Sıcak yaz gününde çimene oturan iki kişi de mutsuzdu. Biri öğrenemediği için diğeri öğretemediği. İki çocukta mizmizlaniyordu. Büyük olan bıkmış bir eda ile:
-Harry zor değil. Sadece bardağın sana doğru geldiğini hayal et o kadar.
Kolay olduğunu göstermek istercesine tek hamlede bardağı yanina getirdi. Bak kolay dermişçesine de çocuğa baktı. Küçük çocuk kaşlarını çatarak bir daha denedi. Elini uzatti ve içinden hayal etti. 'Accio' diye mırıldandı. Belki bir umut ile kapattigi gözlerini açtı ama olmamıştı. Yine olmamıştı...
-Siri amca bu çok zor. Sen 10 yaşında yaptığını söylemiştin bense sadece 6 yaşındayım. Ellerini yumruk yaparak ayağa kalktı. Arkasını döndü:
-Küstün mi şimdi sen? Sirius gülmemek için kendini zorla tutarak konuştu:
-Bak Harry , sen bunu öğrenebilecek kapasitedesin. Kolaylikla tılsım yapabiliyorsun ama bir nesneyi kendine çağıramıyor musun yani. Insanlar tılsım yapmak için aylarini harcıyorlar. Ve sen sadece 3 yaşındayken bilinçsiz olarak odanın rengini değiştiriyordun. Şimdi isteyerek bunu yapıyorsun. Dumbledore fazlasıyla yetenekli olduğunu söyledi, bunu gelistirmeliyiz.
Sirius Harry'i adam akıllı eğitmeye yeni başlamıştı. Daha bir kaç ay olmuştu. Ama Harry bazı şeyleri malesef ki yapmak istemiyordu. İksir ve tılsım en sevdikleriydi. Ama savunma için aynısı söylenemez. Savunmaya karşı bir önyargısı vardı sanki. Babasının oğlu işte... Daha küçüktü ama egitilmeliydi.
-Harry işe gitmem gerek biliyorsun değil mi? Birazdan sana bakacak kişi burada olu ve bende giderim. Onun için şimdi gel ve bana sarıl. Harry ile küs kalmak istemiyordu. Seherbazlik beklemezdi değil mi?
Harry yavaşça geldi ve sarıldı. Zaten hiç küs kalamazlardı.
Bir pof sesi duyuldu. İkisi birden arkalarını döndüler. Sirius gelen kişiyi görünce hemen ayaklandı ve yanına gitti:
-Profesör McGonagall! Burada ne işiniz var?
Harry hemen kadının yanina gitti. Gülümseyerek sarildi ve:
-Hoşgeldiniz. Iyiki geldiniz.
Profesör yüzünde bir gülümseme ile Harry'e baktı . Ona sıkıca sarıldı ve bıraktı. Sirius'a dönerek:
- Karşılama dediğin böyle olur Black. Bu ufaklık iyi terbiye almış sanırım. Sirirus ukalaca:
- Onu ben yetiştirdim Profesör. Benden terbiye aldı.
-Ah okulu bıraktığından beri insan hiç değişmez mi? Görüşmeyeli oldu değil mi? Sirius uzun zamandır ziyarete gidememisti. Seherbazlik ve Harry bütün zamanını çalıyordu. Gerçi Remus her gün ziyarete gelmeye çalışıyordu ama pek uzun kalamiyordu. Seherbazlik işleri onun fazlası ile yoğundu.
-Uzun zaman oldu. Aslında gecen ay uğradım ama siz yoktunuz.
-Evet biliyorum. Dumbledore söyledi. Biraz işim vardı da.
-Profesor neden geldiniz acaba. Önemli bir şey mi var. Onlari hayretle izleyen Harry'e bakarak:
-Bu adam için bu günlük bir bakıcı arıyormuşsun. Ben de geldim.
Sirius sevinerek:
-Evet, Harry'nin bakıcısı malesef ki kaçtı. Muggle'ydi ve Harry onu biraz korkutmuş her halde. Dumledore'ye bir mektup yazmıştım. Hogwarts'in ev cinlerinden bir tane gönderebilir mi diye . Harry'e bakması için. McGonagall'in arkasına baktı. Oradan bir ev cini çıkmasını bekliyordu. Eeee nerede ev cini? McGonagall gülümseyerek Harry'i yanina çekti.
- Bu günlük Harry'nin bakıcısı benim. Bu küçük adamı daha yakından tanımak isterim. Hem öğrendiğime göre büyü yeteneğin çok iyiymiş bir de ona bakacağız.
Sirirus şaşırmış olsada işe geç kaldığından dolayı çabucak evden ayrıldı . Harry ile birlikte yanlız kalan Profesör eğlenmeye başladılar bile.........................................................................
Sıkı bir çalışma ile günü bitiren Sirius eve yorgun bir biçimde döndü. Şömineden geldi ve evdeki sessizliğe hayret etti. Sesiz olmasini bekliyordum ama bu kadar değil. Şömineden çıktı ve odalara baktı. Yoktular. En son Harry'nin odasina girdi ve Harry'nin uyuyan formuna baktı. Harry burada ise bakıcısı da buralardadır deyil mi?
Omzuna biri dokundu. McGonagall Sirius'u başı ile selamladı ve alt kata inmeleri gerektiğini belirten işaretler yaptı. Alt kata indiklerinde Sirius koltuğa yayıldı McGonagall sadece dikildi. Sirius biraz dikleşerek:
-Bu gün neler yaptınız? Harry zorluk çıkarmıştır umarım. Bazen çok zor olabiliyor.
-Hayir beni zorlamadı. Biraz quidditch oynadı. Yani uçtu. Bu konuda cok yetenekli. Ve biraz accio çalıştık. Başardı. Sirius hayratle:
- Başardı mı? Ben aylardır uğraşıyorum ama tık yok.
- Benim seninde egitmenin olduğumu unutma lütfen. Harry'nin yetenekleri beni çok etkiledi. Bu yaşta asasız büyü yapabiliyor ve tabiki olağan üstü tilsim yetenekleri göz ardi edilecek gibi değil. Sonra bahçeye indik ve Harry bir yılan buldu.
Sieius biraz korkarak:
- Yılan mı? Ona zarar vermedi değil mi?
-Hayır zarar vermedi. Aslinda Harry'e itaat etti. Sirius Harry bir çatalağız.
Sirius'un nutku tutulmuştu. Bunun hakkında en ufak bir fikri yoktu.
- Emin misin Minevra? Nasıl oldu?
- Bahçede yılanı gördü ve onun ile konuşmaya başladı. Bu ona Voldemort'tan geçmiş olmalı.
Bir çocuk yetenekli olabilir ama bu kadar yetenekli... Voldemort sayesinde. Ona yaraizini verirken belli yetenekler aktardı. Çatalağızlık, asasız büyü, tılsım... Bunlarin hepsini 6 yaşında bir çocuk yapamaz. Doğal yeteneklerle yapamaz.
- Minevra sence Harry' i eğitmeye devam etmeli miyiz?
- O çok güçlü . Bu gucu kullanmazsa
Gücüne haksızlık ederiz. İleride kötü olanların hedefi olacak. Kehanetin ana kişisi ve Voldemort'u bir süreliğine öldüren kişi. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama o Voldemort'un gözdesi olacak.Eeee ne düşünüyorsunuz?
Harry bölümler ilerledikçe büyüyecek. Sizce bir dahaki bölümde kaç yaşında olmalı ?
Ben 8 veya 9 diye düşünüyorum. Sizce????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Hikaye- Harry Potter
FanfictionJ.K Rowling 'in harika dünyasını biraz değiştiriyoruz. Ölümle karşı karşıya gelen karakterler bu sefer daha şanslı olacak. Harry'nin yaşadıklarını bir de benden dinleyin. Sirius'un ve Remus'un elinde büyüyen Harry farklı biri olacak. Bizim tanıdı...