Büyük Tanışma

7K 423 2
                                    

Geldikleri yer devasa bir yarış pistiydi. Ultra lüks şekilde modeline edilmiş arabalar yarışa hazırlanıyordu. Nisan şaşkınlığını gizleyemezken Savaş yanaşıp Nisan'ın elini tuttu. "Hadi gidelim." dedi. Arabalardan birine yanaştı ve incelemeye koyuldu. Kaputu açtı ve kafasını tamam anlamında salladı. Bir süre sonra ikisi de koruyucu kıyafetlerini üzerlerine geçirmişti. Diğer yarışmacılarla konuşmaya başladı Savaş, hepsini çok iyi tanıyor gibiydi. Savaş'ın dünyası çok farklıydı. Yarış arabasının içine bindiler.
Nisan " elbisemi neden çıkarttırdığını şimdi anlıyorum" dedi ve gülümsedi. Savaş Nisan'a doğru bir bakış attı ve "şans meleğim yanımda, kim geçebilir beni" diye takıldı. Ardından ekledi. "kopilotum sensin bugün" Nisan nasıl yapacağını bilmiyordu ama Savaş'ın buna ihtiyacı olacağını da düşünmüyordu.
Starttaki yerlerini aldılar. Ve bütün arabalar birden gazı köklediler.
Nisan birden koltuğu ve kemeri sıkmaya başladı. Bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemişti. Savaş hem yarışa konsantreydi hem de Nisan'ın çıkardığı garip seslerle eğlendiği belli oluyordu. Nisan elindeki haritaya baktı tarif edemiyordu, daha doğrusu kıpırdayamıyordu. Viraja geldiklerinde ise Nisan'ın ona söylemesini beklemeden bir hamleyle kayarak döndürdü arabayı Savaş. "Merak etme, ezbere biliyorum pisti" diye kıkırdadı. Nisan bir oh çekti ama bu cümleye rağmen rahatlayamıyordu. Çünkü koltuğa yapışmıştı. Bir süre sonra yarışın keyfine varmaya başlamıştı Nisan. İkinci sıradalardı ama kazanacaklardı hissediyordu. Finish çizgisine yaklaşmışlardı. Nisan heyecanlandı ve bağırmaya başladı. "Hadi aşkım hadi kazanacağız." Savaş bunu duyduğunda daha da hırslandı ve ani bir hamleyle ilk sıraya geçti. Yarış bitmişti. Arabalar durduğunda Savaş sakin bir şekilde Nisan ise çığlıklar atarak araçtan indi. "Evett biz kazandık, yaşasın. Kimin aşkı ya" diye kucağına atladı sevgilisinin. Savaş şaşkınlığını gizlemeye çalışmadı bile, Nisan farkına varana dek onu izledi. Onu azıcık mutlu etmek için dünyaları bile verebilirdi. Seviyordu. Başka bir açıklaması yoktu bunun. Onu sevmemek için üstün bir çaba sarfetmişti ama sonunda pes etmişti. Onundu. İlk ne zaman anlamıştı hatırlamaya çalıştı. İlk gördüğünde mi? Yoksa yağmurda ıslattığı günde mi? Hatırlamıyordu. Bildiği tek bir şey vardı. Kopamıyordu ondan. En kötüsü ise bunun bir gün bitecek olmasıydı. Nisan'la bir geleceği yoktu. İşte onu düşünmek bile istemiyordu. Sadece sevgisinin sıcaklığına sığınıyordu.
Koruyucu kıyafetleri çıkarttılar ve otoparka ilerlediler. Savaş Nisan'ın elini tuttu ve dudaklarına götürerek yumuşak bir öpücük kondurdu. "Çok acıktım hadi güzel bir yemek yiyelim. " diye bir teklifte bulundu Savaş. Nisan'ın ise daha farklı bir fikri vardı. "Ben seni buraların en güzel yemeklerini yapan bir yere götüreceğim" diyerek bir ufak telefon konuşması yaptı ve arabaya bindi. Kısa bir yolculuktan sonra Nisan'ın evine yaklaşmışlardı. Savaş anlamıştı, suratındaki şaşkın ifadeye dayanamayıp gülen Nisan "artık annemle tanışmalısın Savaş, biliyorsun hayatımda değer verdiğim tek kişi o, lütfen" diye ısrar etti. Savaş "madem çık istiyorsun ben de bu güzelliğin annesini tanımak isterim" diyerek tebessüm etti.

Nisanın Savaşı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin