Keyifli okumalar <3
__________
Hayatın insana gerçekten beklenmedik sürprizler hazırladığına artık inanmıştı. Çünkü hayalleri kontrol edemediği bir hızla gerçek olmaya başlamıştı. Hayallerinin ilk basamağında yıllarca hayalini kurduğu Sorbonné'da konservatuar okumak vardı. Ve şu anda o çok istediği okulda konservatuar okumak için Paris'e yerleşmişti. Burada dört yıl kalacaktı. Dört yıl sonra Paris'ten müzik öğretmeni olarak ayrılacaktı.
Paris'e geleli henüz dört ay olmuştu fakat şimdiden İstanbul'u çok ama çok özlediğini inkâr edemezdi. Yılbaşı yaklaşmıştı dolayısıyla kısa süreli de olsa önünde bir tatilin olduğu söz konusuydu ve bu tatil Gül için inanılmaz bir fırsat olma özelliğini taşıyordu. Her şeyden önce tatil süresi boyunca İstanbul'a giden uçuşları araştırması ve kendisi için en uygun bileti alması gerekiyordu.
Çok geçmeden bilgisayarını açıp, en yakın tarihli herhangi bir uçak bileti bulmak adına tüm havayolu şirketlerinin internet sitelerini talan etmeye başlamıştı bile ki şansı yaver gitmişti ve iki gün sonrası için akşam uçağına bilet bulmuştu. "Demek ki bu gece şans benden yana!" diye içinden geçirerek daha fazla vakit kaybetmeden, hızlıca uçuş bilgilerini girip internet üzerinden rezervasyonunu yaptı. Geriye sırada ailesine yılbaşı tatilini birlikte geçirmek üzere yanlarına gideceğini haber etmek kalmıştı. İstanbul'a gittiğinde bir de İlknur Hanım'ı ziyaret etmesinin hem İlknur Hanım için moral hem de kendisi için hoş bir fırsat olacağı kanısındaydı.İlknur Hanım; öyle mükemmel, öyle dünya tatlısı bir insandı ki, kesinlikle onun için hayallerinin mimarı diyebilirdi. Şu an Paris'te konservatuar okuyabiliyorsa, bunu sadece kendi yeteneği sayesinde değil; İlknur Hanım'ın Gül'e olan sonsuz güveni, verdiği cesaret ve manevi desteği sayesindeydi.
Hayallerinin sadece hayal olarak kalmasına izin vermediği için, ailesinin bu konuda ikna olmasında büyük katkı sağladığı için ona karşı o kadar minnet doluydu ki. O Gül'ün beş yaşından beri çok sevdiği, gerçekten bir abla olarak gördüğü biri ve aynı zamanda müzik öğretmeniydi. Onun genç kıza ne çok şey kattığını, onun nasıl güzel bir insan olduğunu göğsünü gere gere saatlerce anlatabilirdi. Bu yüzden İstanbul'a gider gitmez ilk yapacağı şeylerden biri de İlknur Hanım'ı ziyaret etmek olacaktı.
O şimdilerde; geçirdiği trafik kazası yüzünden maalesef yaşamını bir yıldır, belden aşağısı felç bir şekilde yatağa mahkum olarak sürdürüyordu. Ve durumunun pek de iç açıcı olmadığını annesiyle babasınıın ve birkaç dostunun daha ziyaretleriyle morali yüksek tutulmaya çalışıldığını duymuştu.
Henüz beş yaşında şarkılar söylemeye başlayınca ailesi Gül'ü müzik kulağımın gelişmesi için derslere başlatmışlardı. Piraye Hanım ve Mahir Bey de müziğe karşı ilgiliydiler ve keyifli oldukları anlarda birlikte şarkılar şöylemeyi çok seviyorlardı. Hatta öyle ki Gül'ün ilk oyuncakları bir piyano ve kemandı. Şimdilerde ise ellerinin arasında gerçek bir keman tutuyordu.
Çalmayı en çok sevdiği enstrüman kemandı. Bu yüzden bölüm olarak keman ve piyano bölümünü seçmişti. Piyano da çok güzel bir enstrümandı, onu da çok seviyordu ancak keman onun için çok başkaydı. Yayı ile dokunduğu her nota sanki genç kızı ayrı ayrı dünyalara alıp götürüyordu. Bastığı her notada o sihri, o büyüyü iliklerine kadar doyasıya hissediyordu.
***
Tüm dünyanın büyük bir coşkuyla kutladığı Noel bayramı hazırlıkları hummalı bir şekilde sürmekteydi. Meydanlar kalabalık, mağazalar sevdiklerine hediye almak için gelen insanlarla dolup taşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLLER VE DUDAKLAR~TAMAMLANDI✔
RomanceTam her şeyin bittiğine kendini inandırmışken, karşısına çıkan bir çift yeşil gözle hayatı kökünden değişecek olan bir adam... Yıllardır ona karşı duyduğu aşkı kalbinde sessizce büyüten, sadece kendi içinde yaşamayı seçen bir genç kız... Ani bir ö...