Gözlerimi açıp Derin’e bakabildim güç bela. Anlamsız bir şekilde boynuma gömülüydü hala. Nefes alış verişi durmuş gibiydi. Kafasını kaldırmıyordu, üstümden kalkmıyordu. Tuttuğu elimi daha sıkı tutuyordu. Burnunu çektiğini fark ettim. Ayak parmaklarımı sıkıyordum korkudan. Canımı acıtmıştı bu hali. Yavaşça üstümden kalktı. Ellerimi bırakmamıştı. Üstümden kalktığında çıplak kalan vücutlarımız bile ne olduğunu anlayamadan utanmaya başlamıştı. Ama şuan ne durumda olduğum umurumda değildi. Yanıma devrilmiş bir şekilde yüzüme bakıyordu. O çok sevdiğim uzun kirpikleri hareket etmiyordu. Dilini yutmuş gibiydi. Ellerimi ellerinden çekip yataktan kalktığımda sadece bakıyordu. Uzun uzun bakıyordu…
Bir hışımla giyinirken gözlerimden akan yaşları ona göstermemek için arkamı dönmüştüm. Ama çantamı almak için Derin’e dönmek zorundaydım. Gözlerimi silip hemen çantamı aldığım gibi kapıyı açıp çıktım. Evden çıktığımda hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Yağmur yağıyordu. Bu sayede sadece hıçkırıklarım duyuluyordu gerisi önemsenmiyordu. Bu şekilde ne kadar yürüdüğümü bilemiyorum. Ama kimsenin olmadığı bir sokağa girip deli gibi bağırdığımı ve ne kadar aptal olduğumu sürekli yüzüme vurduğumu hatırlıyorum. Çalan telefonlara dayanamayıp kapattığım telefonumu anımsıyorum. Saat akşam 8’e geliyordu. Artık hiç halim kalmamıştı. Zaten çok kötü bir şekilde ıslanmıştım. Ana caddeye çıkıp eve dönmeye karar verdim. Arabamda Derinlerin evinin önünde kalmıştı. Evimin adresini taksiciye tarif ettiğimde başımı cama yasladım ve kulaklığımdan çıkan sözler eşliğinde gözlerimi yumdum…
Bir aşk daha biterken baş başayım yine gözyaşımla…
Her savaştan çıkarken kuşandığım şeffaf zırhımla.
Çok yoruldum bu saf hallerimden..
Arayıp arayıp buldum sanıp kaybettiklerimden..
Hep aynı şarkıyı çalmış bir müzik kutusu gibi sarardım.
Her kapım açıldığında bu kez farklı olur sandım…
Yıllar geçer usulca küflü yalnızlıklarımızdan.
Unutur insan sorulunca ne kaldı yaşadıklarımızdan.
Anlarsın ki hepsi aynı hikaye.
Döne döne yıpranmış yıllanmış dilimizde.
Hep aynı şarkıyı çalmış bir müzik kutusu gibi sarardım.
Her kapım açıldığında bu kez farklı olur sandım…
Eski bir liman, yıkık bir han gibiyim
Üflerken geçenleri unuttum ben hangisiyim..
Hep aynı şarkıyı çalmış bir müzik kutusu gibi sarardım.
Her kapım açıldığında bu kez farklı olur sandım…
‘’Hanımefendi geldik ? ‘’ diye dürtülmem sonucu açtığım gözlerim ve sahiden gelmiş olduğumuzu anladığım evimi görmemle gözlerimi silip ücreti ödedim ve arabadan indim. Bir süre eve girip girmemek konusunda kararsız kalsam da Özlem’in beni camdan görüp dışarıya fırlamasıyla eve girmem kaçınılmaz olmuştu. Özlem’i ve milyon tane sorusunu ardımda bırakıp odama çıktım. Kapıyı kilitlediğimde Özlem hesap sormak için geç kalmıştı. Nefes alamıyordum. Sırılsıklam olmuş kıyafetlerimi teker teker çıkartıp pijamalarımı giydim. Dolabımın altında kalan bavulumu çıkartıp doldurmaya başladım. Gidecektim...
![](https://img.wattpad.com/cover/15378437-288-k902268.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
HumorKulağına eğilip ‘’Yemin ederim ki onunla konuşmadım. Konuşmuyorum da. ‘’ diye fısıldadım. Tatlı bir gülümseme kapladı suratını. Dudaklarını bana doğru çevirip ‘’Yemin ederim ki senden başkasıyla konuşmak istemiyorum. ‘’ dedi. Gülümsemem tüm hücreler...