Alper'den yazamadım ): Anıl şarkı yapmış çok güzel bir sesle dinlemeyen var mı? Multiye koydum (:: haydi bakalım iyi okumalar.—
"Amy!" Diye bağırdım kolumu kopartmak ister gibi çekmesini engellemek için ama beni dinlemedi. "Hadi bak futbol takımı geliyor. Hayranı olduğum bir futbolcuyu görmek istiyorum." Dediği gibi otobüsün geleceği yere geldiğimizde ilgisizce duvara yaslanmış kollarımı göğsümde bağlamış bir şekilde etrafa bakıyordum. Üzerimde kocaman bir kapüşonlu vardı. Amy heyecanla karnıma dirsek attı.
"Gazetecilere baksana." Dediği yöne baktığımda otobüsten inenleri çekiyorlardı. "Yasak değil mi?"
"Bilerek izin vermişlerdir." Hızlı bir şekilde ilerleyip bir an da futbolcuların arasında kaybolduğunda peşinden sadece baktım. Yanına doğru yürürken top taşıyan adamlara bakıyordum. Kocaman kutularda top taşıyorlardı. Birinin ayağı takıldığında top kutuları devrildi. Üzerime doğru gelen topları savuşturmaya çalışırken geri geri gittim ama birine takılıp bir an da dengemi kaybettim. Birisi belimden tutup düşmeme izin vermediğinde tutan kişinin göğsüne yapışmıştım. Kafamı kaldırdığımda sarışın birinin kolları arasındaydım ve bu sarışın çok iyi tanınıyordu.
Bryan Carter.
Kollarının arasından çıktım. "Teşekkürler." Dediğimde yüzüme çok dikkatli bakıyordu. Gülümseyip "Dikkat et." Dediğinde kafa salladım. Arkamı dönüp Amy'nin nerede olduğunu bulmaya çalıştım. Onu görür görmez yanına gidip kolundan tuttuğum gibi içeri götürdüm. Kendimi haberlerde görmek istediğim en son şeydi.
Akşam yemeği vakti masamıza oturan futbolcularla telefonumdaki bakışlarım bir an dağıldı ama tekrar telefonuma bakmaya devam ettim. Yağmur'la Alper'in buraya geleceği konusunu tartışıyorduk.
Ve tabi o kızın.
Sophie Black.
"Merhaba."
Karnımda bir dirsek hissettiğimde kafamı kaldırdım. Bryan bana bakıyordu. Amy karnıma dirsek atmayı artık kesmeliydi. "Demek voleybol oynuyorsun." Dediğinde "Evet." Dedim ilgisiz bir şekilde. "Adın da..." Dedikten sonra sağ tarafımda göğsümün üzerinde duran karttaki isme baktı. "Alya."
"Alya çok konuşkan değildir." Diye araya girdi Amy. Ona ters ters baktım. "Tanısan çok seversin." Dediğinde "Öyle mi?" Dedim ayağına vurarak. "Bende iyi anlaşacağımızı düşünüyorum." Diye Amy'e ortak olduğunda ayağa kalktım. "Afiyet olsun size." Telefonumu alıp masadan kalktığımda yüzüne bakmadan hızla asansöre yürüdüm. Bu suratsız halimle ben milletin ilgisini nasıl çekiyordum ya?
—
"Bende memnun oldum." Amy Yağmur 'a kollarını sardı. Yağmur teyzesinin yanına gelmişti. Alper' i duyduktan sonra umrunda olmayan teyzesinin ismini bilmediği hastalığını bahane ederek buraya gelmesi bu konuya olan bağlılığından başka bir şey değildi. Yağmur eğer söz konusu Alper'se gemileri yakıyordu.
Çöp çatanlık konusunda sınır tanımıyordu.
"Arkadaşın çok şeker." dedi Amy. Yağmur çevirmem için gözümün içine bakıyordu ama alaylı bir bakış attım. "Sana çok itici dedi." dediğimde gözlerini devirdi. "Bence beni çok sevdi." dediğinde bu kez de Amy garip bakışlar atarken çevirmemi istiyordu.
"Seni hiç sevmemiş." dedim Amy 'e. Amy kaşlarını çattı. "Gerçekten mi?" dedi Yağmur' a bakarak. Yağmur bana ters ters bakarken telefonunu çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazıyor... (Depresif Kız)
Short Story11-B grubuna eklendiniz. +9054: Alya gruptan çıkma. Önemli bir konu var. Siz : Özelden yaz. Gruptan ayrıldınız. +9054 yazıyor... +9054: Sen voleybol takımında bu sene kaptansın. O gruba yeni antrenörü aldık. O yüzden çıkma. Siz : Gerekli mi? ...