Sabah çalan telefonun sesine uyandı Nisan. Uyku sersemi telefonu açtı ve karşısında tiz sesiyle cırlayan Merve vardı.
"Nisan, kuzuuu nasıl uyuyabilirsin? Unuttuğunu söyleme bana.. " dedi Merve.
Nisan gözlerini ovuşturarak cevap verdi." Neden bahsediyorsun kuzucum?"
Merve "tabiki akşamki mezuniyet balosundan" diye cevap verdi.
Nisan derin bir "off" çekti ve cevap verdi. " o bugün müydü ya?"
Merve sinirden tısladı. "Sakın oyalanma, kalk ve hazırlan, çabukkk" diyerek telefonu kapadı.
Nisan üşenerek yataktan kalktı ve ılık bir duş aldı. Mutfağa gittiğinde annesinin yine eskisi gibi formunda olduğunu ve nefis şeyler hazırladığını gördü. Güzelce kahvaltısını yaptı ve dolabının başına giderek ne giymesi gerektiğini düşünmeye başladı. Hiç bir şey bugüne uygun değildi. Alışverişe çıkmalıydı George'nin verdiği paranın bir kısmı duruyordu ama ona da vakit yoktu. O sırada kapı çaldı ve annesi elinde bir kutu ile Nisan'ın odasına geldi.
Annesi "bu sana gelmiş kızım" dedi.
Nisan şaşkın bir vaziyette kutuyu açtı ve içinde o gün Savaş'ların mağazasında gördüğü kırmızı elbiseyi gördü.
Nisan'ın ağzı şaşkınlıktan O şeklimi almıştı. Bir not vardı üzerinde "bugünü unuttuğunu biliyorum, bu gece üzerinde bunu görmeliyim." yazıyordu. "Ahh Merve" diye fısıldadı. Merve ile o gün bu elbise hakkında konuştuğunu hatırladı. "Teşekkür ederim canım arkadaşım" diye mutluluktan zıpladı. Saçlarına doğal bir şekil verip, sade bir makyaj yaparak can kırmızı rujunu sürdü Nisan, kırmızı elbisesini giydikten sonra mükemmel olduğuna karar verdi. Bugün mütevazi havasında değildi.
George'nin kendine tahsis ettiği kırmızı arabasıyla geldiği otelin kapısından şık bir giriş yaptı Nisan. Balo salonunun kapısında kendisine bakan Onur'ların grubu ile selamlaştı.
Onur "İnanamıyorum Nisan, çok çook güzelsin" dedi. Kelimeleri zor çıkarıyordu ve heyecanlanmıştı. Gülümsedi Nisan ve "Teşekkür ederim Onur, sen de çok şıksın" dedi.
İçeriye göz gezdirdi. Aslında Savaş'ı arıyordu gözleri. Merve ile göz göze geldiler ve hızlıca arkadaşına yaklaştı.
Nisan " tatlım elbise için çok teşekkür ederim, yani bu benim aşık olduğum elbise ve ben çok çok mutlu oldum ama çok pahalıydı benim için hiç gerek yoktu " dedi.
Merve şaşırmıştı "Neden bahsettiğini anlayamadım. Bu güzel elbiseyi sana ben mi almışım?" diyerek gülümsedi.
Nisan "ama bir tek sen biliyordun kuzu, başka kimseye söylemedim ki, bugün bana paketle geldi bu." dedi ve elbisesine göz gezdirdi.
Merve "Evet çok gizemli bir durum, ama şuna bak gizli hayranımız pek bir zevkliymiş. Bence keyfini çıkar " diyerek göz kırptı.
Nisan Merve kadar rahat olamıyordu. Kimse bilmiyordu bu elbiseyi beğendiğini. Savaş olsa, onunla bunu paylaşmamıştı."Hem o salak sevgilisine alsın" diye kendini azarladı.
Merve Nisan'a göz kırparak kapıyı işaret etti. Nisan'ın kafasını çevirmesi ile Savaş ile göz göze gelmesi bir oldu. Savaş siyah takım elbisesi ile normalin dışında bir yakışıklılığa sahip olmuştu. Kabul edelim her zaman çok yakışıklı idi ama bu gün ayrı bir özenmişti. Düşünceler aleminden uzaklaşıp önüne döndü ama aklı hala oradaydı.
Merve Nisan'ın kulağına eğilip fısıldadı "nişanlısınını getirmemiş mi?"
Nisan umursamazlıktan gelerek "banane ki, Allah belasını vermiştir belki" diye cevap verdi.
Üzerindeki bakışları farkediyordu Nisan, ne zaman baksa ona bakışını yakalıyordu. Ondan nefret etmeye karar vermişken bunu Nisan'a yapmamalıydı.
Sinan hoca yanına yaklaştı ve "bu güzel kız benimle dans eder mi?" diye sordu.
Nisan gülümseyerek cevap verdi. "Bu yakışıklı beyefendiyi kıramayacağım."
Sinan hoca Nisan'ın elinden tuttu, piste geldiklerinde ise dans etmeye başladılar. Muhabbet ve kahkahaları kıskandıracak cinstendi. Sinan hoca elini Nisan'ın beline koyduğunda ise hiç beklenmeyen bir şey oldu.
Sinan hoca Savaş'ın yumruğu ile yere yığılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisanın Savaşı (Tamamlandı)
RomanceUsulca yaklaştı sevdiğine... Dudaklarını onun dudaklarına değdirdi... İkisi de titriyordu.. Bir süre öyle hareketsiz kaldılar... Nefesleri birbirine karıştı... Seni seviyorum" dedi Nisan... Yeşil gözlerini Savaş'ın kahverengilerine teslim ederce...