Gözlerime vuran güneş ışığıyla gözlerimi araladım. Gece birkaç kez uyansamda kendimi dinç ve dinlenmiş hissediyordum. Yatakta sağa doğru dönmemle kapının açılması bir oldu. Kapı hızla açıldığı için korkumdan küçük bir çığlık koptu dudaklarımdan. Gelen kişinin Araf olmasıyla yatakta doğrularak oturdum. "Anca mı uyandın sen?" Ona boş boş bakarken kafamı olumlu anlamda sallayıp " kapıyı çaldığın için sağ ol" dedim. Öküz.O dediğimi umursamayıp "İyi kalk mahalleye geçiyoruz " dedi. Robotik bir şekilde tekrar kafamla onayladım ve o odadan çıkarken kafasıyla bana gel işareti yaptı. Bende yataktan çıktım. Üzerimdekileri çıkartmak aklıma geldi fakat o kanlı kıyafetleri tekrar giyemezdim. O yüzden yerdeki kanlı kıyafetlerimi alıp odadan çıktım. Araf kapının dibinde montunu giyiyordu. Gözleri bana dönerken "çöp nerde?" diye sordum çekingen bir tavırla. "Sağ taraf mutfak" Alışık olduğum kısa bir cevaptan sonra sağdaki mutfağa girip çöpü buldum ve kıyafetlerimi içine attım. Geri döndüğümde olduğu yerde beni bekliyordu. Biraz gözleri üzerimde dolaştığında tekrar gözleri gözlerimi buldu.
" Kıçın donar böyle "
"Bir şey olmaz"
Omuz silkti. Sonra kapıyı açıp çıktı. Bende peşinden çıktığımda bir şey demeden kapıyı kilitledi ve arabasına geçip bindi. Tabi bende üşüdüğümü fark ettirmeden yan tarafına bindim. Yola çıktığımızda hiç bir şey konuşmadan sokağa kadar geldik. Ve ilk defa sokağın adını fark ettim. Rengini kaybetmiş bir tabelanın üzerinde büyük harflerle 'KADER SOKAĞI 'yazıyordu.
Kader sokağı...
Araba evimin önünde durduğunda Araf'a döndüm .
"Teşekkür ederim "
Kaşları hızla çatılırken gözleri ok gibi gözlerime isabetlendi.
"Çok fazla teşekkür ediyorsun"
"Çok fazla teşekkür etmemi gereken şey yapıyorsun " Cevabımdan sonra sol dudağı minicik bir hareketle yukarıya kaydı. Yüzünde ilk defa gülümsemeye yakın bir şey görmüştüm. Ya da olumlu bir mimik. Ben bunun şaşkınlığını yaşarken Araf tekrar söze girdi. "Unutma Vaveyla. İlk karşılaştığımızda canını çok yakmıştım " Evet yakmıştı ama yakmadan önce de beni o insanlardan kurtarıp teşekkürü hak etmişti. Sonra ilk cümlesi takıldı aklıma. Vaveyla mı? "Benim adım Vaveyla değil! Sahra"
"Senin adın ben ne dersem o"
"Hah görende nüfus müdürü sanacak" diye homurdandım kendi kendime. Homurdanmamdan sonra bu konuşmayı biraz sürdürmek için cevabını istediğim bir soruyu yönelttim ona. "Bu sokaklarda ne dönüyor?" Bana baktı. Kafasını sol tarafa hafifçe yatırdı ve mucizevi sesini kulaklarıma lütfetti. "Bu sokaklarda kan kol geziyor. Azrail tam ensende seni almak için dönüyor " biraz sustu ve benim şaşkınlığımın üzerine konuşmasını sürdürdü. "Buraya girdin Vaveyla. Kendi kaderini kendin karaladın. Kader sokağında kadersizlerin arasına düştün ve artık kurtuluş yok. "
〰️
Eve çıktığımda camımın tamir edildiğini gördüm. Bunu Araf'ın yaptırdığını biliyordum ya da Mirza yaptırmıştı. Sonra da gelip bana çok teşekkür ediyorsun diyor nasıl etmememi bekliyordu ki? En son Araf'ın söyledikleri beni korkutsa da pek ciddiye almak istemiyordum onu. Yeni başladığım hayatımı güzel sürdürmek istiyordum. Uzun zamandır bir şeyler karalamadığım aklıma geldi ve kalem kağıt alıp masaya oturdum. Arada şiir tarzında bir şeyler yazardım.
Kalemimden acılarımı damlatırdım kağıda bir nebze olsa rahatlardım.
Poyraz geldi sonra aklıma. Yıllarım ve çöpe dönüşen yıllarım geldi bir bir gözlerimin önüne . Sonra ise beni terk ettiği gece ve yalnızlığım doldurdu zihnimin kuytu köşelerini. Akıttım bende gözyaşlarımla birlikte acılarımı kağıda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak (TAMAMLANDI)
General FictionMutlu sonlar her zaman mutlu başlangıçların getirisi değildi. Ya da mutsuzluklar mutlulukla bitmez diye bir kural yoktu. Ağlarken gülünmez, gülerken ağlanmaz diye bir yargıda kalmamıştı. Herkes her an her şeyi yaşayabilirdi. Anlar farklı gereksiniml...