35.Bölüm

212 14 0
                                    

İki âşık birbirlerine hayran hayran bakarken odaya giren aile fertleri ve onları takip eden en yakın arkadaşları birden odayı doldurmuşlar ve sırasıyla çiçeği burnunda anne babayı tebrik edip bebeği izleyip ve güzelliğinden gözlerini alamadılar minik kızın. Odadaki şen şakrak bebek ziyareti yarım saat kadar sonra nihayet sona erdiğinde çekirdek aile nihayet baş başa kalmıştı.

"Evimize ne zaman gideceğiz acaba?"

"Bir sorun olmazsa belki yarın gidebiliriz, istersen bir sorayım doktora ne dersin?"

"Olur."

Savaş doktoru bulmak için odadan çıktıktan birkaç dakika sonra geri döndü yüzü gülüyordu. Doktordan anne ve bebeğin durumu hakkında bilgi de almış oldukça rahatlamıştı. Odaya geri döndüğünde minik kızı annesinin kollarında mışıl mışıl huzurlu uykusundayken güzeller güzeli karısı kocasından güzel bir haber bekliyormuşçasına onun yolunu gözlediğini gördü.

"Ne oldu ne dedi doktor?"

"Hiçbir sorun yok, yarın sabah çıkabilirsiniz dedi doktor."

"Harika. Çok şükür sonunda evimize gideceğiz, Savaş çok özledim."

"Ben de bir tanem. Farkında mısın? Biz dün iki kişi çıktığımız eve yarın üç kişi döneceğiz."

"Evet. Hayat hızla değişebiliyormuş işte böyle. Bir yıl öncesine kadar sadece iki kişiyken, şimdi bir de kucağımızda bebeğimiz."

"Tamamlandık bir tanem. Bana dört yıl önce, yaşadığım bu güzellikler sadece uzak bir ihtimalken şimdi tüm canlılığıyla karşımda. Sen yanımdasın ve ben sana deliler gibi âşığım. Bir de şimdi İlknur'umuz var, mutluluğumu tarif etmem imkânsız. Sen olmasan bu duygular bana hep yabancı olacaktı, Gül."

"Savaş... Asıl sen olmasaydın ben bu duyguları hiçbir zaman tatmayacaktım. Çünkü ben birtek senin için böyle hayaller kurdum. Başkasını hislerime dahil edemezdim asla. Seni ilk gördüğüm gün ve sonrasında hayatımda senden başkası olmadı, olamaz da..."

"Biliyor musun? Anneme kızmıştım bir kızın hayatına neden müdahale edeyim falan demiştim. Şimdi ne kadar haklıymış diyorum. İyi ki dinlemişim de seni bulmuşum Gül, iyi ki o gece yeniden karşıma çıkmışsın kadınım."

"Annene ben de çok şey borçluyum, Savaş. Onun hakkı asla ödenmez zaten. Daha beş yaşındaydım ben o bize gelir birlikte piyano ve keman çalışırdık. Büyüdükçe ben sohbet etmeye başlamıştık. Sen o zamanlar Paris'teydin tabii. Senden hep bahsederdi ve sen o yıllarda bile, daha seni tanımadan yani; bir kusursuz görünmüştün gözüme, sonrası da işte böyle gelişti. Kalbime o zamanlarda almışım seni, çocukça diyordum önceden ama seni gördüğümde hiç de öyle olmadığını anlamıştım."

"Şimdi daha iyi anlıyorum seni bir tanem. Kızımıza neden annemin ismini verdiğini de. Ve seni daha önce tanımamış olduğum için kendime lanet ediyorum. Meğer sana çok geç kalmışım ben."

"Ama şimdi buradasın, yanımdasın. Bırak geçmiş geçmişte kalsın, biz geleceğimize bakalım."

"Size söz bundan böyle hayatımız sadece mutluluktan ibaret olacak. Ömrüm boyunca kendimi senin koşulsuz sevgine layık olmaya ve kızımıza iyi bir baba olmaya adayacağım."

"Ama önce bu hastane odasından çıkmamız gerekiyor."

"Çıkacağız sevgilim, yarın sabah uyanır uyanmaz gideceğiz evimize. Hadi şimdi ver kızımı bana yerine yatırayım, sen de uyu iyice dinlen."

"Tamam ama sen de gel yanıma yat, sana sarılarak uyumak istiyorum."

"Kızımızı yatırayım bir önce," diyerek minik İlknur'u Gül'ün kucağından aldı. "Gel bakalım babaya, baba seni yatırsın." Ardından dudaklarını tenine dokundurdu fakat öpmek yerine,burnunu boynuna yaslayarak annesinin aynısı olan gül kokusunu içine çekip küçük cam beşiğe yerleştirdi. "İyi geceler gül prensesim." diye fısıldadı ve birkaç saniye onun derin bir uykuya dalişini izledi şefkatle. Dünyanın en güzel ve en huzurlu uykusu bu diye düşündü içten içe genç adam. Bu düşüncesi onu gülümsetti. Sonra da söz verdiği gibi karısının yanına kıvrılıp belinden sarıldı gül kokulusuna. Yanağına bir öpücük kondurup fısıldadı. "İyi geceler, kraliçem."

GÜLLER VE DUDAKLAR~TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin