Bölüm 42

431 11 24
                                    

Hayır ben size ne yaptım yani Hale ve Taner çifti? Beni tanımadan bu hoşlanmama halleri nedir yahu! Bu durum hiç hoşuma gitmemişti. Cem'le ilgili hayaller kurarken, ailesinin beni sevmeme ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti doğrusu. Elbette bu, ben mükemmel bir insanım beni sevmeyen kimse olamaz gibilerinden bir düşünce değil ama beni hiç tanımayan insanların da benden hoşlanmıyor oluşu haksızlıktı. Aynı zamanda saçmaydı da.

Hep beraber yemek masasına geçtiğimizde ben hala bu düşüncelerde boğuluyordum. Kendimi kötü hissetmiştim. Sevgilimin ailesi tarafından sevilmiyordum! Ah, belki de bunların hepsi benim kuruntumdur, belki de aslında hiç öyle bir şey yoktur. Sadece mesafeli insanlardır belki. Olamaz mı yani? Lütfen olsun.

Cem gerginliğimi anlamış gibi masanın altından güven vermek istercesine elimi tutup acıtmayacak şekilde sıktı. Gözlerine bakıp kendimi gülümsemeye zorladım. Ortamdaki gerginlikten herkes nasibini almış suspus oturuyorlardı.

"Ailen ne işle uğraşıyor kızım?"diye sordu Taner Bey.

Gülümseyerek, "Babam inşaat mühendisi, annem çalışmıyor."diye cevapladım onu.

Hale Hanım tek kaşını kaldırarak, "Annen ev hanımı yani?"dedi. Sesindeki ifadeden bunu aslında küçümsemek için söylediği o kadar açıktı ki fark etmemek neredeyse imkansızdı.

Gözlerimi devirmemek için kendimi zorladım. "Aynen öyle."

"Bu devirde kadınların çalışmamasını çok yadırgıyorum doğrusu."dedikten sonra tabağına geri döndü.

Hayır ne alaka şimdi? Ben de kadınların çalışması taraftarıyım ama herkes de çalışmak zorunda değil neticede. Sana mı kaldı bu salak kadın? diyemezdim, dememeliydim. Sakin.

"Ona bakılırsa babamla evlenmemiş olsaydın muhtemelen sen de çalışmıyor olacaktın anne. Üniversite mezunu bile değilsin. Babam sayesinde o şirkettesin şuan."

Herkes, en başta da Hale Hanım şok olmuş bir ifadeyle Cem'e bakıyordu.

Şaşkınlığını üstünden ilk atan Cem'in babası olmuştu. "Cem! Annene karşı saygılı ol!"diye uyardı Taner Bey.

Cem dik bakışlarını bir süre babasının yüzüne sabitledi ama herhangi bir cevap vermeden tekrar yemeğine döndü. Bu aile biraz garip miydi yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Merveciğim, Dilan nerelerde hiç uğramıyor şu sıralar?"diye sordu Hale Hanım.

Dilan'ın adını duymak bir an da gerilmeme sebep olmuştu. Merve de mi tanıyordu bu Dilan'ı? Elbette tanırdı Cem'le iyi arkadaşlardı ne de olsa. Ama Dilan'la iyi arkadaş olmamalarını diledim. Merve'yi sevmiştim, o kızla arkadaş olması beni üzerdi.

Dikkatle Merve'nin ne cevap vereceğini bekledim. Bir an göz göze geldiğimizde tedirgince bakışlarını benden kaçırdı.

"Bilmiyorum, uzun zamandır görüşmedik Hale teyze."

"Ah ne yazık. Biz de görüşemiyoruz uzun zamandır. Malum Cem'le ayrıldıkları için artık bize gelmiyor. Oysa eskiden sık sık gelirdi benimle sohbet etmeye." Son sözlerini bana bakarak söylemişti. Bunu bilerek yaptığının farkındaydım ama neden yaptığını bir türlü anlayamıyordum. Benim yerime Dilan'ı mı ailelerine layık görüyordu Allah aşkına? Cem'le ayrılma sebeplerini bilmediğini düşündüm.

"Anne şu konuyu kapatır mısın!"dedi Cem buz gibi bakışlarını annesinin yüzüne dikerek.

Hale Hanım kaşlarını kaldırıp Cem'e baktı. "Neden oğlum? Dilan çok tatlı bir kızdı. Siz ayrıldınız diye ben de onunla ilişkimi kesecek değilim. Hem gerçekten, siz neden ayrıldınız? Çok seviyordun Dilan'ı?"

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin