FİNAL

1.1K 79 285
                                    

Yokuşun en tepesindeki bu bölüm, renidogan, sevginarbalkan ve nevinpomar'a gelsin. Siz, gerçek kahramanlarımsınız benim!




"Sen, sakın ağzını bile açma Josef!"

"Bu kez ne yaptım ben şimdi?"

"Bu tür durumlarda ağzını açmaman için tekrar tekrar bir şey yapmana gerek yok. Ben şimdi bütün gece dans edeceğim ve sen, hiç itirazsız bebeğe bakacaksın," dedi Emma, kesin bir dille. Ardından ağlamıyor oluşuna rağmen küçük bebeği arabasından alıp doğrudan Josef'in kollarına bıraktı. Yine burnundan soluyordu.

Josef, bebeğin mavi elbisesinin eteklerini düzeltirken gözlerini devirerek bana baktı. "Beni ancak sen kurtarabilirsin Mayıs," dedi olabildiğince sessiz bir şekilde. Ancak bu kez benim de elim kolum bağlı durumdaydı Emma'ya karşı.

Anthony gülerek kravatıyla oynadı. "Ne demişti doğumda, anlatsana Mayıs. Biz de bu konularda neden acele etmememiz gerektiğini bir kez daha hatırlayalım." Kravatını bırakıp kolunu nişanlısının taşlı, siyah elbisesinin üzerine attı.

Melis ile nişanlanalı daha bir ay bile olmamıştı ve hepimiz bunu gülelim diye söylediğini biliyorduk ama yine de Anthony koluna çimdiği yemişti Melis'ten.

Josef'in kucağındaki küçük May'a bakarak anılarımın üzerinden geçtim. Korkunç bir hatırası vardı ama gülmemek elimde değildi. "O Josef'e söyle, bir daha sakın gözüme gözükmesin. Aklı varsa hiç karşıma çıkmasın. Yaşadığım müddetçe, onu bir daha görmek istemiyorum!" diyerek Emma'nın sözlerini tekrarladım. "Öyle çok bağırıyordu ki sesi bugün bile kulaklarımda," dedim bir yandan kulağımı ovuşturarak.

Masamızdaki herkes kahkahalarla gülerken, "Benim ne suçum varsa," diye atıldı Josef.

Emma, bir kez daha, "Sana henüz hazır olmadığımı söylemiştim!" diye bağırdı. Buz mavisi elbisesinin arkasındaki boncuklar, o bağırdıkça sırtına çarpıyordu.

Doğum yapalı iki ay olmuş ama sinirini üzerinden bir türlü atamamıştı Emma. Doğuma girmeden önce tuttuğum elini, doğum sırasında da hiç bırakmamıştım. Ancak korkunç bir deneyim olmuştu bu benim için. Emma doğum boyunca, Josef'e feryatlarla bağırırken biz, doktor ve ebelerle göz göze geliyorduk ve ağzını açacak olan, Emma'dan payını alıyordu.

Josef, Anthony'e dönüp, "Mümkünse evlenme kardeşim. Yok, eğer mümkün değil dersen de sakın çocuk diye tutturma," dedi. "Çocuktan sonra, sevdiğin kadın Amandavari bir şey oluyor."

Tüm masa bir kez daha kahkahalara boğulurken Mia, "Sözlüğe yeni kelime mi ekledin Josef?" diye sordu. "Aslında çok mantıklı, her tür kötülükten bahsedilirken kullanabilir bu kelime. Amandavari, hoşuma gitti."

Will, "O değil de ben, o kadının onca kötülüğü hangi sebeple yapmış olduğunu hala anlamış değilim," dedi.

Derince bir iç çektim. "Bazı insanların kötülük yapmaları için bahaneye ihtiyacı olmuyor Will," dedim. "Kötülük onların içlerinde."

Josef, kucağında May olduğu için ellerini kullanamadığından dolayı uzun, kıvırcık saçlarını yana doğru savurarak yüzünden uzaklaştırıp hafifçe Anthony'e doğru eğildi. Hayati bir mesele soruyormuş gibi, "Sen Amanda'yı yakından tanıyordun, Emma'ya bakınca ondan bir şeyler görebiliyor musun?" diye sordu sırıtarak.

SON YOKUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin