YAĞMUR

637 24 0
                                    

 Hiç vazgeçtiğiniz şeyler oldu mu? Vazgeçmenin ne demek olduğunu kaçınız bilirsiniz? Bence hepiniz gayet iyi bilirsiniz.Yaşamınızın her anında vazgeçmek zorunda olduğunuz bir şeyler oldu ve siz vazgeçmeyi hep ertelediniz.Vazgeçmeyi bilmediğiniz zamanlar yavaş yavaş bağımlı olursunuz.Bağımlı olmak size verilebilecek en büyük zararı verir zaten..

 Vazgeçmek yaşamın bir parçası ve bağımlı olmak sizin tercihinizdir.Vazgeçmekle dolaylı yoldan alakası olan bir şey daha var.Hayatınızın tamamını kapsayan sevgi ya da aşk değildir.Güvendir o. Güven kavramı herkeste farklı düşünceler uyandırır.Ama bende tek bir düşünce uyandırıyor;

Güven; kazanılması en zor kavram.

 Kimse sizden daha üstün değil ve emin olun onların hangi okullarda okudukları,ne kadar mutlu oldukları,ne kadar para kazanıp, harcadıkları sizin hayata gülümseyerek bakmanızdan önemli değil.Herkes bir diğerinin üstüne basarak ilerleme derdinde çünkü.Bu yüzden kendinize çok güvenin.Ve kendinize duyduğunuz o güvenin yarısını bile bir başkasına vermeyin.

 He bir de en iyi arkadaşlarımız var.Herkes en iyi arkadaş olamaz.Kimse kendini kandırmasın.

 En iyi arkadaş dediğiniz kişi ''gülme'' dediğinde gülecek, sizse onu görüp kahkaha atacaksınız.En iyi arkadaşlar sizi her zaman güldürenlerdir.Ve sizde sakın onları güldürmeyi unutmayın...

'' Ooo kankiimmm'' diye sarıldım Sema teyzeye.

''Oooo canım benimmm'' diye sarıldı o da belime.

 Sema teyzeyle aramız çok iyiydi.Beni kızı gibi görsede Derin'in kardeşi olarak görmüyordu.Hiçbir zamanda o şekilde görmeyeceğini taa ilk tanışmamızda da açık açık belli etmişti zaten.

 Bir de Mehmet amca var.Derin'in babası.Koyu Fener'li.Fenerbahçe'yle alakalı ne varsa içindeydi.Benim de koyu bir fanatik olduğumu öğrendiği günden beri maçlara hep o,Derin ve ben giderdik.Arada bir ''Derin'den daha iyi bir fanatiksin bu yüzden Derin'i boşver'' diye şakalar bile yapıyordu.Derin daha çok basketbol seviyordu ve futbola karşı o kadar ilgisi yoktu.Yine de bizi kırmamak adına maçlara geliyor,tezahüratlar atıyordu bizimle..

''Mehmet amcan çok kırılmış sana,en yakın zamanda yanıma uğrasın diye tembihledi beni şekerim.'' müziğin sesini kısarak konuşmaya devam ediyordu Sema teyze.

''Ayrıca bende çok kırılıyorum artık gelmiyorsun Derin olmadan.''

''Sema teyzecim ayıp ediyosunuz gelmez olur muyum? ben rahatsız etmek istemiyorum'' dedim ne kadar saçma bir şey söylediğimi farkedip son kelimede sesimi kısarak.

''Kızım sen ne diyosun? Ne rahatsızlığı hahah deli bu kız yahu.Olmaz öyle şey hep gel sen biz sana hep rahatız merak etme.''

''Hihihi peki peki tamam hep gelicem artık.'' diyip bir öpücük yolladım Sema teyzeye.

O da karşılık vererek önüne döndü.

Sema teyzelerle tanışmam biraz olaylı olmuştu..

 Derin'le daha yeni tanıştığımız sıralarda çok büyük bir kavga etmiştik.Öyle ki aklım yerinden çıkacaktı o kavgada. Derin beni eve bırakıp kendi evine gittiği sırada önce evin kapısına tekme atmış sonra kapıyı açan Kaan'ın boynuna asılmıştı.Resmen sinirini Kaan'dan çıkarmaya çalışmış ve sonra bunu farkederek kendini duvarlara fırlatmıştı.Duvara öyle bir yumruk atmış ki elinin üstü yarılmış ve parmaklarını çatlatmıştı.Kaan hastaneden beni aradığında gitmemek için kendimi çok sıkmıştım ama dayanamayıp gitmiştim.Hastanede Sema teyze ve Mehmet amca da vardı ve beni telaş içinde 'Derin'' diye bağırarak gördüklerinde yanıma gelip sakin olmamı ve onun iyi olduğunu söyleyip bir yere oturtmuşlardı.Bende dayanamayıp ağlamaya başlamıştım.

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin