4

6K 375 65
                                    

8 yaşındaki küçük oğlan çocuğu muggle sokaklarında hızla yürüyordu. Bazen insanlara çarpıyordu ama pek umursadigi söylenemezdi. Bir yandan zümrüt yeşillerinden düşen yaşları koluyla siliyordu. Bu sabah çok sinirlenmişti. Sirius onu 3. defa ekmişti çünkü. Sinirle bir kafeye girdi. Masalardan birine oturdu ve kafasını gömdü. Icinden sürekli tekrar etti.
- Seherbazlıktan nefret ediyorum, nef- ret- e- di-yo- rum...
İşi yüzünden onunla çok az ilgilenen Sirius'a, belki biraz Remus'a , ama en çok Dumbledore'a kızıyordu. O sihir bakanı idi. Ve sürekli yeni görevler yapıyor bunları hep Sirius'a veriyordu. Yoldaşlığı neredeyse her gün topluyordu. Böyle olunca da Harry tum gününü o muggle bakıcıya geçiriyordu. Aslinda ona bakan yaşlı bayan çok iyi biriydi. Harika kurabiyeler yapıyordu ve kedileri vardı. Ama yaşlıydı işte, Harry onun ile birlikteyken çok sıkılıyordu. Ve 3 aydır her gün onun yanındaydı. Düşünürken omzunda bir el hissetti:

- Hey, merhaba. Burada tek başına ne yapıyorsun bakalım.
Kafasını kaldırdı ve bir bayan ile karşılaştı. Uzun suratlı sarışın bayan pek güzel değildi ama tatli biri gibiydi. Tekrar konuştu:
-Ailen nerede? Kayıp mı oldun yoksa.
Harry gözlerindeki yaşları silerken:
- Kaçtım. Bakıcıdan kaçtım. Kadın yanındaki sandalyeye oturdu. Gözlerini çocuğa dikti.
- Peki neden kaçtın bakalım.Anlata bilirsin. Harry derin bir nefes aldı ve içinde tuttuklarını anlattı.
- Babam, yani vaftiz babam ile yaşıyorum. Ve bu aralar çok meşgul.
Kadın çocuğun gözündeki yaşları sildi. Kadın:
- Biliyor musun benimde vafyiz babası ile yaşıyan bir yeğenim var. Harry gülümsedi:
- En azından yeğeniniz tamamen yanlız değil, siz varsınız. Kadin utanmış gibi one eğildi. Neyse,dedi Harry. Devam etti.
- Bu aralar çok işi var. Beni hep o bakıcıya bırakıyor. Geceleri beni cok geç alıyor ve aldigi zaman bile evde yine iş yapıyor. Sabahları erken gidiyor. Benimle neredeyse hiç konuşmuyor. Benimle aylardır hiç bir etkinlik yapmıyor. Gecen hafta beni parka götürecekti unuttu. Dün piknik yapacaktık ama beni bakıcıdan bile almadı. Anlıyorum işi var ve önemli. Gözleri yaşarmaya başlamıştı.
Ama ailemin ölüm yıldönümü bu kadar yakalamışken beni yanlız birakmamalı değil mi?
Kadın huznle baktı:
- Haklısın. Senin ismin neydi canım seni taniyormuyum?
Harry cevap verecek iken arkadan bir ses duyuldu:
-Harry! Sirius koşarak Harry'e geliyordu. Geldi ve ağlamaklı çocuğa sarıldı.
-Nerelerdeydin Harry. Meraktan çatladım.
- Seni ilgilendirmez. Bağırarak. Tam 3 aydır Sirius. 3 aydır beni o kadinin ebine bırakıyorsun. Benimle iki cift laf bile etmiyorsun. Verdigin sözleri sürekli unutuyorsun. Remus sürekli sana kızmamamı söylüyor. Ama yetti artık. Ailem beni bıraktı sen de beni bırakma.
Çocuk ağlayarak sarıldı Sirius'a. Sirius:
- Asla seni bırakmam. Biliyorum hatalıyım. Sana söz verdim ve hiç birini tutamadım. Ama seni seviyorum ve seni asla bırakmam.

Kadın olanları bir köşeden aglayarak izliyordu. Sirius Harry'i oturttu ve kadına teşekkür edip geleceğini söyledi. Kadının yanına gitti. Harry'nin duymayacağı bir yerde konuştular:
- Petunia.
-Sirius, o Harry mi gerçekten? Sirius kafasını salladı. 1 yaşından beri görmediği çocuğu elbette ki tanımamıştı.
-Kocaman olmuş. Ve aynı Lily gibi. Gururlu , sevgi dolu... Sirius sert bir dille:
- 8 senedir çocuk ile ilgili tek bir iyilikte bulunmadın Petunia. Bundan sonrada bulunma. Seni hatırlamıyor bile. Sadece onu sevmeyen bir teyzesi olduğunu biliyor. Onu karşısına bir daha çıkma özellikle bu günlerde. Yarın ailesinin ölüm yıl dönümüydü. O günlerde ikiside ağlardı ve susarlardı.
-O da sizin gibi mi?
- Büyücümü demek istiyorsan evet öyle. Hem de hepimizden bile güçlü. En iyilerinden biri olacak. Onu sevgisini istiyorsan fazlasi ile uğraşmalısın Petunia.

Sirius Harry'i aldı ve bir kisede cisimlendi. Geride yeğenini merak eden bir teyze bıraktı...

Ah Petunia. Ne zaman düzeleceksin?
Nasildi sizce?

Farklı Bir Hikaye- Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin