Araf geri geri gitti ve ellerini yukarıya kaldırdı. Anıl olanları anlamaya çalıştı. Ama Anıl emindi ki Araf durduysa daha ağır şeyler yapardı.Araf usul usul yüzünden gülümsemesini silmeden deponun köşesine gitti. Yerdeki adam çırpındı. "Abi bırakın gideyim. Kızın senin olduğunu bilmiyordum. Bir daha asla karşına çıkmam."
Yerdeki adamın sözleri üzerine Anıl hızla dibinde bitti ve hiç acımadan sert tekmesini adamın karnına indirdi.
"Seni ıslak odunla döverim lan! Sen Araf abimin kızına dokunamazsın ama sen o kıza da dokunamazdın!" Öfkesi sesinden akıyordu. Bir tekme daha attı yerdeki herifin karın boşluğuna. "Bağıramadı bile lan o kız! Konuşamayan kızdan ne istedin lan it oğlu it!" Bu sefer yumruğunu adamın çenesine indirdi. Hıncını çıkartması lazımdı. O kız gözlerinin önüne gelince bütün iğrenç insanlara lanet ediyordu.
"Koçum yavaş ol" diye mırıldandı köşedeki dolaptan eline birkaç şey alan Araf. Anıl durdu ve son bir tekmeyi adamın karnına indirirken adamın çığlığını bile umursamadı.
Araf elindeki şeylerle geri geldi ve yerdeki adama iğrenir bir şekilde baktı. "Anıl çöz şu iti."
Anıl adamın sandalyesini ters çevirdi ve hızla ellerini ve ayaklarını çözdü. Adam baygın gözlerle ikiliye baktı ama sustu.
"Şunu musluğun altına getir" dedi ve Anıl'ın yüzünde ilk önce bir şaşkınlık belirdi fakat bu kısa sürede sırıtışa döndü. "Hemen getiriyorum" dedi ve yerdeki adamı ensesinden tuttu. Adam endişeli gözlerle ikiliye baktı fakat zorluk çıkartmadan Anılla ilerledi. Zaten zorluk çıkartırsa canının daha çok yanacağını biliyordu. Anıl adamı musluğun önüne doğru iteklediğinde dizlerinin üzerine düştü ve alttan alttan Araf'ın yüzüne baktı adam.
"Hadi şöyle otur bakalım" diye mırıldanırken Araf, bir saniye bile yüzündeki kana susamış gülümseyen hali gitmedi.
Adaletin olmadığı yerde adaleti sağlardı.
"Abi yapma annem var benim ona bakıyorum yalvarırım."
"Adın ne senin?" Diye sordu Araf rahatlıkla. Annesini asla ve asla zor durumda bırakmazdı.
"Yiğit, abi."
"Sen misin lan yiğit! Adını taşımayan heriften ne bok olur" diye gürledi Anıl. Araf sakin kalırken "annesini bulucaz unutma" dedi Anıla ve adama eliyle musluğun altını gösterdi.
Musluğun altında lavabo olmadığı için su açıldığında yere damlıyordu. Adam ne olacağını bilemeden musluğun altına gitti ve sırtını duvara yaslayıp bacaklarını uzattı.
"Seni yıkayacak değiliz şerefsiz! Kafanı musluğun altına getir."
Adam yutkundu. Kendisine işgence edileceğini anladı fakat elinden yalvarmaktan başka hiç bir şey gelmezdi. Bedenini biraz yana çekti ve kafası tam olarak musluğun altına geldi.
"Güzel " diye mırıldandı Araf ve elindeki dolaptan aldığı malzemeleri yere bıraktı. Adam bir kez daha yutkundu.
Araf'ın kolları arasından yere ip ve kova düşmüştü. Bu ip ve kova bu adamın kâbusları olacaktı.
Yorumlarınızı merak ediyorum😍 ve vote sayısı ne kadar çok artarsa o kadar yeni bölüm erken gelir❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak (TAMAMLANDI)
General FictionMutlu sonlar her zaman mutlu başlangıçların getirisi değildi. Ya da mutsuzluklar mutlulukla bitmez diye bir kural yoktu. Ağlarken gülünmez, gülerken ağlanmaz diye bir yargıda kalmamıştı. Herkes her an her şeyi yaşayabilirdi. Anlar farklı gereksiniml...