FISILTI

''KENDİNE DİKKAT ET ''

   Duyduğum ses belki  de ömrümün sonuna kadar unutamayacağım bir tondaydı. Belki bir telefon sapığıydı belki dalga geçmek için arayan bir arkadaşımdı. Hani duyduğunuz ses karşısında bütün organlarınız harekete geçer kalbiniz çok hızlı atar ya... Bu karşı taraftan etkilendiğim için değil. Sadece bu saatte arayarak korkmama neden olduğu içindi. Belki bir saat sonra unutacağım. Ama bu sesi tekrar duyarsam iyi şeyler olacağını düşünmüyorum.

   ''Kendine dikkat et. '' diyip yüzüme kapattığı telefonu bir süre kulağımdan çekemedim. Ne demekti bu ? Ne demekti söyledikleri ? Bu bir bayan sesi değildi. Belki de bayan sesiydi. Artık teknoloji çok ilerledi neticede. Anlamam imkansızlaşmıştı. Bir bulmacanın içinde yok olmuştum. Bu kadar büyütmemin sebebi neydi peki ? Derin bir nefes alıp ''Neyse. '' dedim. ''Neyse kimmiş öğreniriz yakında. '' Bazen bu kadar rahat olabilmemin sırrını bende çok merak ediyorum...

  Odama geçtiğimde pazartesi günü başlayacak olan final sınavlarım aklıma gelmişti. Durumum kötüye gidiyordu ve çalışmaktan başka tek çarem yine çalışmaktı. Haftasonu bir planım yoktu ve oturup adam gibi çalışacaktım. Bir yerlerden başlamam gerekiyordu artık.

  Şu 4 ayda değişen hayatıma baktığımda gerçekten çok şaşırıyordum. Bir arkadaşımı kaybettim. En büyük aşkım, sevgilim oldu. Hayatıma yeni insanlar girdi. Yeni insanlar demişken Sıla ne alemdeydi ? Kaç gündür eve gelmiyordu. Aramıyordu. Sormuyordu. Salona geri dönüp telefonumu aldığımda saatin epey geç olduğunu farkedip aramamın yersiz olduğunu düşündüm. Mesaj atacaktım. 

  ''Nerelerdesin ? Merak ediyorum seni, bana geri dönüş yap mutlaka.'' yazıp yolladım. Bu şekilde ciddi mesajlar atmak bana göre olmasada ciddi olduğumu anlaması gerekiyordu.

  Telefonumun mesaj sesi öttüğünde telefonu alıp gelen mesaja baktım. Mesaj Derin'in özlediğini belirten mesajlardandı. Sıladan değil. Derinle çok fazla mesajlaşmazdık biz ama her an ''Seni çok özledim. '' mesajı atardı bana. Sevgili olmadan önce de atardı fakat biraz daha dalgayla karışık yazardı bunu. Şimdi elinde olsa her an her dakika yazacakmış gibi davranıyordu. Beni özlemesini çok seviyordum..

  Ardından gelen ikinci mesajla tekrar gözlerimi telefona çevirdim. Yine Derin'di. ''Dikkat et sevgilim. Korkuyorsan gelebilirim hemen. '' yazmıştı. Bugün duyduğum ikinci ''Kendine dikkat et. '' uyarısıydı bu. Sahi beni arayan Derin olabilir miydi ? Dalga mı geçmek istemişti acaba. Sanmıyorum. Derin böyle şeyler yapmazdı.

  Mesaja gelmesine gerek olmadığını belirtip onu çok sevdiğimi ve benimde onu çok özlediğimi anlattığım bir cevap yazdıktan sonra yatağıma geçip uyumaya çalıştım. Hala istemsizce aklımı kurcalıyordu arayan kişi ve söyledikleri... Gözlerim kendini siyah boşluğa bırakmak üzere kapandığı anda gelen sesle fırladım. Önce gözlerimi saçlarımın başladığı noktaya kadar açtım. Sonra da kulaklarımı. Sesin ne sesi olduğunu ve nerden geldiğini anlamak için algılarımı daha fazla açmam gerekiyordu. Biraz dinleyince sesin dış kapıdan geldiğini ve hatta birinin kapıyla oynadığını anladım. Korkudan elim ayağım enerjisini kaybederken yerimden kalktım ve elime alabileceğim bir şeyin olup olmadığına baktım hemen. Kahretsin ki hiç böyle bir şey düşünmemiştim bunca zaman. Yani ''evime hırsız girmeye çalışırsa yapılacaklar'' diye bir listem olmamıştı hiç.

  Canım süpürgemin sapını aldıktan sonra kapıya yöneldim ve hala kilitle oynandığını düşündüğüm sesleri duydum. Kapıya vurdum önce. Bildiğiniz yumrukladım. Sesimi kalınlaştırıp ''Abdullah kapıyla oynuyorlar bir baksana. Baba sende bir gel istersen. '' diye bağırdım. Abdullah kimdir bilemiyorum ama cümleme sertlik katması için bu isim gelmişti aklıma hemen. Bilmiyorum. Anlamsız. ''Derin ! '' diye bağırsam korkmazmış gibi hissettim sadece... Ayrıca sesimi öyle bir kalınlaştırmıştım ki  beni kesin erkek sanmıştır. Yani umarım. Sesler kesilince heyecanım daha çok artıyordu. Saat kaçtı bilmiyordum ama bugünden sonra asla yalnız kalamayacağım bir gerçekti..