Asla Gitmekten Bahsetme

7.8K 454 0
                                    

Araya hafta sonu girmişti ve Nisan çok istese de Savaş'la görüşmemeliydi. Üniversite sınavına haftalar kalmıştı ve her ne kadar aşktan gözü dönse de sorumlulukları onu dürtüyordu adeta. Sabahın dördü olmuştu ve buna rağmen testlerini bitirmeye uğraşıyordu. Telefonunun mesaj sesiyle titredi bir an. Okuduğu tek bir kelime gözlerini ışıldatmaya yetmişti.
"Özledim. "
Tek bir kelime ve tek bir cümle...
" Ben de özledim.. " yazıp gönder tuşuna bastı.
Bu halde testlerine odaklanamayacağını bildiğinden masa lambasını kapatıp yatağına uzandı. Eli telefonunda aptal aptal mesaj bekleyen tiplerle ne de çok dalga geçmişti. Kınadığını yaşıyordu. Umrunda mıydı?
Tabi ki hayır...
Onun bu düşüncelerini bölen bir mesaj daha geldi telefonuna.
" Öyleyse dışarı çık. "
Aaah.. Gelmiş miydi? Burada mıydı? Yani kapıda..
Hemen pencereye doğru koştu Nisan, perdeyi araladı ve sevgilisiyle göz göze geldi.
Üzerindeki pembe ayıcıklı pijamasına ve şiş gözlerine aldırış etmeden kapıya koştu. Mümkün olduğunca sessiz davranmaya çalışarak montunu giydi ve kapıyı kapattı. Bahçe duvarının ardında siyah spor arabasına yaslanmış, takım elbisesinin kravatını gevşetmiş Savaş Uçer'e doğru yürümeye başladı. Kalbi ağzında çarpıyordu Nisan'ın. Adımlarını hızlandırdı ve kollarına atladı sevdiği adamın. Dakikalarca öyle durdular. Doymaya çalışıyorlardı birbirlerine ama durum biçare idi. Biraz sonra ilk suskunluğunu bozan Nisan oldu.
"Nerden çıktın sen Uçer, gece gece kalp krizinden gitmemi mi istiyorsun acaba? "
Savaş pis bir gülümseme atarak" gideyim o zaman" dedi.
Nisan sıkıca tuttu ellerini Savaş'ın. "Asla" dedi "bana asla gitmekten bahsetme"
O an halinin farkına vardı, kendisi ayıcıklı pijamasıyla çıkmıştı ve karşısında Savaş, takım elbisesi ile parlıyordu.
"çok şıksın." diye imalı bir cümle gönderdi Nisan.
Savaş "sorma yine bütün gece o saçma toplantılardan birinde idik. İnanır mısın? Hiç benlik değil. Ama babam ve abim iyi öğrenmem konusunda bayağı ısrarcılar." diye dert yandı.
Sevgilisinin elini daha da bir sıktı Nisan. "ben senin ne iş yaptığını bilmiyorum, aslına bakarsan ilgilenmiyorum" diye lafı geçiştirmeye çalıştı Nisan. Savaş'ın ailesinin karanlık işler yaptığını öğrenmişti Tarık'tan. Uzak duramıyordu, seviyordu karşısındaki adamı. Bilmemek, bilmezden gelmek en iyisi diye düşündü. Hem belki ileride bırakırdı bu işleri.
İleri mi? Nasıl yani biri ile gelecek hayali mi kurmuştu? İstemsizce bir kahkaha atıverdi.
Savaş şaşırmıştı " iyi misin?" diye sordu Nisan'a.
Kendisini toparlamaya çalıştı Nisan.
"iyiyim iyiyim. Hem bence artık gitsen iyi olur, yorgun görünüyorsun" dedi.
Savaş istemeden de olsa kafasını evet anlamında sallayarak Nisan'ın kırmızı yanaklarına bir öpücük kondurdu.
Nisan'ın damarlarındaki tüm kan çekilmişti adeta.
"biliyorum yarın ders çalışmalısın ama bir kaç saatini bana ayırmanı istiyorum. dedi Savaş.
Nisan bir kaç saati sonra telafi edebileceğini düşündü ve tamam anlamında kafasını salladı.
"iyi geceler güzelim" dedi Savaş.
"İyi geceler" diye gülümsedi Nisan da. Ve sevgilisinin arabaya binişini izledi.

Çok mutluydu Nisan, tüm hayatı bir puzzle dı. Ve kayıp parçası Savaş'tı sanki. Yarını iple çekiyordu...

O gecenin ardından geçen bir kaç hafta boyunca görüşememişti Nisan Savaş'la. Sadece çok işi olduğunu ve ilk fırsatta onu görmeye geleceğini yazan bir kaç mesaj almıştı ondan. Okula da gelmiyordu ama nedense idare tarafından görmezden geliniyordu bu durum.
Üniversite sınavına bir gün kalmıştı ve Nisan'ın kafasını Savaş'a doldurması çok yanlıştı. Silkinip kendine geldi ve tekrarlarını yapmaya başladı.

Nisanın Savaşı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin