Banane,banane,banane.

369 12 2
                                        

   ‘’Off ne var ya ! ‘’ diyerek 17. Kez çalan telefonuma cevap verdim. Kimin aradığı umurumda değildi sadece derdi neydi de sürekli arıyordu merak etmiştim doğrusu.

   ‘’Ooo Selen hanım hala uyuyor mu ? Verilen tepkiden bunu çok rahat anlayabiliyoruz tabii. Hadi uyan artık bugün İstanbul’a gelip sözleşmeni imzalaman gerek uykucu şirin. ‘’ kullandığı her kelimeden sevimlilik akıyordu Aras’ın. Gözlerimi açmadan konuşmaya devam etsem de yüzümdeki gülümseme gözlerimin kapalılığıyla tamamen ters orantı yaşıyordu.

  ‘’Yaaa giiiit gelmiyorum ben bir yere uyuycam ben oyalama beni hadiii grşrz. ‘’ dedim ve telefonu kapatacakken Aras’ın bağırtısıyla gözlerimi açtım.

  ‘’Hayır Selen ! Kapatamazsın telefonu. Senin için ne kadar uğraştım ben şimdi uyumak için beni harcıyorsun. Beni beni Aras’ını. Ayrıca Selen neyi açıklayacak Firdevs Hanım ? Ne ? Yoksa Aras A.Ş ‘den istifa mı etmiş ? Nasıl yani ? Oo yoo. Daha fazla dinleyemeyeceğim. ‘’ sanırım Aras’ı durdurmasaydım akşama kadar film repliklerini bana yorumlayacaktı.

  ‘’Arassss. Kamoooon yapma şunu. Güldürme beni uykum açılıyor ama. Offfffff. Keşke yanımda olsaydın da yastık fırlatsaydım sana. ‘’

  Dediğim şeye bak. Keşke yanımda olsaydın. Sen ne salak bir insansın Selen ya. Of.

  ‘’Valla bence de keşke yanında olsaydım şirine ayrıca merak etme ben o yastığı kafama yemiş sayıyorum. Ama sende beni daha fazla çıldırtmadan İstanbul’a gelip sözleşmeni imzalıyorsun. Okkeeeyyy swweeedyyy ? ‘’

  ‘’Aaaahh honeyy. Biraz daha uyuyamaz mıyım pleasee ? ‘’ karşılıklı şebekliklerimiz öyle güzeldi ki ne benim telefonu kapatıp uyumaya niyetim vardı ne de Aras’ın beni bırakıp uyumama izin vermeye.

  ‘’Ooh yoo. Hemen doğrul o full ortopedik yatağından. Bana bak senin yatağın sırf pamuktan falan mı yapılmış ? Hani seni pamuklara sarmalar sararım mantığı ? Bu nasıl bir uyku canım allah allah ! Sanırım seni yatağa gömüyorlar ha ne dersin sweddyyy ? ‘’

  Cümlelerin sonunu hep aksanlı İngilizcesiyle bitiriyordu ve bu oldukça komikti.

 ‘’Ne sandın be. Herhalde pamuktan yapılı. Ben ailemin biricik prensesiyim. Anladın mı biricik. Bir bak iki değil yanlış olmasın. Bu konuda bir anlaşalım. Nereden geldiğimi bil yani ayıkksss. ‘’ nasıl saçmalıyordum böyle onunla. Hem de hiç çekinmeden özgürce. Öyle iyi hissediyordum ki…

  ‘’Canım yalnız burada öyle pamuktan sandalye bulamazsın. Burada anca sana bir patron sandalyesi ayarlayabilirim. Hani böyle arkanı dönersin sen. Ben odaya girdiğimde yavaşça sandalyede dönersin, elinde de puron olur. ‘’Ne vardı ? ‘’ diye sorarsın yüzüme bakmadan. Ben derdimi anlattıktan sonra ‘’Çekilebilirsin’’ filan dersin. E bende giderim artık evet sana bu anı yaşatabilirim. ‘’ gülüyordu. Ama gitmek söz konusu olunca içimi daraltmıştı bu eğlenceli muhabbet.

  ‘’Aras yha saat kaç oldu ? Bak ben bu saatten sonra gelemem. Babam yollamaz beni üzgnm ksra bkma cnm yhaa. ‘’ tam bir ergen tontişkoluğu eşliğinde imzayı yarına erteleme çabasındaydım.

  ‘’Selen sen iyi misin ? Saat daha 11. Gündüz 11. Bak dikkat et 23 demiyorum. Sadece 11. Bir ve bir. On bir. On tane bir. Bir artı on. ‘’

  ‘’Ay tamam yeter. 11 anladık. ‘’ gülmeye devam ederken kaçışımın olmadığını kabullenerek yatakta doğruldum.

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin