Bana özelden yazan kırılmış küçük kalpli okuyucuma gelsin bu satırlar. Aynı anda o okuyucum gibi olan bütün kırık kalplere gelsin.
Unutmayın! Hepiniz birbirinizden değerlisiniz. Kimsenin sizin değerinizi ölçmesine izin vermeyin.
Hepiniz iyiki varsınız. Sizleri çok seviyorum❤
İnsanlar vardır. Milyonlarca ve milyarlarcası. Aynı gökyüzünün altında lâkin tamamiyle farklı sıfatlarda, karakterlerde, yüzlerde, seslerde, yaşlarda...
Anlatmaya kelimelerin yetmeyeceği kadarı. Bazıları esmer bazıları sarışın bazıları kumral...
Bazılarının tanımı farklı; kumral tenli, esmer bomba, turuncu tenli, yanık tenli, kızıl bomba, sarışın bomba, kıvırcık saçlı, düz saçlı...
Fakat sen bir tanesin. Hangi sıfatları alırsan al teksin ve değerlisin.
Aynı milyarlarca insan yaşayan bu dünyada Sahra'nın Araf için tek olduğu gibi sende birileri için en ve en kıymetlisin.〰️
Küçük adımlarla bende Araf'ın peşinden banyoya girdim. Nedense içimdeki bir his hep Araf'ın yanında olmak istiyordu. Her yaptığı şeyi bilmek, neyi nasıl yaptığını ögrenmek.
Araf aynanın önüne geçip traş makinesini lavobonun kenarına koydu ve losyonu da çıkarttı bende kenarda durdum ve onu dikizledim. Yani şey onu izledim. İzliyorum. Tabi izlerken Araf'ın birden üzerindeki tişörtü çıkartıp üzerimi çıplak bırakacağını tahmin etmemiştim. Gözlerim kocaman açılırken "çüş" diye bağırdım ve refleks olarak ellerimle gözlerimi kapatırken arkamı döndüm ama arkamdan Araf'ın şen kahkahası kulaklarıma vuruyordu.
Şu an gözlerimi açıp onun dudaklarındaki asilliğe şahitlik etmek isterdim. Yutkundum.
"Aç şu gözlerini korkma yemem seni" Araf'ın eğlenen sesi utanmama neden olurken birden ellerimin üzerine iki el oturdu ve geriye çekerek gözlerimi açtı. Araf beni kendine doğru çevirirken gözlerim gözlerini hedef aldı. Hayır Sahra aşağıya bakma. Tabiki şu an karşında bir tepsi baklava yok.
"Zihninle yedin beni, kızım."
Sesli mi konuşmuştum ben? Hayır konuşmamıştım. "Ne alakası var be!" Diye cırladım ve Araf'ı geri itikleyerek -ellerimi olabildiğince az ona değdirmeye dikkat ederek yaptım bu durumu- lavoboya yaklaştım. Kalbim hızını arttırmış durumdayken aynadan kendi yüzüme baktım. Kırmızılık yüzümü işgal etmişti. Hadi ama bu kadar kolay utanmasam ne olurdu sanki?
Araf arkamda belirip yanağını yanağıma dayandığında artık aynadaki görüntümüzde birlikteydik. O kadar güzel bir adamdı ki...
"Beni sen tıraş etmek ister misin, Vaveyla?" Fısıltısı kulağıma çarparken gözlerim sakallarına kaydı. Başım benden habersiz olumlu bir şekilde sağlandığında Araf'ın iki büyük eli belimi sardı ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni ters çevirip lavobonun üzerine oturttu.
"Umarım bu harika yüzüm kesikler içinde kalmaz." Dediğinde eline aldığı malzemeleri bana uzatmıştı. Evet hiç yapmadığım bir şeyi şu an da yapacaktım. Hadi hayırlısı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak (TAMAMLANDI)
Ficção GeralMutlu sonlar her zaman mutlu başlangıçların getirisi değildi. Ya da mutsuzluklar mutlulukla bitmez diye bir kural yoktu. Ağlarken gülünmez, gülerken ağlanmaz diye bir yargıda kalmamıştı. Herkes her an her şeyi yaşayabilirdi. Anlar farklı gereksiniml...