40.Bölüm:"umut fidanları"

8.1K 474 158
                                    

Yukarıdaki videoya bakmayı unutmayın. Onu hazırlarken az daha deliriyordum😭😭😂

❤İyi okumalar ve iyi izlemeler❤

Ölüm, ensendeki hayalet.
Ölüm, yok oluşun getirdiği var oluş.
Ölüm, suskunluğun içindeki yakarış.
Ölüm iki kol ve sen o kolların arasında kalan küçük bir beden.
Ölümün olduğu yerde toprak olan bir varlık...

"Kim yapmış?"

"Şu an da kimin yaptığı tespit edilmedi ama Poyraz deli raporu almak için hazırlanıyordu. Yani yakın zamanda o hapishaneden çıkacaktı. Neden kaçma girişiminde bulunduğunu bende anlamadım. "

Araf deli raporunu duyduğunda kaşları çatıldı. 'Yine kendi yakasını kurtaracak bir şey bulmuş it' diye düşündü ve "bundan niye şimdi haberim oluyor?" Diye köpürdü.

Emir hattın ucundan derin bir nefes alırken "çünkü bunu sana söyleseydim onu sen öldürürdün. Ve ben kardeş dediğim adamın cezaevine girmesini istemem" diye yanıtladı.

Araf yine sinirlenmişti. Dünya bir pislikten kurtulmuştu ama zamanı geldiğinde kendi elleriyle dünyayı o pislikten kurtarmak istiyordu. Cidden Poyraz'ın mutlu mesut yaşamasına izin verir miydi? Vermezdi. Sadece biraz zaman lazımdı. Poyraz kendisini güvende sanacak ve o an da kirli ruhu bedeninden ayrılacaktı. Ama şimdi Poyrazı her kim öldürdüyse Araf'ın işine çomak sokmuş oldu.

"Kısa kes. Yakalanacak kadar salak değilim. Ve bana Poyrazın o hapishaneden nasıl kaçtığını ve kim tarafından öldürüldüğünü bul."

"Görüntülere birisi takılmış. Poyraz'ı hapishaneden kaçırmak için baya bir plan kurmuşa benziyor. Neyse ne. Kaçıran kişinin kimliği belirlenmeye çalışılıyor. Bir iki saate tespit edilir ama kimin öldürdüğünü bulmamız biraz sürecek gibi."

"Poyraz kaçırılmış mı yoksa kendisi kaçıranla kaçmış mı?"

"Kendi isteğiyle kaçmış" diye mırıldandı Emir ve "beni çağırıyorlar gitmem lazım. Sana ben ulaşıp ölümle ilgili haber vermeden ortalığı ayağa kaldırıp cinayeti yapan kişi olma potansiyeli oluşturma" dedi. Sesi sert ve emir veren bir tondaydı.

Araf olduğu yerde arka tarafta bedenini parçalayan adamı unutmuş bir halde güldü ve "eğer o iti ben öldürseydim parçasını bulamazdınız" diyerek telefonu kapattı. Gülmüştü fakat sinirliydi. Kim yapmış veya neden yapmış olabilirdi? "Ölen ölmüş yapacak bir şey yok" diye mırıldandı Araf kendi kendine. Bunlar onun kendisini sakinleştirme çabalarıydı.

Depoda tok adımlarla kapıya ilerlediğinde göz ucuyla son kez arkasına baktı ve yerdeki kanlar içindeki adamı görmesi uzun sürmedim.

Ölüm...Ne zaman geleceğini bilmediğimiz, bilemediğimiz yeni bir yaşam.

Araf depodan çıkar çıkmaz arabasına binmiş ve telefonuyla bir adamını arayıp depoda ölen adamın-yiğit- annesinin adresini bulmasını ve oraya yüklü miktarda para yollamasını belirtmişti. Tabi paraların üzerine de oğlundan bir not koyarak kadının endişelenmemesini sağlatmıştı.

Arabayı sürerken aklında tek bir kişi vardı. Vaveylası...Ama onun yanına gitmek yerine kulübe sürdü arabayı ve Mirza'nın yanına uğrayıp kulüpte durumların nasıl olduğunu öğrenmeye gitti.

〰️

"Üşüdün mü?" Diye sordu Anıl hafif esen rüzgarı bedeninde hissederken. Gözleri karşıya bakıyordu ama yanındaki kızın hareketlerini hissedebiliyordu.

Eylül başını olumsuz anlamda sallarken "üşümedim" diye mırıldandı. Anıl omuzlarını silkerken "iyi" diyerek kıza döndü yüzünü. Eylül'e sormak istediği sorular vardı ama onu incitmek istemiyor tam tersine sadece tanımak istiyordu.

Çıkmaz Sokak  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin