Bunu ben istemedim. Korkuyla büyümeyi, suçlanmayı. Ya da kendimi her şeyden sorumlu tutmayı. Her gece korkuyla uyumayı... Belli bir yaşa kadar her gece ağladım. Benim suçum olduğunu düşünüyordum. Onların benden koparılmasının benim hatam olduğuna inanıyordum. Zaman zaman benim hatam olmadığına inandım. Hepsi o adamın suçuydu. Masum kişileri katletti. Ama ne dersem, kim ne derse desin içimden bir ses bunun benim hatam oldugunu söylemeye devam edecek.
Ölen herkes onun yüzünden öldü. Ama ya ben daha erken davranıp onu öldürseydim? Şu an daha az çocuk ailesi için ağlardı sanırım. Daha cesur olmalıydım. Çocuklara baktıkça gördüğüm tek şey bu. Acaba her gece benim yüzümden mi ağlıyorlar?Tek istediğim herkes için daha iyi bir dünyaydı. Umarım bunu zamanında başarmışımdır. Yük altında olmaktan nefret ettim, ve nefret edeceğim.
Kendi çocuklarıma bakarken düşündüğüm tek şey şu.
"Huzurla uyuyorlar."
Ben asla böyle uyumadım. Ebeveynlerimin rüyama girmesini isteyerek, tanrıya bunun için yalvararak uykuya daldım. Onlar huzurlu olmalı. Her zaman mutlu, hiç bir yük altında kalmadan büyümeliler. Bunun için çabalayacağım.Saat 6. Erken uyanmak bana hep huzur verir. Rüyanızdan sıçrayarak uyanmadığınız zamanlar tabi. Onları gördüm, tekrar. 10 yaşındaki o korkmuş benle oynuyorlardı. Ona sarılıyor ve her şeyin harika olacağıni söylüyorlardı. Sanırım kendimi kıskandım. Keşke gerçek olsaydı. Bunun mutlu bir anı olması gerekirdi. Ama bu asla yaşanmamış hüzünlü bir hayal.
Hermione kıpırdandı. Uyanması an meselesi zaten. Erken yatan ufaklık bu saatlerde ayakta olur. Henüz 6 yaşında olmasına rağmen fazlası ile zekidirde. İsmini aldığı kişiyi düşününce bu pek de şaşırtıcı olmamalı. Ses çıkarmadan yan odaya gittim. James uykusu ağır bir çocuk olarak uyuyordu. 8 yaşında bir oğlan olarak kız kardeşi üzerindeki otoritesinide korumak istiyor. Bu yaşta ben abinim pozu yaratıyor. Her ne kadar beceremese de onların bu tatlı hallerini izlemek harika.
Tek çocuk olarak büyüdüm ve istediğim tek şey kalabalık bir aileydi. Eşim buna bana verdi. Her ne kadar 2 çocuk ile sınırlı kalsakta, ki ben daha fazla istedim, ailem benim her şeyim.
Lily. O olmasa kendimi nasıl toparladım bilmiyorum. Savaştan sonra beni kendime getiren en buyük etkendi kendisi. Aklımı başıma almamı sağlamış, serin kanlı olmanın yolunu göstermişti. Onunla evleneceğimi biliyordum. Bunu hissetmiştim. O sarışın genç kız beni o kadar etkilemişti ki. Cesur halleri, zekice konuşmaları, beni güldüren espirileri. Mugglr olması pek etken değildi.
"Harry..."
Arkadan gelen uykulu sese döndüm.
"Uyandırdım mı?"
Sarışın kız geldi ve kocasına arkadam sarıldı. Sesli bir şekilde esnedi.
"Kalktığını hissetmiştim. Ama geri dönmeyince merak ettim."
"Uyku tutmadı Lils."
"Rüyalar mı?"
Harry sadece kafa sallamak ile yetindi. Anlatmak istemiyordu. Eşi bunu anlayışla karşılayacaktı. Anlatmak yarayı deşmek demekti. Bunu yapmaya hazır değildi.
"Hadi kahvaltı hazırlayalım. Herm uyanmadan önce on dakikamız falan var," dedi Lily.
"Benim daha iyi bir fikrim var. Madem izin günümüz muggle tarafına gidelim. Sen bizi bir kafeye götür kahvaltı yapalım."
Lily gerileyerek gülümsedi. Kendisinin daha iyi bildiği bir mekanda olmak ona daha rahat hissettiriyordu. Ne kadar sihirsiz bir dünya düşünemezsede, doğup büyüdüğü yeride özlüyordu. Muggle alanları onun işiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Hikaye- Harry Potter
FanfictionJ.K Rowling 'in harika dünyasını biraz değiştiriyoruz. Ölümle karşı karşıya gelen karakterler bu sefer daha şanslı olacak. Harry'nin yaşadıklarını bir de benden dinleyin. Sirius'un ve Remus'un elinde büyüyen Harry farklı biri olacak. Bizim tanıdı...