Kadın çocukları için masayı tekrar hazırlarken bir yandan gelen koşuşturma seslerine direniyordu. İki çocuk bahçe de koşturuyordu. Anlaşılan bir şey için kavga ediyorlardı çünkü sesler git gide artıyordu. Kadın camdan çocuklara baktı. Kız olanın elinde bir kutu şekerleme vardı ve son sürat koşuyordu. Erkek olan daha çok bağırarak yürüyordu. Kızın kızıl saçları rüzgarda dağılırken mutlu gözüküyordu. Abisi ile uğraşmayı her zaman sevmişti. Kadın onları izlerken gülümsedi. Belindeki asasını çıkardı ve salladı. Kızın elindeki şekerlemeler bir anda havalandı ve kadının eline geldi. Kız kızgınca baktı.
-Yemek yedikten sonra şekerlemelerinizi geri alabilirsiniz, tamam. Oğlan:
-Anne Ginny bana vermiyor ama. Kız kardeşinden alamadığı için yakındı. Oğlunun yiyeceklere olan düşkünlüğünü herkes biliyordu. Kızına pis bir bakış attı , ama kız daha çok gülmek ile meşkulidi. Üçü sofraya oturdu. Diğer aile üyeleri sabah erken saatlerde quidditch maçına gitmişti ve onlar o saatte kahvaltı yapamamışlardı. Şimdi ise hava kararıyordu ama hala diğerleri gelmemişti. Büyük ihtimalle maç uzamıştı. Onları beklemeden akşam yemeği yiyeceklerdi. Bir yandan böbrekli börekleri yiyen çocuk sordu:
-Anne, babam ne zaman gelir? Bana büyü çalıştıracağına söz vermişti.
-Ron tatlım, baban ne zaman gelir inan bilmiyorum. Biliyorsun ki maçların ne kadar uzayacağı belli olmaz.
Çocuk bir dahaki yıl Hogwarts'a başlayacaktı ve sık sık büyü çalışıyordu. Abileri gibi başarılı olmak istiyordu. Yemek sohbet edilerek biterken hava daha da karmaya başladı ve git gide soğumaya.
Kadın sofrayı toplarken çocuklar salonda oturuyorlardı. Oğlu bir şeyler okuyordu ve kızı da elindeki eski bebek ile oynuyordu. Rüzgar sesleri geliyordu. Kadın istemsiz olarak cübbesine biraz daha sarıldı. Hava soğuktu. Camdan dışarıya baktı, yağmur yaklaşıyordu.
-Bu işte bir gariplik var.
Dışarıya bakarken mırıldandı. O anda görü. Tarlanın arasında siyah bir karaltı gördü. Yerden yüksekte süzülüyordu ve ona baktıkça kalbi daha hızlı atıyordu. Belindeki asasına dokundu, sımsıkı tuttu. Hiç hareket etmeyen varlığa biraz daha baktı. Emin olmak istiyordu yada gerçek olduğuna inanmamak. Adımlarını geriye doğru attı, geriledi ve sakinleşmeye çalıştı. Bir ses ile kendine geldi:
-Anneeeeeeeeeee!
Bütün kuvveti ile bağıran kızın sesi onu kendine getirdi. Koşarak salona gitti. Arka kapının orda duruyordu. Oğlu kekeledi:
-Bir....bir.....ruh emi....ruh emici anne......
Kadın kolları ile çocuklarını siperledi. İki çocuğu da arkasına aldı ve geriledi. İki taraflarında da birer rug emici vardı. Havanın çekildiğini hissedebiliyordu. Etraf soğuyor ve gitgide karamsar bir hal alıyordu. Ginny gözlerini ruh emicilere dikmiş korku dolu gözlerle onlara bakıyordu. Kadın asasını onlara tuttu ve en mutlu anlarını düşündü.
- Expecto Potronum!
Asasından fırladı. Yoğun ışık hüzmesi hızla ruh emicilere ilerledi. İkisini birden etkisiz hâle getirmeye yetmemişti ama ikisinide sersemlemişti.
Patronusu onları oyalarken kadın koşarak şömineye ulaştı. Çocukları güvenli bir gönderecekti. Ama ne kadar denerse denesin şömine çalışmıyordu.
-Hay Merlinin sakalı!Çocuklar ile beraber üst kata çıktı. Ginny bu sefer aglamaya başlamıştı. Ron ise donup kalmış gibiydi. Aşağıdan kinusma sesleri duyuldu ve ardından bağışlar.
- Babam geldi dimi? Bizi kurtaracak.
Babasinin gelmesini ümit ediyordu. Umarım odur diye mırıldandı kadın. Dakikalar sonra sesler kesildi.
- Moly burada misin? Tanımadığı birine aitti ses. Çocuklara burada kalın diyerek elinde asası ile yavaşça indi. Aşağıda 3 adam ile karşılaştı. Biri siyah saçlıydı, diğeri kumraldi ve yüzünde çizgiler vardı. Öbür adam ise iri yarıydı ve siyah saçları vardı.
- Molly sensin değil mi?
Siyah saçlı olan konuşmuştu.
-Siz kimsiniz. Arasını indirmemisti. Ona yardım etmiş olsalar bile tedbiri bırakmazdı.
- Ben Sirius Black. Seherbazım ve diğerleri de öyle. Kocan Arthur Weasley'i tanıyorum. Saldırıyı duyunca yardıma geldik. Şimdi bizimle gel.
Çocuklar coktan annelerinin yanima gelmişti.
- Nereye gideceğiz?
Remus rahatlatıcı bir ses tonu ile:
- Bir karargaha. Sana bir sürü şey anlatacağız. Savaşta bize yardim etmen ile ilgili.
-Siz mi? Siz kimsiniz?
- Herşeyi anlatacağım. Sadece gel. Ama seni rahatlatacaksa gittigimiz yerde Dumbledore' de var.
Kadın şaşırdı. Eski okul müdürünü görmeyeli olmuştu.
-Bildiğimiz Albus Dumledore mi?
Sirius muzipçe sırıttı.
- Evet ta kendisi
Uzunnnn ismi olan hani.
Çocuklar kıkırdadı.
Hepbirlikte Sirius'un evine cisimlendiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Hikaye- Harry Potter
FanfictionJ.K Rowling 'in harika dünyasını biraz değiştiriyoruz. Ölümle karşı karşıya gelen karakterler bu sefer daha şanslı olacak. Harry'nin yaşadıklarını bir de benden dinleyin. Sirius'un ve Remus'un elinde büyüyen Harry farklı biri olacak. Bizim tanıdı...