(Medyada Nisan)
Resepsiyon saati yaklaşıyordu ve Nisan'ın içi Savaş'ı ve nişanlısınını göreceği için çok huzursuzdu. Silkindi ve kendine geldi. Bugün cok güzel olmalıydı. Merve'den siyah sırt dekolteli uzun bir elbise ödünç aldı ve sade bir makyaj yaptı. Kırmızı rujunu da sürdüğüne göre hazırdı.
Annesine tek kalmakta ısrar edip etmediğini sordu. Vildan hanım yeterince iyiydi ama yine de komşularına arada bir kontrol etmesi gerektiğini söyleyerek dışarı çıktı Nisan. George'nin ona tahsis ettiği şık kırmızı araba kapıdaydı. Şoför onu aldı ve mekana gittiler. Daha önceden haberleştikleri için kağıda karşıladı onu George ve Adnan abi. Ardından derin bir nefes aldı Nisan.
"show time" diye fısıldadı.
İçeri girdiklerinde hemen herkes dönüp George ve Nisan'a doğru bakmaya başladı, fısıldaşmalar başlamıştı. "Kim bu kız?, nereden gelmiş? Sevgilisi mi? Çok güzel" gibi cümleleri duyuyordu Nisan. Çevrede göz gezdirirken kendisine doğru hayretle ve sinirle bakan Savaş'ı gördü. Yanındaki mavi kısa elbiseli sarışın kız ise hayli sinirli gibiydi. Görünüşe bakılırsa Nisan'ı tanıyordu. Bu iş Nisan'ın çok hoşuna gitmeye başlamıştı. Sırayla yabancı ve Türk konuklarla sohbet etmeye başladılar. Bu insanların iyi yüzü böyleydi ama tabi ki bir de bunun başka yönü vardı. İşte o taraf çok karanlıktı, korkunçtu. Diğer insanlarla sohbet ederken bile Savaş'ın kendine olan bakışlarını hissedebiliyordu. Sıra Uçer ailesine geldiğinde heyecandan avuç içlerini tırnakladı Nisan. Nefret ve aşk oluşturuyordu bu insanı. Yüzde elli elli belki.. Hem suratını parçalamak istiyordu hem de doyasıya öpmek..
"Selam Nisan" dedi Savaş. "toplantıda tanışmıştık."
Oyun oynuyoruz diye düşündü Nisan. Nisan'a uyardı.
"Evet tanışmıştık ama.. " dedi biraz düşünür gibi yaptı ve devam etti" Ahh çok özür dilerim isim hafızam pek iyi değildir "
Savaş bozulmuştu." Savaşşş" diye tısladı sinirle..
Nisan gülümsedi. "tekrar memnun oldum" dedi.
O sırada 'bu adam benim dercesine' Savaş'ın koluna yapışan nişanlısı çıkageldi. Yüzünde yapmacık bir gülümseme ile elini uzattı. "Ben Gözde Duran"
Nisan ise aynı gülümsemeyi kullanarak "Memnun oldum" dedi, "Ben de Nisan"
Sohbet boyunca Savaş'a sırnaşıp duruyordu ve Savaş da bu durumdan rahatsız gibiydi. Nisan buna fazla dayanamayacağını anladı ve lavaboya gitmek için izin istedi. Aynada kendine baktı ve şu an ne yaptığını düşündü. Ne kadar değişmişti Nisan. Kendi tanıyamadı..
Yüzüne saçlarına çeki düzen verip lavabodan çıktığında karşısında kendisini bekleyen Savaş'ı gördü. Görmemezlikten gelerek devam etmek istedi ama o sırada Savaş Nisan'ın kolundan yakalamıştı bile.
Nisan "ne var Savaş bey" diye tısladı. Herşeyin hesabını sormak istiyordu ama gururu buna engel oluyordu. Umursama diyordu iç sesi. Savaş Nisan'ı adeta sürükleyerek boş bir odaya götürdü. Rahatça konuşabilmek istiyordu belli ki.
Savaş "Ne işin var senin burada? Hem de o piç kurusu George ile." dedi ve ellerini saçlarından geçirerek volta atmaya başladı. Çıldırmış gibiydi.
Nisan " Seni asla ilgilendirmez. Benim hayatım, benim kararlarım. Seninle ben çoktan bittik Savaş Uçer. O zamana geri dönebilsem asla seninle görüşmezdim, sen benim en büyük hatamsın, nefret ediyorum senden.." dedi.
Savaş hayal kırıklığına uğramış gibiydi. "Hiç birşey bilmiyorsun" diyebildi. Anlatmak istiyor, yapamıyordu.
Nisan garip bir kahkaha attı. "biliyorum Uçer, emin ol biliyorum. İstediğin zaman istediğini elde edebilirsin değil mi? Herkes sana deli olmak zorunda. Bir seferde birden fazla kızla gönül eğlendirebilirsin mesela. Sıkılınca da gidersin. Çünkü züppe, şeref yoksunu bir insansın sen" dedi. Ailedeki bütün üyeleri mafya olan birine yaptığı gider hayranlık uyandırıcıydı aslında.
Savaş yerde bir noktaya odaklanmış bakıyordu. "benden bu kadar mı nefret ediyorsun?" diye sordu.
Nisan cevap verdi. "Hayır, bu kadar değil çok daha fazla." dedi ve odadan çıkmak için hamle yaptı. Sonra arkasını dönüp Savaş'a baktı ve "ha bu arada" dedi ve çantasından para çıkardı. Bu hastane faturası için gereken para, sana ödüyorum. Böylece sana borçlu da kalmamış oluyorum. Bundan sonra burnunu işlerime sokma" dedi ve parayı koltuğun üstüne bıraktı. Savaş konuşmuyordu. Bir zamanlar sevgisiyle coştuğu kız şimdi nefret kusuyordu ona. Nisan dışarı çıktıktan sonra kaya yürekli denen Savaş beyin gözlerinden bir damla yaş düştü ve fısıldadı.
"Seni seviyorum "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisanın Savaşı (Tamamlandı)
RomanceUsulca yaklaştı sevdiğine... Dudaklarını onun dudaklarına değdirdi... İkisi de titriyordu.. Bir süre öyle hareketsiz kaldılar... Nefesleri birbirine karıştı... Seni seviyorum" dedi Nisan... Yeşil gözlerini Savaş'ın kahverengilerine teslim ederce...