GÜLLER VE DUDAKLAR~TAMAMLANDI✔

22.Bölüm

Merhabalar, nasılsınız bakalım?

Yeni bölümü bekleyenleri görebilir miyim?

Umarım beğenirsiniz.

Sizi çok seviyorum...Lafı fazla uzatmadan sizleri 22.Bölümümüzle baş başa bırakıyorum.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar <3

__________

Düğün Günü...

Heyecan tüm bedenini sarmış, adeta kalbinin ağzında attığını düşünmüştü genç kadın. Elini hızla göğsünün ortasına, deyim yerindeyse dörtnala koşan kalbinin üzerine bastırarak heyecanını kontrol altına almayı denedi. Ama bu heyecanın sebebi gayet açıktı; kendisini bildi bileli içten içe sevdiği, kurduğu hayallerin öznesi olan adamla sadece birkaç saat sonra evlenecek ve tüm rüyaları hayalleri gerçek olacaktı.

Elleri kalbinin üzerinde, sırtında iki haftalık kısa sürede kusursuz bir şekilde Melis'in elinden çıkmış; tam da istediği gibi sadece onun için özel olarak tasarlanan bembeyaz gelinliğiyle aynadaki aksine bakarken biraz olsun rahatlamak için derin bir nefes alıp hızla dışarı verirken Hande ile Berra'nın da hazırlıklarını sürdürürken aralarında konuştuklarına kulak kabartıp dikkatini dağıtmak isteyerek onlara katılmaya karar verip arkasına döndü.

"Sanki öleceğim şurada, baksanıza heyecandan elim ayağım titriyor kızlar."

"Sakın Gül! Bu gece ölmek yok," diye itiraz etti Berra."Bu gece senin en özel gecen, sakin ol."

"Ayol bu gece asla evlenmez denen manevi abim ve bizim en yakın arkadaşımız evleniyor. Düğünümüz var," diye araya giren Hande'den başkası değildi.

Hande'nin sözleri üç kızın da ayn anda kahkahalarla gülmesine sebep oldu.

"Hah şöyle! Gülelim yahu, gülelim de üzerimizden bir gerginliğimizi atalım."

Hande her zamanki gibi bitmek tükenmek bilmeyen neşesiyle ortamı şenlendirmek için tüm hünerlerini sergiliyor ve başarıyordu da. Kızların kahkahaları odada yankılanmaya devam ederken kapının tıklatılmasıyla bu an birden bölündü.

"Ben bakarım," diyerek kapıya koşan Berra oldu. Genç kız kapıyı açtığında karşısında Melis,Piraye, Mücellâ, Dilek ve Ayşe Hanımları bir de yabancı olduğunu tahmin ettiği onlarla yaşıt olduğu her halinden belli olan genç kızı "Gelin gelin," diyerek içeriye girmelerine izin verip kapıyı kapattı.

Birbirinden şık dört kadının kendisine doğru geldiğini görünce gülümsedi Gül. "Anneciğim," diyerek sarılışı ve onu takip eden Ayşe, Dilek, Mücellâ Hanım ve Melis'in sarılışlarından sonra genç kadını asıl şaşırtıp sevindiren sürpriz yaparak ta Paris'ten düğün için gelen, oradaki en yakın arkadaşı Tilda'ydı.

"Tildaaaa!"

"Güüülll!"

Gül "Ne çok özlemişim seni, gelmene nasıl sevindim bilemezsin," diyerek boynuna sarıldı Tilda'nın.