"Evlen Benimle"

7.3K 378 1
                                    

Savaş ile ne kadar öyle kaldılar, bilemiyorlardı..
Bedenleri birbirleri için yaratılmıştı ve o an tam oldukları andı adeta.

Ayrıldıklarında başını Savaş'ın göğsüne koyup yaslandı.
Savaş yüreği ağzında "Gerçekten geldin mi Nisan?"
diye sordu.
Sesi korku doluydu, titriyordu, Nisan her gidişinde mahvoluyordu yüreği..
Bir kez daha kaybetmek istemiyordu kendini.
Nisan acıklı bir sesle "Bu kez geldim Savaş" dedi ve ellerini sıkıca avcunun içine alarak devam etti.
"Yalansız, dolansız bir şekilde, sadece aşkımla geldim. Bir daha asla bırakmam seni. Sensizliği tattım, yapamadım.. Nolur, sen de tut elimden, son bir şans ver, sen de beni bırakma Savaş." dedi.
Savaş öyle bir sarıldı ki sevdiğine.
Onlar böyleyken kimse ayıramazdı ikisini..
Dünyadaki en büyük hazinesi oymuşçasına sarmaladı...
...

Bir kaç hafta sonra, dersler bitmiş Nisan fakülteden çıkıyordu.
Ağaca yaslanmış bir şekilde kendisini bekleyen Savaş ile göz göze geldi.
Hemen koşmaya başlayarak kollarına atladı sevgilisinin..
Dünyanın en şanslı insanı kendi olabilirdi.
Her gördüğünde tekrar aşık oluyordu ona..
Bir süre bakıştıktan sonra Savaş konuştu.
"Ben çok güzel bir yer biliyorum Nisan." dedi ve elini uzattı.
Nisan onun elini asla tutmamazlık yapamazdı, ölüme dese gelirdi.
Savaş centilmence arabanın kapısını açtı ve Nisan'ın binmesini bekledi.

Nisan yol boyunca sevgilisini izledi.
Çalan şarkılara ona bakarak eşlik etti ve kokusunu ezberlercesine omzuna yattı.
Binlerce kez şükretti Allah'a, ona tekrar bu hediyeyi, bu şansı verdiği için..

Savaş "Geldik." dediğinde Nisan etrafa baktı ve gözlerini iri iri açtı.
Gördüklerine inanamıyordu.
Burası mezuniyetten sonra kaçırılır gibi getirildiği dağ eviydi.
Savaş'ın yufka yüreğini gördüğü, ona sımsıkı sarıldığı yerdi burası.
Savaşa doğru aşk dolu bir bakış attı Nisan..

Arabadan inip elele yürümeye başladılar.
Uçurumun kenarına yaklaştıkça kenarda beyaz bir masa olduğunu gördü Nisan.
Yerde kırmızı güllerle "Seni Seviyorum." yazıyordu.
Nisan ağzını elleri ile kapatıp tiz bir çığlık attı.
Savaşa döndüğünde, onun yerde diz çökmüş bir halde olduğunu gördü.
Gözlerinden mutluluk gözyaşları sicim gibi boşalmaya başladı.
Cebinden bir yüzük çıkararak kendisine doğru uzattı.
Savaş en yakışıklı gülümsemesini takınarak konuşmaya başladı..

"Aşkım, yüreğim; seni o kadar seviyorum ki, her sabah gözlerimi senin yanında açmak istiyorum.
Her gece kokunla uyumak istiyorum..
Her saati, her dakikayı, her saniyeyi seninle geçirmek istiyorum..
Yaşlanıp da ellerimiz buruş buruş olduğu zaman bile ellerini tutmak istiyorum.
Her zaman yanımda ol istiyorum Nisan'ım..
Evlen benimle!.."

Nisan gözleri yaşlarla dolu bir halde mutlu bir tebessüm fırlattı Savaş'a..
Mutluluk dedikleri bu muydu?
Daha bir kaç hafta öncesine kadar kederden ölürken hayat ona bu güzellikleri getirmişti.
Evrenin karması denen şey buydu belki de, yüreğini bozmamasının karşılığıydı bunlar..
Kafasını 'evet' anlamında aşağı yukarı salladı ve
"Seninle evlenirim Uçer.
Asla vazgeçmem seni sevmekten, ölene dek." dedi ve Savaş'ın yüzüğü parmağına geçirişini izledi.
Ardından öyle bir sarıldılar ki; dağlar, taşlar hatta deniz bile hayran kaldı bu güzelliğe..

Nisanın Savaşı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin