Özlem kolumu tutmasaydı gözlerimi karanlığa hapsedecektim. Beklemediğim zamanlarda beklemediğim insanları görünce gözlerim kararıyor hep. Hele ki öfkeli olduğum biriyse karşımdaki…
‘’Ş-şey.. Ben eşyalarımı almaya gelmiştim ama.. Yoktu, yani neyse özür dilerim. Ben gitsem iyi olacak. ‘’ konuşmasının her bir kelimesini kulaklarımla değil gözlerimden çıkan ateşle duyuyordum. Sıla eşyalarını almaya gelmişti ve Burcu eşyalarını çöpe atmıştı çoktan. Sıla biraz çökmüş gibiydi. İçimi acıtsa da bu hali taviz veremezdim. Özlem kolumdan çekmeye devam edip ‘’Hadi gidelim biz. ‘’ demeseydi belki de ona ‘’Bu halin ne ? ‘’ diye sorabilirdim. Çünkü Sıla, benim beklemediğim bir zamanda, beklemediğim bir kişi tarafından sırtımdan vuran kişiydi. Ben ona evimi açmıştım… Hayatımı açmıştım…
Eve girdiğimizde Özlem tamamen ortamı yumuşatmak ve benim Sıla konusundaki üzüntümü hafifletmek için günün değerlendirmesini yapmaya başladı.
‘’Bugün çok güzeldi ya. Bizi de göreceksiniz inşallah. Sizi de tabi.. Ama en çok bizi ! ‘’
Gerçekten mecalim yoktu ve buna ortak olamayacaktım.
‘’Ben yatmaya gidiyorum iyi geceler. ‘’ diyerek odama geçtim.
Özlem’e beni durdurması için fırsat tanımayarak kapımı hızlıca kapattım. Ama o hızlıca kısmı istemsizce oldu tabii.
‘’Kafamı patlatsaydın ? ‘’ Özlem dayanamayıp söylenmeye başlamıştı.
‘’Ya özür dilerim. İstemeden oldu vallahi. ‘’ deyip gülmeye başladım. Moralimin düzeldiğini gören Özlem ‘’İyi okeeey hadi see you later take care aeo kibbaay ‘’ diyerek kapımı kapattı ve uyumaya gitti.
Kendimle baş başa kaldığımda önce pijamalarımı giyip makyajımı temizledim ve saçımı ev topuzu yaparak neredeyse alnıma kadar getirdim. Yatağıma kendimi bıraktığımda açık olan ışığa lanet ettim ve ‘’Sebastian ışığı kapa ! ‘’ diyemeyeceğim için kalkıp kendim kapattım.
Yatağıma geri döndüğümde kapattığım gözlerimi bir o yana bir bu yana dönerek açtım ve aklımdan çıkmayan düşüncelerden ötürü Derin’i aramaya karar verdim. Saatin 02:14 olduğunu görünce ‘’Uyudun mu ? ‘’ diye bir mesaj attım önce. Mesaj atmam sonuç verdi ve telefonum çalmaya başladı.
‘’Hayatım ? ‘’diyerek açtığım telefona ‘’Selen ? ‘’ diyerek cevap veren Eren, kafamı karıştırmıştı.
‘’Eren ? Derin nerede ? ‘’
‘’Aaa şey. Derin, Derin burada. Nerede olacak ? Uyuyor. Evet uyuyor. Hııhı. ‘’
Kesinlikle yalan söylüyordu. Ve ben bunu sonsuz kilometre öteden anlayabilirdim. Herkes anlayabilirdi.
‘’O zaman uyandırıyorsun Derin’i. Hadi bakalım canım bekliyorum. ‘’
‘’Uyandırmayalım şimdi ya. Çok tatlı uyuyor biliyor musun ? Melek gibi vallahi. Kıyamam ben buna. Yok uyandırmayalım. ‘’
‘’Eren 10 saniye içinde Derin bu telefona cevap verecek. 10-9… ‘’
‘’Off. Tamam Selen. Derin yok burada. ‘’
‘’Ne demek yok. Orası neresi ? Nerde Derin ? ‘’
‘’Ben şuan Derinlerin apartmanın önündeyim. Onlara gidecektim. Kapıda karşılaştık baya sinirliydi. Telefonu, cüzdanı filan elindeydi. Bana çarptı sonra yere düşürdü elindekileri. ‘’O Arya’nın anasını sikicem ! ‘’ dedi ve arabasına binip gitti. Durduramadım. Nereye gittiğini de bilmiyorum. ‘’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
HumorKulağına eğilip ‘’Yemin ederim ki onunla konuşmadım. Konuşmuyorum da. ‘’ diye fısıldadım. Tatlı bir gülümseme kapladı suratını. Dudaklarını bana doğru çevirip ‘’Yemin ederim ki senden başkasıyla konuşmak istemiyorum. ‘’ dedi. Gülümsemem tüm hücreler...