Kim bu Savaş Uçer?

13.7K 627 9
                                    

Medyada Savaş Uçer

Bu olayın üzerinden bir kaç hafta kadar geçmişti.
Hala kimse Savaş Uçer ile konuşma onuruna erişememişti. 
Gizemli halinin ayrı bir çekiciliği olduğu kesindi.
Okuldaki kızlar ne kadar yanaşmaya çalışsa da kimseyle muhatap olmamaya karar vermiş gibi duruyordu.
Bazı gruplar arasında iddia konusu haline gelmişti çoktan.
Zengin, yakışıklı ve aşırı derecede karizmatik yeni öğrenci...
Zaman gösterecekti elbette..

O gün Nisan ve annesi sabah kahvaltısını yaparken kapı çaldı. Merak ile birbirlerine baktılar. Kimseyi beklemiyorlardı.
Gelen postahane görevlisini gördüklerinde ise suratları asılmıştı.
Zavallı adam da biliyordu durumlarını, getirmemek elimde olabilseydi keşke. Biriken kiralardan dolayı evden çıkmaları gerekiyordu.
Dudağının kenarı yamuldu annesinin. Gözünden akan yaşı belli etmemek adına lavaboya koştu.
Anladı Nisan.. Çocuk değildi, çaresizlikleri ile sınanıyorlardı.
İçini kaplayan üzüntüyü belli etmemeye çalışarak annesine "Çıktım ben annecim, görüşürüz." diye seslendi Nisan.
Okul yolu boyunca ağlamamak için dudaklarını kemirip durdu.

Okula gittiği için çalışamıyordu ve annesinin yaptığı günü birlik işlerle de ev tam anlamıyla geçinemiyordu. Ayrıca babasından kalan bir miktar para da suyunu çekmişti. Son parayı da dershaneye yatırmıştı annesi.
Acil para lazımdı ve eli kolu bağlı oturmaktan nefret ediyordu.
Birşeyler yapmalıydı.
Okuldan sonra part time iş aramaya karar verdi. Birkaç kuruş eve katkı yapsa bile kardı.
Derslerini de aksatmazdı, daha çok çalışırdı.

Belli etmemeye çalışsa da o gün okulda kimse güldürmeyi başaramadı Nisan'ı.

Merve " Kuzucum, tadın yok, saklama benden, moralin mi bozuk?" diye sorup duruyordu..

Nisan arkadaşından saklamak istemedi..
Anlatırken gözleri dolmuştu. Utanmıyordu aslında, fakirlik utanılacak birşey değildi. Çaresizliğine üzülüyordu sadece. 
O kadar istiyordu ki üniversitede iyi bir bölüme yerleşmeyi.
Farkındaydı ama, boş vakitlerinde ders çalışmak yerine part time iş yaparsa o kadar puanı alamayabilirdi.
Nisan bunları anlatırken Merve'nin üzüntüsü gözlerinden okunabiliyordu, biliyordu borç vereyim dese de kabul edecek bir kız değildi Nisan. Teklif dahi etmedi.
Merve "okul çıkışı ben de seninle geleceğim, can arkadaşımı yalnız bırakamam." diyerek destek oldu arkadaşına. Nisan için en özel şey buydu çünkü. Sevgiyle kucaklaştılar.

Nerden bilebilirdi ki Nisan, hayatının dönüm noktalarından birine yaklaştığını..

Okul çıkışı anlaştıkları gibi caddede dolaşmaya başladı kızlar.
Cafeler, restoranlar her yerden tam gün eleman ihtiyacı olduğunu ve part alamayacaklarını duyuyorlardı. İyice yorulmaya başlamışlardı. Pes etmediler.
Sokağın sağına doğru saptılar.
Burası kendilerini rahatsız edecek kadar değişik insanlarla doluydu. Birbirlerine sokularak, kol kola devam ettiler bu yolda.
George Bar yazan bir yerin önünde durdular.
Camda part time eleman alınacak yazıyordu.
Başta alkollü bir mekanda çalışmak istemediğini düşündü Nisan
Evet her ne kadar 18 ini doldurmuş olsa da etik gelmiyordu kendisine. Arkasını döndü ve tam gidecekken sabahki tebligat aklına geldi. Duraksadı, Merve'ye kafası ile işaret yaptı 'girelim' anlamında.
Kimliğklerini gösterip usulca içeriye sokuldular.
İçerisinin kalabalık olacağını düşünmüştü ama daha iş başlamamıştı anlaşılan.
Bara doğru ilerledi.
Barmen kumral kahverengi gözlü geniş omuzlu yakışıklı denebilecek bir tipti..
Selamlaştılar ve konuşmaya başladılar.
Barmen "Nasıl yardım edebilirim kızlar" dedi ve kızları baştan aşağıya süzdü.
Onların buraya ait olmadığını anlamış gibiydi.
Merve her zamanki atılganlığıyla "Arkadaşım için part time iş arıyoruz" dedi ve Nisan'a doğru bir bakış attı.

Barmen tek kaşını kaldırdı ve hafifçe gülümsedi  "Adınız ne bakalım, hem yaşınız kaç sizin?" diye sordu.

Nisan "Ben Nisan, arkadaşım ise Merve. 18 yaşındayım ve gerçekten bu işe çok ihtiyacım var. Lütfen " diye konuştu ağlamaklı bir ses tonuyla.

Barmen çocuğun kafası karışmış gibiydi. Elini kafasına götürdü ve "Patronla bir görüşmem lazım." diyerek ayrıldı oradan.
Arka tarafa doğru ilerledi.
Başta ürkütücü gelmişti burası ama şimdi yapabilirdi, inanıyordu Nisan. Babası olmadığından ve annesi de her zaman çalışamadığından bu yük onundu. Yapması gerekiyordu.

Nisan bunları düşünürken Merve farklı düşüncelerdeydi.
Merve "Gördün mü Nisan?Eridim burad. Ne kadar da yakışıklı. Keşke ben de çalışabilsem burada. Ama babam hayatta izin vermez." diyerek dudak büktü.

Nisan hafifçe gülümsedi. "istediğin zaman ziyaretime gelebilirsin arkadaşım." dedi ve devam etti  "Tabi ki işe alınırsam."

O sırada arka taraftan onlara doğru ilerleyen barmen çocuk göründü.

Dudağının bir kenarı kırılarak gülümsedi, "Imm ne desem, hayırlı olsun Nisan, bu arada ben Tarık" diyerek elini uzattı, tokalaştılar.
Bir kaç saniye sonra şaşkınlıklarını atarak göz göze gelen Nisan ve Merve sevinç çığlıklarına hakim olamadılar.

Ambiyansı bozan Barmen çocuk gülümsedi ve "Heyyy hala buradayım. Bak Nisan, aslında biz sabaha kadar çalışıyoruz ama sen akşam 8 gibi başlarsın gece 12de paydos yaparsın uygun mu?" diye sordu.
Nisan "Tabi tabi çok uygun çok teşekkür ederim Tarık" dedi ve ellerini ağzına götürerek gülümsemesine hakim olmaya çalıştı. Para olayını da konuştuktan sonra kızlar oradan ayrıldılar.

Bu bar işi iyi mi olacaktı kötü mü bilemiyorlardı..

Nisanın Savaşı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin