Nisan çantasını karıştırırken telefonunu da gördü. Telefonu Gözde'nin aldığından emindi halbuki. İncelemeye başladı. Bir numara ile mesajlaşıldığını gördü. Bu dün gece odasına gelen adamın numarası olmalı idi. Karşılıklı aşk mesajları yazılmıştı akşam üzeri ve ardından odada buluşma teklifi yazıyordu. Ağzını elleri ile kapadı Nisan. Demek bu yüzden inanmıştı Savaş ona, mesajları görmüş olmalıydı..
Yine de bu onu haklı kılmıyordu.. Yere oturdu. Kafasını ellerinin arasına alarak ağlamaya devam etti. 18 yaşındaydı ve olabilecek tüm kötülüklerle yüzleşmiş, olgunlaşmıştı.
Kaybetmeyi öğrenmişti.
İnsanlara güvenmemeyi öğrenmişti. Yaşanan bu kadar şeyden sonra onu, Savaş'ı affedemezdi.. Yeni bir başlangıç herkes için en iyisi olacaktı..Sadece Merve'ye söyledi Nisan gittiğini. Gece boyu ağlayıp dert yandığı arkadaşı en büyük destekçisi olmuştu.. Annesi ve Nisan iki kocaman valiz yaptılar, bir daha dönecekler miydi? Bilmiyorlardı.. Bildikleri tek bir şey vardı, İstanbul'da kalırlarsa asla mutlu olmayacaklardı.
Otobüse bindiler ve koltuklarına yerleştiler. Annesi dışarıya bakan kızının elini tuttu. "Herşey çok daha iyi olacak kuzum " dedi..
Nisan annesine hafiften bir tebessüm gönderdi.
Daha sonra İstanbul'u seyretti uzun bir süre. Kendisine kazandırdıkları ve kaybettirdiklerini düşündü.
"Elveda koca şehir.." diye mırıldandı..Trabzon'a yaklaşıyorlardı ve Nisan uzun zamandır görmediği bu şehire karşı sıcak bir şeyler hissetmişti. Yeni bir başlangıç yapabilirlerdi.
Ne kadar zor olabilirdi ki?
Otobüsten indiler ve mis gibi doğa kokusu doldu ciğerlerinin içine.. Derin bir nefes aldı Nisan..
Unutmak istiyordu herşeyi..
Merve'ye geldiklerine dair bir mesaj attı. İstanbul'a dair unutmak istemediği tek arkadaşı..
Daha sonra annesinin çocukluk arkadaşlarından birine doğru yola çıktılar..
İstanbul'da böyle misafirperverlik görmek oldukça zor olduğu için bir an şaşırmıştı Nisan.
Kadın öyle bir titriyordu ki üzerlerine.. Kendisini yıllardır burada bu evde yaşıyormuş gibi hissetmişti Nisan. O kötü anılarından uzaklaşmış, yeni bir benliğe kavuşmuştu neredeyse. Bir süre orada kalmaları için ısrar ettiler. Bu süre zarfında ev arayabilirlerdi. Kabul ettiler.
Annenin arkadaşı Ayşe teyze, iki oğlu ile yaşıyordu, yıllar önce eşini kaybetmişti o da Vildan hanım gibi. Çocuklardan biri, Turgut Nisan'dan birkaç yaş büyüktü, diğeri Ahmet 10 yaşında idi. Konuşmaları ile, oturup kalmaları ve sıcaklıkları ile tam bir Karadeniz ailesiydi. Akşam yemek boyunca doyasıya sohbet ettiler. Turgut KTÜ'de elektrik elektronik mühendisliği okuyordu. Nisan da üniversite tercihlerini yapmıştı ama şimdilik donduracaktı. İstanbul'da yaşayamazdı. Sınava tekrar girmeyi düşünüyordu.. Zaman ne getirirdi bilemiyordu. Tek bildiği aile sıcaklığını, kalabalıkları, samimiyeti, güveni özlemişti ve burada onu bulmuştu.. Tüm ömrünü burada geçirebilirdi.
Akşam onlar için hazırlanan odaya geçti anne kız. Duşa girdikten sonra vücudunu inceledi Nisan. O şerefsiz adamın ve sevdiği adamın boynunda bıraktığı izlere baktı. Ne tuhaftı, şu görüntülere o kadar yaşanan şeye rağmen bir tarafı onu özlüyordu. Fondötenle kapatıyordu gündüzleri izleri, geceleri ise ortaya çıkıyordu, acıları gibi...
Günlerdir hep olduğu gibi yine gözleri doldu Nisan'ın..
Acıları ile yüzleşmek istemiyordu. Gözyaşlarını sildi.
Hemen yatağa girip gözlerini kapadı. Uyumak, uyudukça rahatlamak istiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisanın Savaşı (Tamamlandı)
RomanceUsulca yaklaştı sevdiğine... Dudaklarını onun dudaklarına değdirdi... İkisi de titriyordu.. Bir süre öyle hareketsiz kaldılar... Nefesleri birbirine karıştı... Seni seviyorum" dedi Nisan... Yeşil gözlerini Savaş'ın kahverengilerine teslim ederce...