Bir Gezi Teklifi

1.3K 43 6
                                    


Sabah aklımda yine Cem'le uyandım. Şu sıralar hep böyleydi zaten. Onu düşünmediğim zaman var mıydı? Bilemiyorum. 

Dün resmen bana benden hoşlandığını söylemişti. Bunu düşününce yüzümde bir gülümseme belirdi. İçim içime sığmıyordu. 

Peki ben şimdi ne yapacaktım? Hemen boynuna atlayacak değilim herhalde! Madem benden hoşlanıyor o zaman beni kazanmak için bir şeyler yapsın. Sonuçta ben de onun peşinden az koşmadım. Biraz da o benim peşimden koşsun. Yerle bir olan güvenimi tekrar kazansın! Bence bunu hak ettim.

Bu olanları Doruk'a anlatsam mı acaba diye düşündüm. Birine anlatmaya ihtiyacım vardı açıkçası. Aramak için telefonumu elime aldığımda Cem'in mesajını gördüm. 'Günaydın.' yazmıştı. İçim kıpır kıpır olurken ben de, 'Günaydın.' diye cevap yazdım ve sonra hemen Doruk'u aradım.

"Canım?"diye açtı telefonu. 

"Kuzen ne yapıyorsun? Ben aramazsam hiç arayacağın yok valla."dedim sitemle.

"Haklısın canım çok düşüncesizim tamam kabul."

"Tamam affettim."

"Hemen?"

"Evet ne olmuş yani?"

"Ne bileyim önce süründürmen gerekmez miydi? Çeşitli tripler falan?"

Ah kuzenini nasıl da iyi tanıyordu! Ama şuan ona trip yapamazdım çünkü malum anlatacağım şeyler vardı. Çıkarcı mıyım? Elbette hayır!

"Saçmalama Doruk ya ne tribi."dedim gülerek. 

"Öyle olsun bakalım. Ee ne var ne yok anlat hadi? Belli sende bir şeyler var."

"Evet aslında var."dedim ve Cem'le yaşanan her şeyi anlattım. En sonunda, "Ee ne düşünüyorsun?" diye sordum.

"Valla ben kıl oldum bu çocuğa Buğçe."

"Ya niye öyle diyorsun?"

"Ne yaptığı belli değil kızım. Bir gün öyle bir gün böyle. Hem partide hangi hakla sana bağırabiliyor. Bak getirtmesin beni oraya. Ağzını burnunu kırarım ha onun."

"Doruk bir saçmalama lütfen! Tamam partide öyle yaptı ama daha sonra bana çiçek aldı ve herkesin önünde özür diledi. Sonra dün benden hoşlandığını da söyledi."

"He sen de hemen atlayacaksın değil mi?"

"Ya hayır be! Elbette öyle yapmayacağım. Sadece olanları anlatıyorum. Lütfen doğru düzgün bir yorum yapar mısın?"

Derin bir iç çektiğini duydum.

"Sen hoşlanıyor musun bu çocuktan hala?"

"Şey, yani belki biraz."

"Belli ki o da sana karşı bir şeyler hissediyor ama öyle hemen yüz verme. Biraz sürünsün köpek. Eğer hayvanca davranmaya devam ederse de beni çağırıyorsun, ben de onun ağzını burnunu kırıyorum."

"Tamam tamam." dedim gülerek ve biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattık.

***

Uykulu bir halde okula doğru ilerliyordum. Ah şu ders saatleri ve benim bundan sürekli yakınmam! 

Bir de yağmur yağıyordu ve bu iyice sinirlerimi bozuyordu. Aslında yağmuru severim ama hızlı yağmasını sevmem. Çok fazla ıslanmayı sevmem. Şemsiye kullanmayı sevmem. Çok mu memnuniyetsizim acaba? Ne yapabilirim bugün böyleyim. Uykumu alamamış olmamın da etkisi olabilir tabii. 

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin