Karanlık havaya baktı tekrardan. Gökyüzündeki işaret bir an herkesin dikkatini çekmişti. Kimse anlam veremese bile herkes kormuştu. Harry merdivenlere oturmuş gökyüzüne baktı. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki. Bir anda beliren işaret ve sonra olaylar. Kalabalık elbette anlam verememişti. Ki zaten hepsi olanları unutmuştu. Havada beliren bir işaret ve sonrası yok.
Kendisine doğru koşanları gördü. Sirius en önde idi. Gözleri mi kızarmıştı?
Remus hemen ardında. O da telaşlıydı.
Ve arkada ... Snape mi?
En son görmek isteyeceği kişi oydu şu an. Onu görmek kendisine pek bir şey katmayacaktı.Sirius koşarak geldi. Çocuğa öyle sıkı sarıldı ki Harry bir an nefes alamadı. Telaşı biraz yatışınca Sirius çocuğa baktı. Yüzünü elleri arasına aldı.
-İyisin!
Remus yanlarına geldi. Yüzü son gördüğünden kötüydü. Surat asıyordu ve onunda gözleri kırmızıydı.
Harry onlara baktı. Arkalarında kalab Snape durdu. Onlara yaklaşmadı. Özel bir alan yaratmak isteyecek kadar düşüncelimi diye düşündü Harry.
Remus bir yandan çocuğun sırtını sıvazlarken sordu;
-Neler oldu Harry! Bir patronus gönderdin.
Etrafa baktı. Her şey aynı gibiydi. Kapalı olan gökyüzü dışında.
Harry soluklandı.-Lanet olası ölüm yiyenler oldu!
Sirius ve Remus derin bir soluk çekti. Hatta Snape bile.
-Şimdi neredeler?
Bunu soran Snape olmuştu. Sirius varlığını unutmuş gibi adama baktı.
-Gittiler!
-Kimseye zarar vermeden mi?
Harry onayladı.
-Sadece...
Nefesini tuttu ve dudaklarını ısırdı Harry. Sirius ve Remus bunu ağlamamak için yaptığını bilecek kadar çocuğu tanıyorlardı.
-Harry, dedi Remus elini omuzuna koyarak.
-Onlar aldılar... Lily'i aldılar.
Harry güçlükle söyledi. Yaşlarını saklayamıyordu.
-Lily mi?
Snape sordu. Bu isme yabancı değildi.
-Harry'nin arkadaşı. Onu aldılar derken?
-Aldılar işte. Ölüm yiyenler geldi, kimseye zarar vermediler gittiler. Ne olduğunu ilk başta anlamadım. Ama Lily'nin evine gittim ve ailesine nerede olduğunu sordum. Onlar... öyle birini tanımadıklarını söylediler.
Sirius küfretti.
-Hafıza büyüsü! Neden kızı aldılar ki. Sadece hortkuluğu alabilirlerdi.
Harry elini ceketinin cebine attı. Derin cebinden bir şey çıkardı. Parıldayan büyükçe bir şey. Tacı onlara gösterdi.
-Hortkuluğu almadılar. Hatta haberleri olduğunu bile sanmıyorum.
-O zaman neden kızı kaçırdilar ki?
Remus çileden çıkmış gibiydi.
Harry sakince açıkladı;-Basit, beni istiyor. Ölüm yiyenler geldiğinde bir ses duyuldu.
'Kızı canlı almak istiyorsanız Harry Potter tek başına Karanlık Ormana gelecek.' Tek başıma. Beni öldürmek için Lily sadece bir yem. Geleceğimi biliyorlar.-Asla olmaz! Oraya gitmeyeceksin Harry!
Sirius o kadar sesli bağırmıştı ki etraftaki insanlar dönüp bir süre onlara baktı.
-Peki be yapmamı önerirsiniz? Lily'nin ölümüne müsademi edeyim!
-Gidersen seni öldürür. Hem Lily'i bırakacağı kesin bile değil.
Remus kafasını salladı. Onu ölüme yollamayacaktı. Bunu kaldırazamdı.
-Kesin değil evet. Ama ben de güçlüyüm. Ona karşı koyabilirim. Hem benden bu kadar kurtulmak istiyorsa onun gözünü korkutmuş olmam gerek değil mi? Ben den korkuyor. Onu tehdit ediyorum. Bir şansım olabilir. Tacı yok ederiz ve o ölümlü olur.
Snape güldü. Bu gergin ortamda güldü.
-O adam ölümlü falan olmaz!
Sirius ve Remus'un sert bakışlarına maruz kaldı. Bunu şu an söylememeliydi. Snape lafa yeniden dahil oldu.
-Şimdi ne yapacaksınız biliyor musunuz? Kimse ormana falan gitmiyor. Aklınızı başınıza alın. Orada seni hemen öldürür. Kehanetler kesindir. İkizinden biri birinizi öldürecek. Öldüren taraf olmaya çalışmalıyız. Öldürülen değil.
-Peki ne oneririsin Snape!
Sirius sordu bilmişçe.
-Sakin olmamızı Black. Harry 'e her şeyi anlatmanızı bir de. Bilmek onun hakkı. Sonra da toplanın.
-Toplanmak mı?
-Yaşadığınız yeri biliyorlar. Harry ormana gitmezse gelip evi basabilirler. Hogwarts'a gideceğiz!
................................
Harry öğrendiklerinin etkisi ile Snape'ye baktı. Adam ile yalnızdı. Sirius ve Remus tacı yok etmeye gitmişti. Tonks birazdan gelecekti. Eşyaların çok azını toplamalarına yardım edecekti.
Harry karşısındaki adama bakmıyordu bile.-Babana benziyorsun!
Dedi Snape beklenmedik bir anda. Harry bu kadar gerginliğin içinde sırıttı.
-Bunu hep söylerler zaten.
-Huyun annene çekmiştir umarım.
Harry kafasını kaldırıp adama baktı. Huy olarak annesi olduğundan emin değildi. Annesi gibi başarılı biriydi, ama haylazdı da.
-Hogwarts da okusaydım huyumu bilirdiniz Bay Snape!
-Bir Slytherin gibi değilsin Potter. Daha çok amansız bir Gryffindorsun.
-Belki bu hortkuluk meselesi yüzünden beni Slytherine koydu. Ne tuhaf değil mi? Yıllarca ben ölmeyeyim diye uğraştılar ama şimdi ölmem gerektiği söyleniyor.
Snape acı acı kafa salladı. Bir çocuğun yükü bu kadar ağır olmamalıydı.
-Sen ne istiyorsun Harry!
Harry. Ona nadiren ismi ile hitap ederdi adam. Harry'yi pek sevmese de aşırı kötü de davranmazdı
Ya da kötü davranacak zamanı olmamıştı.-Yıllarca o adamı öldürmek için çalıştım. Şimdi öldüremeyeceğimi anladım. Bu berbat. Ama onu öldürmek için tek yol ölmemse seve seve ölürüm.
Snape gülümsedi. Bu kadar yüce gonulluluk...
-Huyun annen gibi. Lily gibisin Harry. O da böyle fedakardı.
-Emin olun fedakarlığını biliyorum.
-Biliyor musun Harry! Sen O adamı öldürebilirdin. Sen de her zaman bir şeyler vardı. Yaşıtlarından üstün bir şeyler. Onu yok edebilirdin.
-Belki. Ama şimdi tek yapmamız gerek Lily'i kurtarmak!
.........................................
Harry Lily mi?
Harry Ginny mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Hikaye- Harry Potter
FanfictionJ.K Rowling 'in harika dünyasını biraz değiştiriyoruz. Ölümle karşı karşıya gelen karakterler bu sefer daha şanslı olacak. Harry'nin yaşadıklarını bir de benden dinleyin. Sirius'un ve Remus'un elinde büyüyen Harry farklı biri olacak. Bizim tanıdı...