‘’Ta-tabii… ‘’ dedim heyecandan kekeleyerek. Heyecanlandım çünkü; Sanırım bana aşkını itiraf edecek. Aslanım Aras be ! Sonunda ya !
‘’Çok tatlısın. ‘’ dedi şapşal bir gülümsemeyle yüzüme bakıp. Çocuk sever gibi çenemi avucunun içine alıp sevmeye başladı. Kalbim, bu heyecana dayanamayıp kendini camdan aşağıya atmıştı. Camın önündeki demir korkuluğu geçerken bana el sallamayı ve dil çıkarmayı da ihmal etmemişti sağ olsun canım kalbim…
İltifatına cevap veremeden gözlerimi yere eğdim. O da çenemi tuttuğu eliyle başımı tekrar ona bakmam için kaldırdı ve sonra da elini çekti.
‘’ Dün olan biten her şeyi, her anı hatırlıyorum. ‘’ dedi gülümsemesini daha da büyüterek. Şaşkınca yüzüne daha dikkatli bakmaya başladığımda bu kez göz bebeklerime kadar ateşlenmiştim. Ateşlenmiştim derken sıcak basmıştı yani. Çok utanmıştım. Öpüştüğümüz o anı hatırlıyordu demek. Ufak bir öpüşme de olsa bu onun beni öptüğü ilk andı sonuçta…
‘’Neyse bil istedim sadece. Utanmana gerek yok kadın ! ‘’ dedi kocammış gibi. Yutkunarak konuyu değiştirme çabasına girdim ve ‘’Ben, ben bi tuvalete gireyim ya. Evet tuvalete gireyim. Hııhıı. ‘’ diyerek yanından kalktım.
Aras’ın ufak kıkırtılarını duyabiliyordum. Banyoya girdiğimde sessizce halay çektim. Kolbastı oynadım. Havluyu bir elimde sallayarak tepindim. Sonunda da tüm asaletimi toparlayarak, elit insan kimliğimi bularak sakince banyodan çıktım. Salona geri döndüğümde Aras haberleri dinliyordu. 3’lü koltuğa uzanmıştı diyemeyeceğim. Çünkü 3’lü koltuk ona uzanmış gibiydi daha çok. Yayılmanın kelime anlamı kalp Aras.
Bende yanındaki koltuğa misafirmişim gibi oturduğumda önüme bakmaya başladım. Hayır tabii ki böyle bir şey olmadı. Misafirlikte bile misafirmişim gibi oturamam ben. Yanındaki koltukta yastıkları üst üste koyup uzanmaya başladım. Bir yastığı bacağımın arasına koyduğumda ‘’Lan ona başımızı koyuyoruz be. Utanmaz arlanmaz ! ‘’ diyerek söylenmeye başladı. Ben de o yastığı bacağımın arasından alarak yerimden kalktım ve Aras’ın önünde durdum.
‘’Aç lan ağzını ! ‘’ dedim yastığı sokacakmışım gibi bir ciddiyet takınarak.
‘’Yuuuh ! ‘’ diyerek güldü hemen. Yapamayacağım bir şey ya bu, ciddiye almadı beni tabii.
‘’Aç diyorum aç ! Yediririm sana bu yastığı Aras ! ‘’ dedim ve kafasına vurmaya başladım. Bir vurdum, iki vurdum, üç vurdum, dört vuramadım. Çünkü Aras elimdeki yastığı kaparak beni koltuğa düşürdü ve bu sefer o vurmaya başladı.
‘’Aç diyorum aç ! Yediririm sana bu yastığı kadın ! ‘’ dedi taklidimi yaparak. Sesini de inceltmişti. Ben kahkaha atarken Aras’ta gülmeye başlamıştı. Sonunda pes ederek yanıma çöktü ve nefes nefese kalmış bir halde gülmeye devam etti.
‘’Selen bir şey diyeceğim. Hahaha ! Aklıma benim gibi süper ötesi bir fikir geldi. ‘’ dedi heyecanlanarak. Kendini de övmeyi ihmal etmedi bu arada.
‘’Ne geldi ? ‘’ dedim büyük bir merakla ona bakarak.
‘’Oyun oynayacağız. Evcilik. ‘’ diyerek ayağa kalktı.
Başta çok komik gelen bu fikrin, sonra muhteşem bir anıya dönüşeceğini bilemezdim. Bu yüzden gülerek dalga geçtim.
‘’Hadi lan keko. Çadırda kuralım istersen evin içine. Oyuncak bebeklerimiz olsun. ‘’ dedim sağ elimin içini havaya doğru açarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
HumorKulağına eğilip ‘’Yemin ederim ki onunla konuşmadım. Konuşmuyorum da. ‘’ diye fısıldadım. Tatlı bir gülümseme kapladı suratını. Dudaklarını bana doğru çevirip ‘’Yemin ederim ki senden başkasıyla konuşmak istemiyorum. ‘’ dedi. Gülümsemem tüm hücreler...