Aşağıda belirttiğim yerde bu müziği açmanız gerekiyoor :D
Hiç kıyafetim yok! Evet doğru duydunuz, yok yok yok! Bu akşam için giyebileceğim doğrudüzgün tek bir kıyafetim yok.
Şuan bütün dolabım yatağımın üstüne serili halde. Annem şuan şu manzarayı görse küçük çaplı bir kalp krizinin eşiğine gelebilirdi. Böyle bir şeye sebep olmak istemediğim için hemen kıyafetlerimi tekrar dolaba yerleştirdim. Daha sonra da çaresizlikle yatağımın üstüne oturdum.
Akşama Cem yemeğe gelecekti ve ben onun karşısına pijamalarımla mı çıkacaktım? Tamam dolapta elli bin tane kıyafetim olabilir kabul ediyorum ama ben onları giymek istiyor muyum? Hayır! Kızlar bana bu haklı isyanımda destek olacaktır mutlaka. Değil mi?
Acilen alışverişe çıkmam gerekiyor, evet. Çözüm bu. Annem odaya daldığında düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım.
"Kızım ne yapıyorsun burada? İki saattir odana kapandın. Her şeyle tek başıma mı uğraşacağım? Gel de bana yardım et hadi."
"Anne valla çok isterdim ama benim alışverişe çıkmam gerek."
Annem kaşlarını çatıp yüzüme baktı. "Nereden çıktı şimdi bu?"
"Akşama giyecek kıyafetim yok."
Kesik bir nefes verirken 'sen benimle dalga mı geçiyorsun' bakışlarını yüzüme dikti. Yanaklarımı havayla doldurduktan sonra sesli bir şekilde serbest bıraktım.
"Buğçe sen ne saçmalıyorsun? Dolabında bir orduya yetecek kadar kıyafet var."
"Ama bu akşam için uygun tek bir tane bile yok."
Annem bıkkınca beline koyduğu ellerini indirip dolabıma yöneldi. İçini biraz karıştırdıktan sonra zümrüt yeşili dizlerimin biraz üzerinde biten kalın askılı dar ve mağazanın kabininde denedikten sonra bir daha hiç giymediğim elbisemi gösterdi.
Olumsuz anlamda kafamı salladım.
"Buğçe beni sinirlendirme! Elbise gayet güzel ve sen akşam bunu giyiyorsun!"
Tam cevap verecekken işaret parmağını bana doğrultup, "İtiraz istemiyorum!"dedi ve elindeki elbiseyi yatağımın üzerine bırakarak odadan çıktı.
Göz ucuyla yanımda duran elbiseye baktım. Tamam güzel elbiseydi ve sonuçta daha önce hiç giymemiştim. Yapacak bir şey yoktu, bu elbiseye bir şans vermek zorundaydım. Annemi daha fazla kızdırmak istemiyordum. Zaten yaptığım emrivaki yüzünden oldukça gergindi. Elbette babam da öyle.
Elbiseye annemin zoruyla karar verdikten sonra akşam için anneme yardım etmeye gittim.
***
"Daha uzun bir elbise yok muydu?"dedi babam bana yan gözle bakarken. Aslında kıyafetlerime asla karışmazdı ama bugün her şeye karışacağı tutmuştu. Sanırım bir erkek arkadaşımın olması devrelerinin yanmasına sebep olmuştu. Yani benim en mantıklı teorim buydu."Ali kızın elbisesi gayet iyi. Karışma."diye araya girdi annem. Beni bir cevap verme zorunluluğundan kurtardığı için ona minnettardım. Zaten gerginlikten ellerimle oynayıp duruyordum. Cem tam beş dakika önce, beş dakika sonra oradayım diye mesaj atmıştı ama hala ses seda yoktu.
Nihayet kapı çaldığında hızla yerimden kalktım ve babamın sinirli bakışlarıyla karşılaştım. Dudaklarımı birbirine bastırıp çekinerek kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açtığımda karşımda bir adet heyecanlı Cem duruyordu. Elinde iki çiçek buketi vardı ve yine, her zaman ki gibi çok yakışıklı görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK
RomanceArtık buraya kadardı! Aptal gibi peşinde dolanmayı bırakma zamanı gelmişti. Evet geç alınmış bir karardı fakat malum geç olsundu fakat güç olmasındı. Artık o karaktersizin yüzünü bile görmek istemiyordum. Hiç kimsenin benimle böyle oynamasına izin v...