birine girip onun adını yazarken buldum kendimi. Çok fazla fotoğraf paylaşmıyordu. Son attığı resme bakarken içim bir tuhaf olurken midem bulandı.

*

"💇🏼‍♀️"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"💇🏼‍♀️"




Bir anda ağlamaya başladığımda kendimi susturamıyordum. Sevgilisi olduğu söylenen kızdı. O da voleybol oynuyordu. Aynı klüptelerdi. Ağzıma elimi bastırıp susmaya çalıştım. Dizlerim üzerine çöktüğümde kendimi tutamıyordum. Neden duracaktı ki? Neden hala aptal ergen bir kızı düşünecekti? Ben  hala hayal kuruyordum? Peki hayal kurduğum kişinin bundan hiç haberi olacak mıydı?

Birini seviyorum diye o da beni sevmek zorunda değildi, kalbim neden bunu kabullenmiyordu? Saçlarımı ellerim arasına aldım.

"Kabullen artık!"

"Kimse seni çekmek zorunda değil!"

Burnumu çektim. Ayağa kalktım ve gidip yüzümü yıkayıp yatağıma yattım. Yine aynı ben olacaktım.

*

Hava alanında bavulumu almış basketbol takımındaki inen kişilere bakıyordum. Tabiri caizse hepsini dikizlemiştim. Gazeteciler bir köşede çekim yaparlarken çok fazla göze batmak istemiyordum ama onu görmek için pankart açacak hale gelmiştim.

"Alya!" Gözlerim bana bağıran kişiye döndüğünde karşımda Hülya Yücegönül'ü görmeyi hiç beklemiyordum. "Merhaba." Dediğimde hızla bana sarıldı. "Nasılsın hayatım? Görmeyeli boyun uzamış senin."
Gülümseyen yüzüne baktığımda Alper'in gözlerinin aynısı olan gözleri beni üzüyordu.

"İyiyim siz nasılsınız?"

"Bizde iyiyiz. Fatih Alper'le birkaç sorun çıkmış onları halletmeye gitti. Sen ne yapıyorsun?"

"Annemleri bekliyorum bende."

"Bizimle gelsene. Biz bırakalım seni."

"Yok. Annemler zaten gelecekler."

"Alper seni görünce çok mutlu olacak. Annenler nasıl? Onlarla da görüşemedik." Dediğinde kasılan karnımla derin bir nefes aldım. "İyiler." Dedim heyecanımı belli etmemeye çalışarak. " Neler yapıyorsun bakalım?"

"Alya!" Üzerime atlayan Yağmur'la birkaç adım geriledim. Bana sıkıca sarılırken bende ona sarıldım. "Seni çok özledim." Yanaklarımı sulu sulu öperken arkasında duran annemle babamı gördüm. Ondan ayrıldığımda annemin eli karnında ve yüzü tuhaf duruyordu. "Anne?" Dediğimde babamda anneme döndü. Annem babama tutunduğunda hızla yanlarına koştum.

Daha 3 aylık bebek doğmazdı.

Anneme bir şey olmazdı değil mi?







Hastane odasının kapısında beklerken dizlerimi kendime doğru çekmiştim. Yağmur omzuma düşen kafasını kaldırıp esnedi. "İyi misin?" Diye sorduğunda kafa salladım. Annem ufak bir baygınlık geçirmişti. Bu yüzden hastanedeydik. Hamileliğinin  riskli geçtiğini öğrenmiştik. Şimdi iyiydi ama hastanede kalacaktı. Bende mecburen eve bile gitmeden geri dönecektim. Alper'i falan da görmemiştim. O beni gördüyse bile bilmiyordum.

"Alper gitti mi acaba?" Diye soran Yağmur'a baktım. Omuz silkip " Kader işte. Demek ki görmemem gerekiyordu." Dediğimde ofladı.
" Ben bir kahve alıp geliyorum. Bu kadar dramı minnoş kalbim kaldıramıyor." Diyerek yanımdan kalktığında kafa salladım. Öylece oturmuş beklerken hemşirenin "Alya hanım?" Demesiyle ayağa kalktım. Yanına yaklaştığımda elinde kocaman bir gül buketi vardı.

"Bu size gelmiş."

"Anneme mi?" Diye sorduğumda kafasını sağa sola salladı.  "Hayır, sizin adınız söylendi."

Güllere baktım. "Kim getirdi?" 

"Aslında tam olarak göremedim."

"Nasıl yani?"

"Alya kızım bir gelir misin?" Diye bağıran babama baktım. "Geliyorum baba." Hemşireye döndüğümde yoktu. Güllere sonra da etrafa baktım.

Gül?

Yok daha neler.

Babamın yanına döndüğümde annem içerde yemek yiyordu. "Annen eve gitmeni istiyor. Bir duş alırsın. Sonra da seni hava alanına bırakırız."

"Hayır hayır. Eve gitmek istemiyorum. Buradan direk geçerim ben."

"Öyle şey olur mu kızım?"

"Çok üzgünüm canım benim. Senin tatilinde heba oldu."

"Anne saçmalama. Senin iyi olman bana en büyük hediye. Öyle şeyler söyleme."

Yaklaşıp ona sarıldığımda iyi hissediyordum. Annem her şeyden daha önemliydi.









Sonunda hava alanı serüvenini de atlatıp otele döndükten bir hafta sonra maça çıkmış kazanmıştık. Yaptığımız maçlardaki performansımız için hafta sonu tekrar seçmeler olacaktı. Bu sefer kaptanlık içindi. Odaya çıktığımda içerde Maggie ve Amy vardı. Amy ile iyi anlaşıyorduk. En azından Yağmur gibi sadece bana sırnaşıp duruyordu.

"Hoş geldin tatlım." Diyerek yanıma gelip bana tabletini gösterdiğinde gözlerimi devirdim. Alper'e olan ilgimi öğrenmiş sürekli onun hakkında şeyler söyleyip duruyordu.
" Bu haberi görmediğine bahse girerim." Dediğinde elinden tableti aldım.

Eş zamanlı olarak telefonumda çaldığında tableti kucağıma bırakıp telefona uzandım. Amy suratıma heyecanla bakarken telefonu açmış aynı an da da tablete bakmıştım.

Yağmur çığlık atıp "ALPER SİZİN KLÜBE TRANSFER OLMUŞ!" Dediğinde aynı satırları ben tabletten okuyordum. Yalnız o değildi. Sevgilisi denen kız da transfer oluyordu. Hemde voleybol takımına.




Bir sonraki bölümü Alper'den yazayım mı? Jcmsjcks bence oy vermeyi unutmayın bir de tahminleri alayım. Sizce neler olur? Bir de kısa diye kızmayın. Hep kısa yazıyordum zaten. Çünkü bu bir texting (:: görüşmek üzere..














*

Yazıyor... (Depresif Kız) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin