Tatil bitmiş, okul tüm sıkıcılığıyla üstüme gelmeye başlamıştı yine. Bir hafta sonra sınavlar başlıyordu ve ben henüz ders çalışmaya başlamamıştım. Peki bunun sebebi neydi? Elbette Cem'in aklımdan hiç çıkmaması.
Şuan yine ben dersi dinlemeye çalışırken onun beni izlediğini hissedebiliyordum. Derse konsantre olmamı engelliyordu resmen. Telefonumu elime aldım ve, 'Bakıp durmasana.' yazdım ve Cem'e gönderdim.
Hemen cevap yazdı, 'Sen dersi dinle bana karışma.'
'Senin yüzünden derse konsantre olamıyorum.'yazdım.
'Hım, bakışlarım seni o kadar etkiliyor yani?' yazdı cevap olarak.
Etkiliyor tabi nasıl etkilemesin!
'Saçmalama be ne etkilemesi. Sadece sinir oluyorum.' yazdım.
'Eminim.'
Ah her zaman ki gibi yine kendinden çok emin. Cem ve bitip tükenmek bilmeyen egosu!
Nihayet ders bittiğinde benim aklımda derse dair hiçbir şey yoktu. Bu durum artık beni endişelendirmeye başlamıştı çünkü notlarıma yansıyacaktı. Bir şeyler yapmalıydım. Eve gidince hemen ders çalışmaya başlamaya karar verdim.
Selin'le kantinden çay alıp bir masaya oturduk. Her zaman ki gibi yani. Bir kaç gündür aklıma takılan soruyu ona soracaktım artık.
"Selin, sana bir şey soracağım."dedim.
"Sor tatlım, bir sorun mu var?"dedi kaşlarını çatarak.
"Şey, yani sorun gibi değil de, merak ettiğim bir şey."
"Meraklandırma da sor hadi."
"Tamam. Şey, Selin ben horluyor muyum?"dedim bir çırpıda. Selin'le bir çok kez beraber kalmıştık. Bunu ona sormayacaktım da kime soracaktım?
Selin sorduğum soruya önce şok oldu daha sonra kahkahalarla gülmeye başladı ve bu gülmesi sinirimi bozuyordu.
"Gülmesene be! İyi ki bir soru sorduk."dedim somurtarak.
"Nereden çıktı bu Allah aşkına Buğçe?" dedi. Hala gülüyordu.
"Ya nereden çıktığını boşver sen sorumu cevapla."
"Valla ben hiç şahit olmadım canım. Bana denk gelmediyse onu bilemem."dedi.
Bu içimi biraz rahatlatmıştı. Evet Cem kesin yalan söylemişti. Sırf beni kızdırmak için.
Biz sohbet ederken Alp ve arkadaşları gelip bir masaya oturdular. Alp tam karşıma oturmuştu. Şöyle göz ucuyla baktım yüzü çok kötü görünüyordu. Cem'in izleri hala yüzündeydi. Oturduğu yerden bana bakıp duruyordu. Bu beni rahatsız etmişti. Sanırım yüzündeki yaraların sebebi olarak beni görüyordu ama sonuçta onu döven ben değildim. Ayrıca gel bana aşık ol da demedim ve ona herhangi bir umut da vermedim. Şimdi niye orada oturmuş sinirli sinirli bana bakıyor ki bu çocuk. Gerilmiştim.
Ben bunları düşünürken birden yanımdaki sandalye çekildi ve Cem yanıma oturdu. Elini de sandalyenin arkasından benim omzuma attı. Hiçbir şey demedim. Gözleri Alp'in üstündeydi. Alp'in de bakışları hemen benden Cem'e dönmüştü.
"Bu çocuk dersini almadı anlaşılan."dedi Cem sinirli bir şekilde.
Selin neler olduğunu anlamak için omzunun üstünden arkasına dönerek bizim baktığımız yere baktı ve hemen döndü.
"Çocuk aşık."dedi Selin. Şimdi bu söylenecek şey mi Allah aşkına. Cem hemen sinirli bakışlarını ona çevirdiğinde masanın altından Selin'e bir tekme attım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK
RomanceArtık buraya kadardı! Aptal gibi peşinde dolanmayı bırakma zamanı gelmişti. Evet geç alınmış bir karardı fakat malum geç olsundu fakat güç olmasındı. Artık o karaktersizin yüzünü bile görmek istemiyordum. Hiç kimsenin benimle böyle oynamasına izin v...