NOT:
Arada bur istek bölümleri böyle yayınlamayı düşünüyorum. Bu bir ara bölüm. Hem geçmişten hem de gelecekten kesitler var. Ayrıca spoiler içeriyor. Anlayana tabi...
Bu bölümü Harry0ridle a ithaf ediyorum. Bu bölümü o istedi ve benim aklıma harika fikirler gelmesine vesile oldu. Umarım begenirsin. Ve beğenirsiniz.
İyi okumalar.😊........
Karanlık günde önündeki nesneye baktı. Bir tek kendi nefesini duyuyordu. Etrafta duyulan tek ses kalp atışları ve nefesi...
Uzun gümüşi aynanın üstü beyaz bir çarşaf ile örtülüydü. Bakan kişi bir ayna olduğunu çıkaramazdı belki ama
Önceden gören çocuk elbette ki onu tanıyordu. Hemde çok iyi...
Daha 6 yaşındayken olanlar...
O kadar net hatırlıyordu ki....
.......................Bir yerden duyduğu şarkıyı mırıldanarak yürüyordu çocuk. Arkasında iki adam. Önde kendisi. Sekerek ilerliyordu, bir yandan da mırıldanıyordu. Zümrüt gözleri parlıyordu ışıkta. Karışık siyah saçları mavi cübbesine dökülüyordu.
Ezbere bildiği yolu ilerledi ve çabucak bildiği merdivenlerden geçti. Büyük kapıya geldiğinde melodiyle tıklattı.
Ve kapı ağzına dek açıldı. Tanıdık eşyalara baktı ilk önce. Etrafı inceledi ve kadını aradı.
- Beni mi arıyorsun ufaklık!
Profesörü McGonnagal sivri şapkası ile karşısındaydı. Küçüklüğünden beri yakından tanıdığı tek kadın. Bakicisindan sonra. Ona büyü eğitimini en eğlenceli veren, fazla ciddi olsa bile en arkadaş canlısı kişi...
Koşarak ona sarıldı.
- Sirius ve Remus beni getirmemekte diretti Profesör. Işleri varmış. Ben sizi çok özledim.
- Bende seni Harry. Ve onlara da iki çift lafım var.
- Bize mi Mini!
Arkadan sesleri duyuldu. Sirius ve Remus gülümseyerek kapıdan girdiler.
- Bana Mini deme Black!
Sirius o garip kahkahasini attı.
- Ah Sirius Hogwarts'tan ayrildigin halinle aynısın. Bir kişi hiç mi olgunlaşmaz?
Remus araya girdi;
- Harry olduğu sürece asla tam olarak yetişkin olamayacağız Profesör. Ben bile çocuklaştım.
Harry onları dinlemiyordu bile. Bu odaya bayılırdı. Asla nereden ne çıkacağı belli olmazdı ve McGonnalag da karıştırmasına izin verirdi. Dumbledore yoktu. Bir iş için Londra'ya gitmişti ve yaz tatilinde işler McGonnagal'a kalmıştı. Tüm sorunluluklar. Ve bazı işlere yardım için Sirius ve Remus gelmişti. Koşarak Remus'a ilerledi, onlar hâlâ konuşuyorlardı.
- Ben 27 yaşındayım! Tabiki eğlenmek istiyorum.
Sirius anlaşılan yine kendini savunmaya çalışıyordu.
-Harry söyle onlara evlat en çok benimle eğleniyorsun değil mi?
- Şeyy.. evet!
Sirius sesli bir kahkaha daha attı. Bak dercesine gösterdi çocuğu. Ama Harry'nin cümlesi daha bitmemişti.
- Evet ama bencillik yapmadığım sürece. Bazen oyuna kendini kaptırıp beni unutuyorsun.
Bu sefer Remus ve McGonnagal güldü.
- Kabul et Pati hâlâ bir çocuksun.
Öyleydi de zaten. Her gün Harry ile oyunlar oynardı. Araba yarışı, muggle lunaparkına giderlerdi, qudditch oynarlardı. Hem de bol bol oynarlardı. Harry'e uçmayı öğreten o değildi ama ona bunu geliştirmesinde ve unutmamasında yardım eden oydu. Bunu Harry'e babası öğretmişti. 1 yaşında iken onu süpürgenin üstüne koymuş ve eşi Lily ile tam 2 saat peşinden koymuşlardı. Remus ve Sirius ise onları gülerek izlemislerdi. Ilk süpürgesini Sirius almıştı.
Onlar hâlâ ayak üstü konuşurken Harry atladı;
- Sihirli yaratıkları görmek ıstiyorum. Lütfennnnn...
Yetişkinler birbirlerine baktı.
Hepsinin aklında tek isim vardı.
Hagrid...
- Yolu biliyorsun öyle değil mi evlat?
McGonnagal güldü. Harry kafasını sallayarak ezbere bildiği yolları koşarak geçti. Tanıdık bahçede hızla ilerledi. Her geldiklerinde onun ile Hagrid ilgilenirdi. Harika yarı dev arkadaşı...
Bu sefer kapısı aralık olan yarı dev ortalıkta gözükmüyordu. Harry evin içine bir göz attı ama arkadaşını göremeyince bahçeye dogru ilerledi. Yemyeşil bahçeye baktı. Hagrid her zaman canlıları sevmişti zaten. Sihirli canlılar ve bitkiler onun ilgi alaniydi.
- Hey!
O koca adamın sesini nerede olsa tanirdi. Arkasına heyecanla döndü ve elinde çeşitli bitkiler olan arkadaşına doğru koştu. Harry Hagrid e yapıştı. Resmen yarı devin içinde kayboluyordu. Biri fazlası ile büyük bir adam digeri daha 6 yaşında cılız bir çocuk.
- En sevdiğim Potter değil mi bu!
Hagrid sevgiyle konuştu. Bitkilerin izin verdiği kadarı ile çocuğu sardı. Yeşil gözleri sevinçle parlayan cocuk cıvıldadı.
- Bana tekrar canlılar göster Hagrid lütfen.
Geçen sefer gördüğü canlilar aklını başından almıştı. Bir Hippogriff ile tanışmıştı mesela. Ve onu çok sevmişti. Ona selam vererek yaklaşmıştı. Büyük cüssesi ve harika renklerine hayran kalmıştı. O Hippogriff'in adı Cold idi ve Hagrid'in yakın bir dostunun idi. O adamın işi vardı ve ortalama 3 ay boyunca ona Hagrid sahip çıkacaktı. Bu işte iyiydi zaten. Cold ile birbirlerini pek sevmişlerdi. Ama Hagrid Harry'e hayvanlar ile arasında özel bir bağ olduğunu söylemişti, çünkü Harry Cold ile tanışır tanışmaz ona binmiş ve onun ile uçmuştu. Bu elbet zor bir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Hikaye- Harry Potter
FanfictionJ.K Rowling 'in harika dünyasını biraz değiştiriyoruz. Ölümle karşı karşıya gelen karakterler bu sefer daha şanslı olacak. Harry'nin yaşadıklarını bir de benden dinleyin. Sirius'un ve Remus'un elinde büyüyen Harry farklı biri olacak. Bizim tanıdı...