9

4.5K 256 84
                                    

Sabahın erken saatleriydi. Hava daha tam olarak aydınlanmamıştı bile. Çoğu evden horultu sesleri yükselirken Black Malikanesinde küçük bir çocuğun ayak sesleri işitiliyordu. Zümrüt gözlere sahip çocuk elinde tuttuğu ince kağıt parçası ile yatağından hiçte sessiz olmayan bir şekilde indi. Ayaklarının soğuk zemine deymesi ile ürpersede hızlı adımlarla ilerledi. Bir yandan ilerliyor bir yandan gözlüğünü arıyordu. Yuvarlak çerçeveli siyah gözlüklerini hissettiği an taktı. Artık etraf o kadar da bulanık değildi. Malesef babasından aldığı mükemmel bulanık gören gözleri vardı.
Gözlükleri de gözünde olduğuna göre tamamdı. Hızla odasından çıktı ve koridorun sonundaki büyük odaya ilerledi. Devasa kapılı odanın kapısını açtı ve yatakta çok dağınık bir şekilde yatan adama baktı. Bir bacağı yorganın dışındaydı, elleri aşağıya sarkmıştı ve kafasında yastık da değildi. Kıkırdadı. Uyandırması zor adamın üstüne atladı;
- Sirius, kal. Bugün fazlası ile önemli. Kal hadi!
Ne kadar ısrar etsede adam kıpırdamıyordu. Aslında uyanmıştı ama direniyordu. Harry bunu çok iyi biliyordu. En son adam pes etti ve tek gözünü araladı;
- Bugün sıradan bir gün Harry. Git ve uyu.
Sıradan mı? Ciddimiydi? Harry elindeki zarfı ona gösterdi:
- Zarf. Büyü. HOGWARTS. Bugün o gün. Benden uzun süreliğine kurtulacaksın.
Adam gülümseyerek oturur pozisyona geldi.
- Aaaa evet bugün 1 Eylül. Hazirana dek senden kurtulucam.
Bunun bir şaka olduğunu ikiside biliyordu. Onun için sürdürdüler. Harry Hogwarts a gitmeyi mektup geleli iple çekiyordu. Ki mektup 5 ay önce gelmişti. Erken gelmişti, hem de fazla erken. Her yemekte, yürüyüşte, parkta, bakanlıkta hogwarts hakkında konuşuyordu. Hangi binaya gideceğini, takima alınacağını, dersler de en iyi olacağını...
Sirius ve Remus bu heyecanı anlasalarda artık yorulmuşlardı.
Remus ve Sirius her akşam ona Hogwarts daki haylazliklarini anlatmıştı. Babasının ne kadar yaramaz olduğunu ve annesinin her defasında kızssada onun da katıldığını anlatmışlardı. Çapulcu haritasını ve pelerini ona vermişlerdi. Öğretmenlere kaptırmamak şartı ile tabiki. Remus bunu onaylamasa da bu onun hakkıydı.
Sirius havaya baktı:
- Saat kaç Harry? Daha hava aydınlanmamış bile.
Harry gülümsedi:
- Sanırım 6 falan.
Sirius bir of çekerek kendini geri yatağa bıraktı. İşte bu gün de böyle başladı.
..........

Tren istasyonunun önüne cisimlenen 3 kişi heyecanlıydı. Özellikle siyah saçlı olan elindeki bilete bakıyor ve yazan peronu arıyordu. Ama bir türlü bulamıyordu ve gitgide sinirleniyordu. Etrafta o kadar cok insan vardı ki. Hepsi Hogwartsa gitmesede onun gibi okula giden bir çok çocuk vardı. Ama bazıları mugglelerden yakınıyor ve elindeki baykuş kafesini sarsmamaya çalışıyordu. Işte onlar hogwarts a gidecek cadı ve büyücülerdi. Harry onlaradan birinin peşine takıldı ve işte peron karşısındaydı.
Peron 9/3 çeyrek.
Remus geldi ve Harry'nin omzunu sıvazladı:
- Iyi işti evlat. Ben ilk seferimde peronu bulamamıştım bile. Annem göstermişti.
Sirius bir yandan gülümsüyor bir yanadan Harry için tuttuğu eşya arabasını Harry'e veriyordu. Harry kadar olmasada onlar da heyecanlıydı. Ve birazda korkuyorlardı. Sonuçta sağ kalan çocuğun fazlasi ile ünü vardı ve Harry bunun ile baş edebilecek miydi? Ve evden ilk defa bu kadar ayrı kalacaktı.
- Şimdi Harry en etkileyici kısma geldik. Karşıya geçmek.
Harry elbette ki nasıl geçeceklerini biliyordu. Sirius ve Remus ile bol bol Hogwartsa gitmişti. Ama gitmiş olsa bile fazlası ile heyecanlıydı.
- Geçelim bakalım!
Kendinden emindi.
Sirius ile arabayı birlikte tuttular. Derin bir nefes aldılar be koşmaya başladılar. Koştular, koştular ve duvarın içinde kayboldular.

...........................

Duvardan çıktıkları amda Harry'nin nefesi kesilmişti. Ilk defa duvardan geçmişti.
- Bir daha yapalım!
O kadar büyük bir heyecanla söylemişti ki Sirius güldü. Herkes ilk seferinde buna bayılırdı zaten. Remus kıkırdayarak;
- Bende ilk seferimde aynısını söylemiştim. Ama merak etme buradan geçmek icin daha önünde uzun seneler olacak. 7 yıl boyunca hogwarts senin evin olacak.
( Hogwarts is my home.) ( Bunu ingilizce yazmasam olmazdı)
Evet olacaktı.
Insanların arasından geçerek trene ulaşmaya çalışıyorlardı ki onları gördüler. Weasleyler.

Harry koşarak bağırdı:
- Ron, Ginny!!!!
Birbirlerini 1 yıldan beri tanımalarına rağmen çok iyi dostlardı. Harry sürekli onlara giderdi be Sirius da onları maça götürürdü. Molly anneleri Harry'i çok seviyordu ve her firsatta onu eve getiriyordu.
Birbirlerine sıkıca sarıldılar. Hemen arkalarında ikizler vardı. Harika şakaları olan ikizler. Fred ve George. O muhteşem şakalar kimi cezbetmez ki.
Harry her nekadar onlarında sevsede en iyi Ginny ve Ron ile anlaşıyordu. Hatta bazen Ginny ile daha iyi anlaştığı bile oluyordu. Ginny konuştu:
- Bende sizinle gelemem mi? Sadece 1 sene. 1 seneden ne olur ki.
Gelmeyi o kadar cok istiyordu ki gözleri doldu.
- En iyi arkadaşımdan uzak kalmak istemiyorum.
Ron gülümsedi ve Ginny'e sıkıca sarıldı.
-Ooooo Ginny üzülme. Ben tatillerde evde olacağım.
Ron yine yanlış anlamıştı. Ginny abisini iterek sırıttı. Harry elini Ron'un omuzuna koydu:
- Abi sanırım benden bahsetti.
Ron ufak bir bozulma yaşamıştı. Hâlâ abilik iç güdülerini bırakmamıştı. Nedense Ginny'i bir nebze Harry'den kıskanıyordu.
- Aaaa abicik hemen böyle yapma!
Ginny sarıldı.
- Çocuklar?
Molly ve Arthur yanlarında ikizler ile geldiler. Molly çabucak Harry'e sarıldı ardından gelen Sirius ve Remus'a.
Ve o anda trenin düdüğü öttü.
- Gitme vakti!
Ron sevinç ile bağırdı. Uzun zamandır bu anı bekliyordu. Sıkıca ailelerine sarıldılar. Molly tembihlerini sıraladı, sıraladı ve sıraladı.
Ah Molly ve tembihleri. Ama kim nederse desin Harry ve Ron hpgwarts da uslu durmayacaklardı. Büyük ihtimalle yani. Harry de harita ve pelerin varken hele.
Sirius Harry'e sarıldı. Ardından Remus sarıldı.
- Harry, sana uslu dur ve belaya karisma demeyeceğim. Sonuçta benim vaftiz oğlumsun. Benimde namım belli zaten. Yakalanma, ne yaparsan yap.
Remus Sirius'a oyle bir baktı ki...
- Sirius! Ona öğüt vermen gerekiyor belaya bulaştırman değil.
Harry'e baktı.
- Harry, derslerine çalış, bol bol mektup yaz ve sakın kötü kişilere bulaşma. Sana verdiklerimizi iyi sakla. Fazla haylazlik yapma. Son olarak hangi binaya seçildiğin önemli değil.
Ah tabi. Bina. En kötü ne olabilir ki?
..................................

Hogwarts'a az kaldı dostlar. Bina seçimleri yakında.
Tahminleri alalım??????
Ve istediğiniz özel bir bölüm var mı?
Harry'nın küçüklüğü ile ilgili olur veya başka bir şey. Istediginiz varsa diyin yazayım????

Farklı Bir Hikaye- Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin