1.Bölüm * YENİ BİR UMUT *

7.5K 361 375
                                    

Başladığınız tarihi buraya bırakabilir misiniz lütfen?
***

Evden çıkmış temkinli adımlarla markete doğru yürüyordum.Başımı sürekli sağa sola çevirip acaba Siraç buralarda mı diye bakıyordum.Geçen gün yaşananlardan sonra onunla karşılaşmaktan çekiniyordum.

Siraç ile çok küçük yaşlardan beri tanışıyorduk.Evlerimiz birbirine yakındı ve iyi arkadaştık.Onunla vakit geçirmek hoşuma gidiyordu ama arkadaşça.Birkaç gün önce öğrendim ki onun bana beslediği duygular arkadaşlıktan ibaret değilmiş.Beni sevdiğini hiç düşünmemiştim ama seviyormuş.Bunu bana söylediğinde ne diyeceğimi bilememiştim.Bir süre sessiz kaldıktan sonra benim onu sadece arkadaş olarak gördüğümü söylemiştim.Ve o da "Ben seni hep sevdim her zaman da seveceğim."deyip gitmişti.Kaç yıllık arkadaşımdan duymayı beklemediğim şeylerdi bunlar.Ondan sonra hiç karşılaşmamıştık.Aslında ben karşılaşmamak için üstün çaba gösteriyordum!Çünkü karşılaştığımızda ne yapacağımı bilmiyordum.

Marketin önüne geldiğimde bu düşünceleri kafamdan atıp içeri girdim.Evde eksik olan şeyleri ve bir de en sevdiğim çikolatayı hızlıca alıp kasaya gittim.Ücreti ödeyip dışarı çıktım.Bir sürü şey almıştım.Poşetleri taşımakta zorlanmama rağmen hepsini bir elime alıp diğer elimle de çikolatamı açıp yemeye başladım.Çikolataya bayılıyordum!

Bir süre yürüdükten sonra birinin elimdeki poşetleri almaya çalışmasıyla arkama döndüm.

"Afiyet olsun."

Çikolataya o kadar dalmışım ki etrafıma bakmayı unutmuştum.Siraç tam karşımda duruyordu."Teşekkür ederim."dedim.Poşetleri elimden almıştı."Poşetleri ben taşırım saol."deyip elimi uzattım ama "Hayır ağırlar ben taşırım."dedi.Neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu?Neyse bu benim işime gelirdi.

Hiç konuşmadan sadece yürüyorduk.Tuhaf hissediyordum.Biz onunla bir araya geldiğimizde hiç susmazdık.Ama şimdi ona söyleyecek bir şey bulamıyordum.Ne diyeceğimi bilemediğimden ona bakamıyor bu yüzden de boynum eğik bir şekilde kaldırım taşlarını sayarak  yürüyordum. Hislerimden yanılmıyorsam o da beni izliyordu. Çikolatayı bitirip çöpünü attım.Sonra dayanamayıp "Siraç en azından birkaç tane poşet ver. "dediğimde başını iki yana sallayıp reddetmişti.Ben de üstelemedim.Zaten eve az kalmıştı.Bana olan hisleri konusunda bir şey söylememesi beni şaşırtmıştı.Belki ben hayır dediğim için o da bu konuyu unutmaya karar vermiştir. Umarım öyledir! Çünkü ne onu üzmek istiyorum ne de kendim üzülmek istiyorum.

İkimizde sadece yürüyorduk ve ben bir an önce bu durumdan kurtulup kendimi eve kapamak istiyordum.Çünkü her an bir şey söyleyecek diye tedirgindim.Şu köşeyi de konuşmadan geçersek eve geldim demekti.Çok şükür evimin önündeydik. Hemen çantamdan kapının anahtarını çıkartıp adeta kapının koluna yapışır gibi anahtarı çevirip kapıyı açtım.Hemen Siraç'ın elindeki poşetleri alıp"teşekkür ederim."dedim.

Oda "lafı bile olmaz."diyerek gülümsedi.Eskiden olsa çağırırdım içeri.Kahve içer, sohbet ederdik.Ama şimdi onu içeri buyur edemem.Ama onu üzmekte istemiyorum.Aklıma gelen tek şey başımı tutmak oldu."Nedense başım çok ağrıyor,ben biraz dinlensem iyi olacak Siraç."diyerek durumu kurtarmaya çalıştım.

Siraç her zaman ki gibi çok anlayışlıydı."Elbette Dilşah,sen dinlenmene bak.Bende eve gideyim ama kötü olursan hemen bana haber ver,doktora gidelim."dedi.

Bu duruma içten içe sevinmiştim.En azından onu üzmemiştim.Arkasından "tamam,olur."diyerek kapıyı kapatıp içeri girdim.

Bu durum daha ne kadar böyle sürecekti.Ne zamana kadar Siraç'tan kaçacaktım, bilmiyorum.Onu sadece bir arkadaş olarak sevdiğimi söylemiştim ama o ısrarla beni sevmekten vazgeçmiyordu.

YABANİNİN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin