Ne vardı da öküz gibi bütün eşyalarımı toplayıp gelmiştim acaba. İnsan iğne ipliği bile bavuluna koyar mı ya ? Sırf odamda tek bir çöp kalmasın diye kalkmışım küçük not kağıtlarını bile almışım. Sanki bıraksam Özlem bunları yiyecek. Özlem demişken, Özlem nasıl acaba ? İyidir ya. İyidir o…
İtinayla eşyalarımı toparlarken bir an durup ‘’Lan benim artık bir evim yok ki. Ben İstanbul’da nerde kalacağım ? ‘’ diyerek yatağıma çömdüm ve ellerimi başımın arasına alarak düşünmeye başladım. İçimdeki bütün oksijeni karbondioksite çevirerek ofladım ve çalan telefona bakmadan cevap verdim. Gerçi iphone kullanıyorum nereye bakmadan cevap veriyorsam. Bir tuhafım yani bende. Ama gerçekten kimin aradığını görmeden cevap vermiştim telefona.
‘’Efendim ? ‘’
Kaşlarımı kaldırarak karşımdakinin konuşmasını beklesem de kimse konuşmuyordu. Bir nefes sesi duydum önce sonra ‘’Selen. ‘’ diye söze başlayan bir Derin olduğunu anladım karşımdakinin.
‘’A-a Derin ? ‘’ dedim çekinerek. Off hayır ya konuşmaya hazır değilim ki ben. Neden arıyorsun ki Derin. Neden yani ?
‘’Vaktin varsa biraz konuşabilir miyiz ? Son sözlerimizi söylemeye hakkımızın olduğunu düşünüyorum. Hem gitmişsin… Vedalaşmadın bile benimle… ‘’
Ne diyor bu Derin ya ? Ayrıldık biz ayrıldık. Bir de kalkıp vedalaşmaya mı gidecektim ? Sesi de kötü geliyor zaten. Bu da iyice moralimi bozdu şimdi.
‘’Vedaları sevmiyorum biliyorsun. ‘’ dedim ufak bir gülümsemeyle.
‘’O yüzden mi gittin ? ‘’ dedi benim gülümsememe karşın oldukça ciddi bir sesle.
‘’ Gideli 1 hafta olacak Derin. Daha yeni mi geliyorum aklına. ‘’ dedim imalı bir şekilde. Telefonumu açtığımda kimsenin beni arayıp sormadığını görmek hala üzüyor beni ne de olsa…
‘’Annem telefonuma el koydu. Zaten kendimde değildim. Uyuyordum sürekli. Hem seni arayıp ne diyecektim ki ? Haklıydın gitmekle. Ama Selen ben gerçekten kötü bir şey yapmadım. Yani seni aldatmadım yemin ederim. Sadece seni sevdim ben. Sadece de seni seviyorum. O kız yani… Of sahiden bir şey geçmedi aramızda. Ben kendimde değildim üstelik. İnan bana lütfen. ‘’
Başımdan aşağıya dökülen kaynar sular eşliğinde Derin’in anlattıklarını dinliyordum. Derin beni aldatmış mıydı ?
‘’Derin sen ne diyorsun ya ? Hangi kızdan bahsediyorsun ? ‘’ dedim bir çırpıda sert bir ses tonu kullanarak.
Derin karşımda şok olduğunu tahmin ettiğim bir şekilde ‘’Nasıl yani ? Sen bunun için ayrılmadın mı benden ? ‘’ diyordu. Bu hem suçlu hem güçlü olmak falan mıydı acaba ?
Biraz düşününce benim yaptığım şeyin aldatmadan farkı neydi ki ? Derin hayatımdayken elin 3 günlük oğlanıyla öpüşmek çokta gurur verici bir hareket değildi bence. Sırf bu yüzden Derin’den ayrılmak zaten başlı başına bir saçmalıktı. Hele bu yüzden İstanbul’u terk etmek, evden ayrılmak hayatımda yapabileceğim en büyük aptallıktı.
‘’Derin kapatıyorum telefonu git allah aşkına. ‘’ dedim ve telefonu suratına kapattım.
Enteresan bir şey yaşıyorum şuanda sahiden. Aldatılmışım. Bu gerçekten inanılmaz iğrenç bir hismiş. İyi ki Derin bunu öğrenip şuan yaşadığım saçma bunalımı yaşamamış. Neyse artık bu yüzden ayrılmadığımı biliyor sanırım yeni öğrendiğimin de farkında bir daha aramaz beni diye düşünüyordum ki gelen mesaj sesiyle irkildim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
HumorKulağına eğilip ‘’Yemin ederim ki onunla konuşmadım. Konuşmuyorum da. ‘’ diye fısıldadım. Tatlı bir gülümseme kapladı suratını. Dudaklarını bana doğru çevirip ‘’Yemin ederim ki senden başkasıyla konuşmak istemiyorum. ‘’ dedi. Gülümsemem tüm hücreler...