# Duygusal bir şarkıyla dinlemenizi öneriyorum #
....
Kafamın üzerindeki baskıyla hafiften gözlerimi araladım ve yerimde kıpırdadım. Tabi kıpırdayamadım demek daha doğru olurdu çünkü üzerimde bir ağırlık vardı. Gözlerimi hızla açarak bu ağırlığın sebebini anlamaya çalıştım ki sebebi anlamamda uzun sürmedi.
Dün gece koltukta uyuyakalmıştık belliki fakat dün gece koltukta bu kadar yakın olmadığımıza emindim. Tam şu anda Araf'ın çenesi saçlarımın üzerinde eli ise belime dolanmıştı. Yüzü hafif aşağıya eğik olduğu için nefesi tenimi yalayıp geçiyordu. Fakat oturur bir pozisyonda Araf'ın sırtı koltuğa yaslı benim sırtımında yarısı Araf'a yaslı diğer yarısı da koltuğa yaslıydı .
Tuhaf bir andı hem de çok tuhaf.
Yerimden hafifçe kıpırdadım.Rahatsız mı olmuştum şu an ki halimden? Hayır. Ama tuhaftım işte. Belki de şu ana kadar tatmadığım bir duygu vardı içimde tarif edemiyordum.
Anne... Yardım etsene bana. Ne bu içimde ki yara? Annem, alınma bana ama şimdi sana her geldiğimdekine benzer bir duygu hissediyorum sanırım. Annem küsme bana lütfen. Sakın darılmada. Sadece bilmiyorum kendimi sanki birazcık güvende hissettim. Sanki kalbim hızlandı. Sanki ruhum tazelendi. Annem... Yanımda olup' kızım bak bu budur' diyebilseydin keşke. Ama olsun ben senin susuşlarını bile duyarım gerekirse.
Gözlerim buğulandı istemsizce. Hiç görmediğim annemi bir kez daha özledim. Bir kez daha hissetmediğim kokusunun acısı ciğerlerimi yaktı.
Bir damla süzüldü yanağımdan aşağıya doğru. Annem sen süzüldün bir kez daha içimden. Sen süzüldün bir kez daha kalbimden.
Dudaklarım titredi sonra yaşlarım ardı ardını takip etti.
Telkin ettim kendi kendimi ama durmadı yaşlarım. Sanki tam şu anı bekliler. Tam şu anki huzuru...
Başımın üzerinde ki baş usulca hareket etti ve baskısı yavaşça silindi.
Sonra birden arkamdaki beden kas katı kesildi. Hızla belimdeki eli çekilirken ellerimi yüzüme çıkarttım ve yaşlarımı silmeye çalıştım.Fakat buna izin vermedi yanımdaki beden ve ellerini kollarımda sabitleyip beni kendisine çevirdi. Gözleri gözlerime değerken uyku mağrurluğuyla aralanmış gözleri karardı. Ağzında bir küfür döndü dolaştı yüzümü incelerken. Tutmaya çalıştım gözyaşlarımı. Olmadı. Dudaklarım bir kez daha titredi.
Araf ellerininin bedenimle temasını hızla kesti ve bir küfür daha savurdu boşluğa.
"Niye ağlıyorsun?"
Sesi endişeli ve tuhaf duygu kırıntılarıyla harmanlamıştı.
Cevap vermedim. Veremedim.Ne diyeyim annem? Senden mi bahsedeyim ona yoksa onu mu anlatayım kendisine. Yoksa içimdeki sana karşı duyduğum suçluluk duygusunu mu vurayım gün yüzüne?
"Sahra özür dilerim. Bak ağlama. Sana dokundum diye mi ağlıyorsun? Bak yemin ederim hiç bir şey yapmadım. Ağlama. "
Şaştım kaldım. Araf bu cümleleri o kadar hızlı bir şekilde peş peşe sıralamıştı ki içim yandı. Sonra sesindeki pişmanlık ve merhamet bir kat daha yaktı beni.
Ben merhamet edilecek bir kız mıyım anne?Eğer öyle olsaydım babam bana merhamet etmez miydi? Ya da Poyraz...
"Ağlama ! Ağlama,ağlama."
İlk defa bu kadar çaresiz gördüm Karşımdaki adamı.' Hayır senin yüzünden ağlamıyorum ki ben' demek istedim, diyemedim. Dudaklarımı açsam hıçkırıklarımın boğazımdan kaçıp firar etmesinden korktum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak (TAMAMLANDI)
Aktuelle LiteraturMutlu sonlar her zaman mutlu başlangıçların getirisi değildi. Ya da mutsuzluklar mutlulukla bitmez diye bir kural yoktu. Ağlarken gülünmez, gülerken ağlanmaz diye bir yargıda kalmamıştı. Herkes her an her şeyi yaşayabilirdi. Anlar farklı gereksiniml...