Bölüm 33

470 19 37
                                    

Tam üç gündür okula gitmiyordum. Cem'i görmeye gücüm yoktu açıkçası. Zaten onu fazlasıyla özlemiştim. Yokluğunu vücudumun her zerresinde hissediyordum. Onu görürsem dayanamayıp affetmekten korkuyordum.

Telefonumu da açmamıştım hala. Sadece zorunlu ihtiyaçlarım için yatağımdan çıkıyordum. Kısacası arkadaşlar, depresyonda gibiydim. Ya da belki gibisi fazlaydı bilemiyorum.

Selin'den aldığım bilgilere göre Cem okula gidiyormuş ama derslere girmiyormuş. Benim gelip gelmediğimi görmek için okula geliyormuş sadece, Selin öyle diyor yani. Daha ne kadar okula gitmemeye devam edebilirdim ki. Elbette eninde sonunda gidecektim ama ben bunu elimden geldiğince ertelemeye çalışıyordum.

Zil çaldığında annemin evde olmamasına lanet ettim. Şuan şu yataktan çıkmak, yürümek ve kapıya varmak zorundaydım. Ah! Hayat beni çok zorluyordu..

Kapıyı açtım ama kim o demeden açmak sanırım büyük hataydı. Cem tam karşımda duruyordu çünkü. Evime gelecek cesareti nereden buluyordu bu çocuk!

Hemen kapıyı yüzüne kapatmaya çalıştım ama ayağını araya koyup kapıyı ittirince gücüm yetmedi, geri çekilmek zorunda kaldım.

"Sen ne yapıyorsun burada! Annem evde olabilirdi, çıldırdın mı? Defol git hemen buradan!"diye bağırdım.

Elbette beni dinleyecek hali yoktu değil mi? İçeri girip kapıyı kapattı.

"Anneni evden çıkarken gördüm. Buğçe konuşmamız gerek, dayanamıyorum artık."dedi. Sesi çok çaresiz çıkıyordu. Etkilenme sakın dedi iç sesim.

"İstemiyorum, seninle asla konuşmayacağım."diyip odama doğru yürümeye başladım. İçeri girip kapıyı kilitleyecektim ve o da buradan gitmek zorunda kalacaktı ama hayallerim Cem'in beni kolumdan tutup sırtımı duvara yaslamasıyla son buldu. Kollarımı başımın yanında sabitlemişti.

"Günlerdir telefonunu açmıyorsun, okula gelmiyorsun. Şu lanet olası pencereye bile çıkmıyorsun! Kafayı yedim Buğçe anlıyor musun? Seni göremediğim, sesini duyamadığım her saniye delirdim."

Sertçe yutkunduğumda gözlerimi gözlerine sabitledim. Kıpkırmızı olmuştu gözlerinin içi. Ya ağlamıştı ya da günlerdir uyumuyordu. İkisi de benim içindi. Bu halini görmek içimde bir yerleri sızlattı. 

"Artık bunların bir önemi yok Cem çünkü artık biz diye bir şey yok! Git buradan."

Kafasını iki yana salladı. "Bu kadar kolay mı Buğçe? Hiç mi sevmedin beni? Benden gitmek senin için bu kadar kolay mı gerçekten?"diye bağırdı.

"Sen benim sevgimi sorgulayacak en son kişisin! Yalan söyledin, o kıza da yalan söyledin bana da yalan söyledin! Bunu kabul edemem anlıyor musun? Başkası varken bana sevgilim demiş olmanı kabul edemem."

"Öyle bir şey yok! Şimdi beni dinleyeceksin."dediği anda kapı açıldı. Doruk gelmişti.

"Senin ne işin var lan burada!"diyip Cem'in üstüne yürümeye başladı. Cem bileklerimi bırakıp Doruk'un karşısında durdu.

"Seni ilgilendirmez, karışma."dedi Cem.

İkisinin arasına geçtim. "Doruk saçmalama lütfen gerçekten seni ilgilendirmiyor, bunu daha önce konuştuk."dedim tek kaşımı kaldırarak. Daha sonra Cem'e dönüp, "Sen de artık gitsen iyi olur."dedim.

Dişlerini sıktığını çenesindeki kasılmadan anlayabiliyordum. Bir süre gözlerimin içine baktı ve daha sonra hiçbir şey demeyip çıkıp gitti. Ben de olası bir kavganın önüne geçmiş olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes verdim.

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin