Sahra usulca gözlerini aralamaya çalıştı. Uzun süredir ilk defa bu kadar huzur içinde uyuyordu çünkü onu kâbusları çoğu geceler yalnız bırakmazdı. Burnuna dolan enfes kokuyu cigerlerine derin bir solukla çekerken gözleri uyku sersemliğiyle tam açılmıştı fakat karşısında gördüğü şey birbirine karışmıştı. Korkuyla Sahra yerinde irkilirken karşısındakinin tam dibinde olan ve açık bir şekilde ona bakan koyu bulutlar olduğunu fark etti. Araf ne zamandır uyanık diye düşünürken ikisi de birbirlerine bakmaya başladılar. İlk defa bu kadar yakındılar birbirlerine. İlk defa bu kadar tuhaftı aralarındaki şey.
Yaklaşık altı saat soluksuz uyumuştu ikisi de. Araf ablasının kokusu ve yanında ki kendi tabiriyle Turuncu cücenin yanında olmanın verdiği tuhaf duyguyla, sahra ise ilk defa kendisini huzurlu hissettiği adamın kollarında uzun süre geçirmişti.
Uyudukları pozisyonda uyanmışlardı sadece küçük bir değişiklikle. Araf'ın burnu Sahra'nın saçlarındayken şimdi tam olarak sahra'nın burnunun karşısındaydı.
Araf , Sahradan kısa bir süre önce uyanmış ve ona dediği gibi sadece saçlarıyla temas etmişti. Çünkü o verdiği sözleri tutan bir adamdı.
İkiside bir süre daha birbirlerine baktılar. Araf ,sahra'nın gözlerinin yeşilliğine dalarken Sahra da Araf'ın bulutlarının içine dalmıştı.
Gerçekten neydi bu ikisini de bu kadar etkileyen şey? Nasıl olurda iki çift göz içlerinde bir sürü duyguyu barındırırdı?
Araf yutkunurken hafif geriye çıktı ve yatakta doğruldu. Sahrada kendisine gelip yatakta doğrulacağı sırada hafif başının dönmesiyle kafası ileri geri hareket etti.
Tabi ki bunu Araf fark etmişti. Zaten Araf Sahra hakkında fazla temkiniydi bu aralar.
Araf elleriyle sahrayı tutarken " iyi misin?"diye sormayı ihmal etmedi.
Sahra ise verecek bir cevap bulamayıp iyi olmayı ümit etti ve Arafa kısa bir tebessüm bahşetti.
Araf'ın içi huzursuz oldu. Sahra'nın ağzından iyiyim kelimesini duymak istedi. Fakat bunu belli etmedi ve sahra'nın arkasındaki yastığı yaslanması için tutup dik vaziyete getirdi.
Tabi o sırada sahra'nın yastığının altına koyduğu defter gün yüzüne çıktı ve birden Araf'ın yüzünün sertleşmesine ve bedeninin kasılmasına neden oldu.Araf'ın bedeninin kasıldığını fark eden Sahra gözlerini ona çevirirken onun gözlerinin bir yere takıldığını anlaması kısa sürmedi ve baktığı yere baktığında ikisininde gözleri günlüğün üzerinde buluşmuş oldu.
Sahra yutkunurken Araf'ın bulutları öfkeyle sarmaladı.
"Araf" diye fısıldadı Sahra. Araf ise bir an bile gözlerini defterden ayırmadı çünkü bu defter ona tanıdık gelmişti hem de çok...
Sahra yerinde biraz daha doğrulurken " bu defter kimin?"diye sordu Araf buz dağını yanında bir hiç gibi bırakacak soğuk bir sesle. Araf bunu sordu çünkü düşündüğü şeyin teyit edilmesini istiyordu.
Sahra sessizliğin arkasına sığınmak istedi ama cevap vermesi gerektiğini biliyordu. Sesini aradı bir süre ve " ablanın " diye fısıldadı.
Araf'ın gözleri bir kurşun misali Sahra'nınkileri bulurken artık kayış kopmuştu.
Araf hızla yataktan doğruldu ve defteri eline alırken " bunun ne işi var sende?"diye bağırdı bütün gücüyle.
Araf bu defteri birkaç kez ablasının elinde görmüştü ama ona hiç bir şey dememişti. Çünkü ablasının bu deftere içini döktüğünü anlamıştı. Fakat şimdi bu defter şu an karşısında duran kızın evindeydi. Peki neden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralMutlu sonlar her zaman mutlu başlangıçların getirisi değildi. Ya da mutsuzluklar mutlulukla bitmez diye bir kural yoktu. Ağlarken gülünmez, gülerken ağlanmaz diye bir yargıda kalmamıştı. Herkes her an her şeyi yaşayabilirdi. Anlar farklı gereksiniml...