user79428049 Sayın Bahar Top, öncelikle şu Watty'nize bir isim bulsak diyorum. Etiket yapacağım diye cebelleştim rakamlarla. Biliyorum, okuyamıyorsun ama adını geçirmeden içim rahat etmiyor, nasıl işlemişsen içime.😜 Okumaya başladığında keyfini çıkarabilmen dileğiyle... Buralarda sana ithaflı bir bölüm var, bil istedim.😜❤
Josh'ın kaskını, başıma iyice yerleştirdiğime emin olduktan sonra gergin bir şekilde beklemeye başladım. Parmaklarımı direksiyonun üstünde piyano çalar gibi oynatırken içimden, "Beynini boşalt, beynini boşalt," diye sayıklıyordum.
Ve ışık yandı, aynı anda bayrak çekildi. İçgüdüsel olarak gaza hızla asıldım ama diğer ikisi benden daha iyi çıkış yapmışlardı. Hızımı arttırırken arayı açtırmamakta kararlıydım. Ancak bu iki profesyonel pilotu nasıl geçeceğime dair en ufak bir fikrim yoktu.
Bu yolda o kadar çalışmıştım ama hiçbirinde bu kıvrımlar, beni şu anda olduğum kadar rahatsız etmemişti. Her kıvrımda, her dönemeçte yavaşlamak zorunda kalıyorduk ve ben, frene basmaktan nefret ediyordum.
Zaman hızla akıp gidiyordu ve biz nasıl çıkış yaptıysak o sıralamada kalmıştık. Kevin birinci, Neil ikinciydi. Benimse, arkalarına takılmış bir kuyruktan farkım yoktu. Yok, hayır! Bu yöntem hiç bana göre değildi. Benim hırslanmam gerekiyordu ve ben, beynimi boşaltarak hırs yapabilecek biri değildim.
Kevin'ın benimle konuşurken küçük bir çocukla konuşuyormuş gibi takındığı ses tonunu düşündüm. Ona meydan okumuştum ve şu an o öndeydi. Bense ona yaklaşamamıştım bile. Bunun bilincinde olarak gaza daha gözü kapalı asıldım. Neil'ın hemen arkasına kadar gelebildim. Tabi ben ne zaman geçmeye yeltenecek olup arabanın burnunu kırsam, o da hemen önüme geçiyordu. Kevin'a yaklaşmam ise hala epey zor bir seçenekti.
Josh'ı düşünüp onu, tüm varlığıyla arabanın içinde hissettim. İçimi hoplatan kokusunu bile neredeyse alabiliyordum. Ne demişti Josh, neydi özellikle dikkat etmem gereken unsurlar;
"Dayanıklılık." Diren Mayıs, dedim kendi kendime.
"Sabır." Epeydir sabrediyordum zaten. Az daha, biraz daha.
"Zihinsel dikkat." Bu konuda, tam olarak Josh'ın yöntemlerine uymuyor olsam da şu anda yapmakta olduğum şeyle aynı anlama geliyordu benim için. Beyin boşaltmak yerine, beyin dolduruyordum. Nihayetinde benim zihnim, bu şekilde dikkat topluyordu.
"Hızlı refleksler." Dönemece giriyordum ve yavaşlamadım. Büyük riskti; kayabilir, yoldan çıkabilirdim ama risk almazsam yarış bu şekilde bitecekti. Ve işe yaradı, frene basmadığım için savrularak da olsa dönemeçte Neil'ı geçtim. Önümde daha Kevin olmasına rağmen, yüksek sesle büyük bir zafer çığlığı attım.
"Ve kazanma tutkusu." İşte şimdi yarışın tadını alabiliyordum.
Kevin, Neil kadar kolay değildi. Ben hızlandıkça o daha çok açıyordu arayı. Dönemeçlerde bile benim hızıma göre kontrol ediyordu arabayı. Yavaşlarsam yavaşlıyor, frene basmazsam o da hızını düşürmüyordu. Josh gibi arabasının üzerinde büyük bir yetkiye sahipti. Josh, o derece büyük bir kontrole sahipken ne olmuş, nasıl olmuş da bu derece büyük bir kaza yapabilmişti, hala aklım almıyordu. Yarışın sonlarına yaklaşıyorduk artık, şimdi bunları düşünmemin hiç sırası değildi, biliyordum ama kendime de engel olamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON YOKUŞ
General FictionOrtak kahkahalarımız vardı oysa bizim; aynı anda, ritimli...