Gözlerini usulca açmaya çalıştı Nisan, başındaki bu ağrı da neydi böyle? Yavaş yavaş kopuk parçalar yerine oturuyordu.
Dün geceyi gözlerinde canlandırdığında ise titremeye başladı.
Etrafını incelemeye koyuldu.
Burası kendi odasıydı.
Herşey çok karmaşıktı.
Nasıl olurdu da burada olurdu?"Anneeee" diye bağırdı defalarca ve ağlayarak..
Annesi soluk soluğa yanına geldi.
"kızımm, şükürler olsun uyanmışsın." diyerek sarıldı yavrusuna.
Ona da birşey olsa ne yapardı bu hayatta.
Dakikalarca öyle kaldılar.
"Bak sen şimdi duşa gir, konuşacaklarımız var. " dedi annesi.
Kafasını sallayarak ayağa kalktı ve direk duşa girdi.
Sıcak suyun etkisiyle yatışmaya başlamıştı sinirleri.
Uzun bir süre çıkmadı duştan, vücudunda herhangi bir iz, sıkıntı yoktu.
Buraya nasıl gelmişti acaba?
Sorular kafasını kurcalarken suyun sıcaklığını biraz daha arttırdı.Saçlarını tepeden topladı ve ev pijamalarını giyerek mutfağa yöneldi. Annesi yine her zamanki yerinde onu bekliyordu.
Annesine kocaman bir öpücük vererek yerine oturdu.
Hiç soluklanmadan direk sordu.
"Ben eve nasıl geldim anne?"
Annesi yutkundu, belli ki önemli birşey söyleyecekti.
"Ahh yavrum. Gece saat 1 sularında bir çocuk getirdi seni. Baygındın. Allahım çok endişelendim. Bana bir sıkıntı olmadığını, yolda düştüğünü ve onun da senin arkadaşın olduğunu söyledi. Daha sonra gitti. Çok korktum Nisan, kendimi kaybetmişim bir an. Peki Sen cevap ver, sen iyi misin kızım, biliyorum çok yoruluyorsun. Tansiyonun mu düştü, bitkin mi kaldın? Tamam artık çalışmanı istemiyorum. Ben bir yerden iş buldum, bulaşıkçılık yapacağım bir esnaf lokantasında. Bana senin iyi olman yeter, yeter ki sen iyi ol" diyerek kızının elini avuçlarının içine aldı.
Nisan olanların şokundaydı, kendisini getiren kişinin kim olduğunu düşünüyordu, "Beni tanıyan ve evimi bilen biri bu, ama kim? " diyordu kendi kendine.Durumu tuhaflaştırmamak adına aynı yalanı sürdürdü Nisan "Evet annecim öyle oldu, korkma iyiyim. Gece sağolsun o arkadaşım yanımdaydı." diyerek yumurtasından bir çatal aldı. "Bu arada bugün okula gitmeyeceğim, dediğin gibi dinlenmeliyim." dedi. Sınav zamanı olmadığı için gitmemesi sıkıntı olmazdı.
Hemen biri ile dertleşmesi gerekiyordu. Patlayacak gibiydi. Hemen Merve'yi aradı. Saate baktı, şu an teneffüste olmalılardı.
Merve endişeli bir biçimde açtı telefonu.
" Kuzucum nasılsın? Neden gelmedin, hasta mısın? " diye sordu.
Nisan bu kez saklamayacaktı, başına gelenleri bir bir anlattı arkadaşına.
Merve ise hayretler içinde "İnanamıyorum Nisan, iyi misin, kimmiş bu seni getiren, dur anlatma ben de geliyorum yanına" diye konuşmaya devam ediyordu.
Nisan ise arkadaşının sözünü keserek "Ben de bilmiyorum canım, her şey çok karışık. Biraz dinleneyim gelmene gerek yok, ararım yine konuşuruz." diyerek kapattı telefonunu.Evet biraz uyumak iyi gelecekti gelmesine ama kendisini o izbandutların elinden kurtarıp getiren kişiyi de çok merak ediyordu.
Bir kahramanı vardı bu dünyada. Tanımasa da onu düşünen biri.
Bu düşüncelerle uykuya daldı.Rüyasında yine deniz kenarında yürüyordu.
Son zamanlarda favori rüyası bu denebilirdi. Kendisine doğru yaklaşan adam dahil herşey aynıydı. İyice yaklaştı ve kahverengi gözlerini üzerine dikti. Ağzını açıp bir şey diyeceği sırada uyanıvermişti.
"Aaaah, neden hep burada uyanıyorum ki" diye söylendi.
Savaş ile rüyasında bile bir sonu olamıyordu..
Dışarıya baktı, akşam olmuştu. Kafasını tekrar yastığa gömdü, hala rüyanın etkisindeydi.Bir kaç gün okula veya işe gitmedi Nisan.
Kendisini toparlaması gerekiyordu.
İşten atılmaması gerekiyordu, kiraları ödeyebilmesi için bugün artık gitmesi gerekiyordu.
Tarık'ı arayıp kendisini otobüs durağından alıp alamayacağını sordu. İyi ki öyle bir insan vardı orada. Bundan böyle tek ayrılmayacaktı oradan.
Kendisini kurtaran her kimse her zaman onun yanında olamazdı.
Mavi Jean pantolon ve salaş tişörtten oluşan klasik bar kombinini giydikten sonra yüzündeki morluğu kapatmak için biraz makyaj yaptı. Başarmıştı.
"Annecim ben çıkıyorum" diye seslendi.
Annesi ise koşarak yanına geldi ve "Artık gitmeni istemiyorum işe yavrum,, lütfen" dedi.
"Annecim bir kaç ay çalışayım sınava yakın bırakacağım zaten, hem bak ben iyiyim "diyerek kendisini gösterdi, ardından annesini öptü ve evden ayrıldı.
Otobüsten indiğinde Tarık'ın onu beklediğini gördü.
Eğer o olmasaydı bu sokağa giremezdi. Biliyordu.
Yol boyunca Tarık'a olan biteni anlattı.
Yumrukları sıktı Tarık. Ağzından ağır bir küfür çıktı ve devam etti.
" Ahh şerefsizler, merak etme bundan sonra girişte çıkışta ben bırakırım seni" dedi.
Nisan hafifçe gülümsedi ve arkadaşının koluna girdi.
"Sanırım sana bir süre minnettar kalacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisanın Savaşı (Tamamlandı)
RomanceUsulca yaklaştı sevdiğine... Dudaklarını onun dudaklarına değdirdi... İkisi de titriyordu.. Bir süre öyle hareketsiz kaldılar... Nefesleri birbirine karıştı... Seni seviyorum" dedi Nisan... Yeşil gözlerini Savaş'ın kahverengilerine teslim ederce...