Beyaz alana tekrar baktı. Burasının büyüdüğü ev olduğunu biliyordu. Sirius onu daha küçükücük bir bebekken buraya getirmişti. Sirius ve Remus'a çok şey borçluydu. Mecbur değilken ona bakmışlardı, hemde en iyi şekilde. Normalde bu kadar beyaz ve temiz olmadığını biliyordu ama. Neler olduğunu bilmese bile bunu biliyordu.
-Hey!
Sesi yankılandı. Etrafta kimseler olmadığını biliyordu oysaki. Ama bağdı yinede. Evin salonunda duruyordu. Neler olduğunu hatırlamıyordu. En son...en son savaştaydı. Sonra vurulmuştu. Yoksa ölmüşmüydü. Bunun ölüm olduğunu düşünmüyordu. Ölümün kalabalık olacağını varsaymıştı.
Burden yer değişti. Burasıda eviydi. Ama tanıyamadığı evi. James ve Lily Potter'ın evinde olduğunu biliyordu. Kendi evinde olduğunu biliyordu. Hatırlamasa bile hissediyordu. Açık mavi renklerle döşenmiş bir salonları vardı. Sadeydi. Ama annesinin zevkini her yerde hissedebiliyordu.
Burada olmak onu o kadar rahatlatmıştı ki. Birden ayak sesleri duydu. Istemeden eli beline gitti. Asasının olması gerek yere. Ama asası yoktu. Ayak sesleri arttıkça irkildi. Kapıdan 2 kişi girdi. Kuzgini saçlı ela gözlü bir adam ve kızıl zümrüt gözlü bir kadın. Resimlerden o çok iyi bildiği, defalarca seslerini duymak için çabaladığı kişiler. Tek duyduğu onların yalvarma çığlıklarıydı.
-Anne, baba.
Harry istemeden koltuğa oturdu. Ölmüştü. Bunun başka açıklaması yoktu. Ailesi....buradaydı işte.
-Canım, Harry'im, dedi Lily.
Harry derin bir nefes aldı. Annesinin ona ismiyle seslendiğini o kadar çok hayal etmişti ki. Şimdi gerçekti. Belki de hayal.
-Siz hayal misiniz? Ölüyorum ve sizi hayal mi ediyorum?
-Ahh hayır evlat!
Babası elini omuzuna koydu. Oradaydı işte.
-Öldüm o zaman!
-Harry! Ölmedin, ama geri dönmen gerekiyor. Yoksa asla arkadaşlarına ve ailene kavuşamazsın, dedi annesi.
-Ailem sizsiniz benim, dedi Harry.
Annesi Harry 'nin elini sıktı. Harry istemsizce inledi. Oradaydı, ısısını hissedebiliyordu.
-Harry olanları hatırlıyor musun?
Dedi babası.
-Voldemort beni vurdu. Öldüm ben!
-Tatlım hayır. O ilk seni vurdu. Hortkuluk gitti tatlım. Sonra senin affedilmezin onu vurdu. O öldü Harry. Voldemort öldü, Lily oğluna sarıldı.
Harry de onu sardı. Hep yapmak istediği şey buydu.
-Harry seninle gurur duyuyoruz oğlum. Seninle olamadığımız için için özür dileriz oğlum, dedi James.
Oğlunun saçını okşadı.
-Ama tatlım gitmen gerekiyor, geri dönmelisin, dedi Lily.
-Sizinle kalmak istiyorum ben, sizinle olmak istiyorum, dedi Harry gözleri dolu dolu.
-Oğlum böyle yapma. Biz hep seninleyiz. Seni hep görüyoruz. Ve şimdi senin için en iyisi onların yanına gitmen Harry, dedi babası.
-Harry, seni seviyoruz. Hem de çok. Ama şimdi gitmezsen bir daha asla gidemezsin. Emin ol zamanı geldiginde seni burada bekliyor olacağız.
Harry annesine tekrar sarıldı. Babasını da sımsıkı sardı. Annesi gözlerine baktı.
-Gözlerin hiç değişmemiş, hâlâ aynı parıltı, defi Lily.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Hikaye- Harry Potter
FanfictionJ.K Rowling 'in harika dünyasını biraz değiştiriyoruz. Ölümle karşı karşıya gelen karakterler bu sefer daha şanslı olacak. Harry'nin yaşadıklarını bir de benden dinleyin. Sirius'un ve Remus'un elinde büyüyen Harry farklı biri olacak. Bizim tanıdı...