Bana İhanet Ettin

6.7K 371 1
                                    

Bir yaz gecesi bu kadar soğuk ve karanlık olmamalıydı. Nisan yukarıda Gözde'nin ona söylediği odada beklemeye başladı. Annesini bırakması karşılığında Savaş'tan ayrılmasını istese yüreği kanaya kanaya bunu yapacaktı. Ailesinden bir tek annesi kalmıştı ve ona da bir şey olsa dayanamazdı. Gözünden ılık ılık yaşlar süzülürken kapının açıldığını gördü. Bir iki adım geriye attı ve "Kimsin sen?"  diye sesini yükseltti Nisan. Karşısındaki İzbandut gibi adam aşağıda salonda gördüklerinden biriydi biliyordu. Debelense de kaçamıyordu. Nisan'ı kolundan tuttuğu gibi yatağa fırlattı. Gözde'nin herşeyi yapabileceğini biliyordu Nisan. Çığlıklar, yardım istekleri, yalvarmalar bile kar etmiyordu. Böyle bir oyuna gelmemeliydi. Adam enjektörü çıkardı ve pis pis gülümseyerek Nisan'a doğru yürüdü. İyice yaklaştıktan sonra "Biraz uyku vakti güzelim."  dedi. Nisan derin bir uykuya daldı.
Aradan kaç saat geçmişti bilinmez odada kıyamet kopmaya başlamıştı neredeyse. Nisan baş ağrısına tahammül bile edemiyordu. Kafasını tutarak gözlerini aralamaya çalıştı. Etrafına baktığında Savaş'ı ve yanında bir kaç adamı gördü. Nerede olduğunu algılamaya çalışıyordu. Savaş delirmiş gibiydi, gözü hiçbirşey görmüyordu. Nisan kendini zorlayarak "Savaşşş.."  diye seslendi. Savaş kendisine doğru bir bakış attı ama bu bakışın içinde gram sevgi yoktu.. Hatırlıyordu Nisan. Dün gece olanlar aklına geldi,  titremeye başladı. Dün gece odaya gelen adam Savaş ve adamları tarafından fena halde dövülüyordu. O zamana kadar farkına varmadı Nisan yatakta çıplak olduğunun.  Farkettiği zaman kendisini yorgana sardı ve çığlık atarak ağlamaya başladı.
Savaş adamlarına dönüp " alın bu şerefsizi bizim mekana götürün,  daha işimiz bitmedi." dedi ve bir hışımla Nisan'a döndü.
"Sennn! " diye kükredi Savaş Nisan'a doğru.. " Bana ihanet ettin. "
Nisan hem şaşırmış hem de korkmuştu. Gözde'nin bu saçma oyununa inanmış mıydı?
" Savaş beni dinle.. " diye kıvransa da ateşler içinde yanan gözleriyle susturdu Nisan'ı. Elini havaya kaldırdı ve işaret parmağını uzatarak" Şu haline bak rezil kadın, sana nasıl inanabildim ben. " diyerek bağırıyordu. Nisan ağlamaya başladı.
" Ağlama sus, timsah gözyaşlarına inanmıyorum artık" diye bir hışımla Nisan'ın boğazına sarıldı. Sıktı var gücüyle, Nisan'ın yüzü mosmor olana nefesi kesilene dek sıktı. Gözlerindeki öfke tüm dünyayı boğabilirdi. Öldürmedi Nisan'ı Savaş. Tabi bedenini öldürmedi,  ruhunu el birliği ile paramparça etmişlerdi..
Gözleri kan çanağına dönene kadar ağladı Nisan. Yavaşça yataktan kalktı ve üzerini giyinip aynada kendine baktı. Yaşamak anlamsızlaşmıştı.. Her yer cam kırığı idi, camlardan birini aldı ve bileğine doğru götürdü. Cildine bastırdıktan sonra annesi gözlerinin önüne geldi. Nisan'a birşey olsa ona kim bakacaktı. Bu acı ile yaşayabilir miydi? Belki de Gözde ona da birşey yapmıştı. Bir anda elinden cam kırdığını attı ve otelden ayrıldı.
Artık ağlayamıyordu bile..  Koşarak eve gitti ve kapıyı çaldı. Kapı açılana dek bir ömür gibi uzun aktı zaman. Annesini gördüğünde boynuna atladı Nisan.. Bu dünyada sadece ikisi olsaydı da yeterdi..
"Annecim" dedi Nisan, "Gidelim,  memlekete Trabzona" 
Annesi cok şaşırmıştı. Kızının halini gördüğünde birşeyler olduğunu anladı. Soru sorarak onu zorlamak istemedi.
"Tamam kızım " dedi " sen nasıl istersen"

Nisanın Savaşı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin